reklam

21 Ağustos 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

İstanbul'un 'Suriçi' sınavı

Birleşmiş Milletler'in 1972'deki Dünya Mirası Sözleşmesi' ni 1983'te onaylayıp ''ulusal yasamız'' yaptık... İstanbul 'un 2600 yılını barındıran Tarihi Yarımada 'sıyla (Suriçi) ''Dünya Mirası'' listesine girmesini 1985'te sağladık... Bu bölgenin ''bütünüyle'' korunmasını öngören ''SİT'' kararını da 1995'te aldık...

Ne var ki, tarihi yıkan ''rant apartmanlaşması'' durdurulmadı; kuralsız ve uygunsuz yapılaşmalar ''üç imparatorluğun başkentini'' bile kemirmeyi sürdürüyor...

Yasamıza göre 1995'teki SİT ilanını izleyen ''bir yıl'' içinde devreye girmesi gereken ''koruma planı'' ise tam 8 yıl sonra ''geçen ay'' Koruma Kurulu'nun ''incelemesine'' sunulabildi... Üstelik, uzmanlara göre ''arkeolojiyi'' yine ihmal ederek...

Minja Yang'ın uyarısı

İşte böylesi bir sürecin ''Dünya Mirasımız'' üzerindeki tahribatlarını yıllardır ''sessizce'' izleyen UNESCO, artık susmuyor...

Tarihi Kentler Birliği 'nin Mayıs (2003) sonunda Bursa 'daki uluslararası toplantısına davet edilen Dünya Mirası Listesi Başkan Yardımcısı Minja Yang, İstanbul'da da 2 Haziran 2003'te katıldığı ''Suriçi Brifingi'' nin ardından dedi ki: ''Böyle giderse İstanbul tehlike altındaki miras listesine aktarılabilir...''

Bu olursa, örneğin Afganistan 'daki Buda heykellerini kıran Taliban rejimiyle ''aynı listede'' buluşacağımızın anlaşılması üzerine de Suruçi'ni değilse bile hiç değilse ''ulusal onuru'' kurtarmak için hemen herkes harekete geçti...

Aynı gelişmeler kamuoyunda; ''UNESCO'dan İstanbul'a sarı kart'' şeklinde yankılanırken, bir grup bilim insanı da 29 Temmuz 2003 günü Taşkışla'da toplanarak, Suriçi'nin Dünya Mirası listesindeki ''tarihiyle hak ettiği'' onurlu yerini gerçekten ''korunarak'' sürdürebilmesinin yollarını tartıştılar...

Taşkışla 'dertleşmesi'

ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) Türkiye Milli Komitesi ile Ulusal Ahşap Birliği 'nin düzenledikleri toplantı, ''tarihi kentlerde yönetim'' temasıyla yapıldı.

Çünkü, yine o gün M. Yang'ın gösterdiği slaytlardaki Zeyrek ve Süleymaniye evlerini ''harabeye'' dönüştüren ilgisizlik, 1985-2003 döneminin ''farklı siyasetlerdeki'' belediye anlayışlarına ait adeta ''ortak'' bir özellik gibiydi... O kadar ki 1985'teki ''resmi başvuru'' dosyasında ''örnek'' olarak fotoğrafları konulan kimi evler bile 18 yıl içinde ''yok'' olabilmişlerdi...

İster ''liberal'' (Dalan) , ister ''sosyaldemokrat'' (Sözen) ve isterse ''dinci-muhafazakâr'' (Erdoğan ve Gürtuna) dönem olsun, tarihi dokuya karşı umursamazlık bu denli ''aynı'' olduğuna göre, sorun kişisel değil ''kurumsal'' dı...

''Dünya'dan örnekler''

Nitekim, diğer dünya mirası kentlerde alınan ''özel yasal önlemler'' de bu saptamayı doğruluyor...

İstanbul'daki AB desteğiyle başlatılan ''Fener-Balat'' projesi yöneticisi David Michelmore 'un anlattığı örnekler arasında Vietnam 'daki tarihi Hoi-An kenti belediyesinin, evlerini restore edenlere ''maliyetin yüzde 80'ini'' bağışlaması bile var... Kaynağında ise yine aynı bölgeye turist ziyaretlerinden alınan paralar da kullanılıyor...

Hele Nepal 'in dünya mirası kenti Bhaktabur 'da da belediyenin tarihi ev onarımları için ahşabı, tuğlayı, kiremiti, fayansı bile ''bedava'' sağlamasına ne demeli?.. Bu destek, üretici firmalardan ''kültürel mirasa katkı payı'' olarak alınan malzemelerle yapılıyor...

Demek ki dünya mirası kentleri korumak için, özel düzenlemeler ve özel yetkiler de gerekiyor...

'İstanbul Yasası'ndan...

İşte bu saptamaya bağlı olarak, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan 'ın isteğiyle gerçekleştirilen ''İstanbul Yasası'' çalışmasını, o gün, bir kez daha ''anımsatma'' fırsatı bulduk...

Halen Bakanlığın ''arşivinde'' bekletilen, 50'yi aşkın uzmanın ve kuruluşun katkılarıyla 2000-2001 yıllarında hazırlanan tasarıdaki ''Suriçi'ne dönük'' önermeleri de şöyle özetledik:

1- İstanbul'un yönetimi ''koruma ve yaşatma amaçlı kullanım'' anlayışına dayanmalıdır.

2- Suriçi ''tek belediye'' olmalı, bölgenin ''tümünü'' korumada etkin ve sorumlu kılınmalıdır...

3- Boğaziçi deneyimi de gözetilerek, özel ve denetleyici bir ''Suriçi İmar ve Planlama Müdürlüğü'' kurulmalıdır.

4- ''Suriçi Koruma Kurulu'' da üniversitelerin ve meslek kuruluşlarının katılımıyla yeniden oluşturulmalıdır.

5- Belediyede kurulacak ''Tarihi Çevre Bürosu'' ise restorasyonlara Toplu Konut Fonu'ndan yardım; Orman Bakanlığı'ndan ucuz kereste tahsisi vb. gibi destekleri organize edebilecek yetenekte bir ''halkla dayanışma merkezi'' olmalıdır...

Eğer, 1 Şubat 2004'e kadar UNESCO'ya sunulması gereken ''Suriçi Dosyası'' nda böylesi bir ''özel yönetim yasası'' da bulunmazsa, temmuz toplantısında sarı kartın ''kırmızıya'' dönüşme olasılığı çok yüksek...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz