reklam

25 Ağustos 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Rantiye gözünü Balat'a dikti

Balat-Fener Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Movit, bazı emlakçıların ve yasadışı yoldan emlakçılık yapanların ''Evleriniz boşaltılacak'' diye spekülasyon yaratarak yoksul halkın elindeki evleri değerinin altında fiyatlardan satın almaya çalıştığını söylüyor.

İstanbul'un 1985'te UNESCO tarafından ''Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma Sözleşmesi'' ne dahil edilmesinden sonra Fatih Belediyesi'nin gerçekleştirdiği ''Balat-Fener Rehabilitasyon Projesi'' ile Balat semti kaybettiği tarihine yeniden kavuşturulmaya çalışılıyor. Bölgede emlak satın alan semtin yeni sahiplerinin ''kaçak restorasyon'' yaparak evlerin tarihi dokusunu bozduğu iddia ediliyor. Proje kapsamında ev hanımları için el işi atölyeleri ve çocuklara okul sonrası eğitim verilmesi planlanırken, uyuşturucu konusunda da semt insanlarını bilinçlendirmeye çalışacak eğitici birimler oluşturulmak isteniyor.

Haliç'in temizlenmesi ve semtin restorasyonunun yapılması, semtteki emlak değerlerini de her geçen gün arttırıyor. Balat-Fener Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Movit , '' Burada 40-50 bin dolara ev alıp bu evleri 500 bin dolara satmaya çalışıyorlar. Bunları alan yeni sahipleri ise Anıtlar Kurulu'ndan izin almaları gerekirken, izin almadan kaçak restorasyon yapıp evlerin tarihi dokusunu bozuyor'' diye konuştu. Movit, bazı emlakçıların ve yasadışı yoldan emlakçılık yapanların ''Evleriniz boşaltılacak'' diye spekülasyon yaratarak yoksul halkın elindeki evleri değerinin altında fiyatlardan satın almaya çalıştığını belirtti. Semtte manavlık yapan David Behar , 60 yıllık Balatlı. Behar, ''Geçmişte burada yaşayan birçok Yahudi vardı, parası olanlar gitti, kalanlar kaldı. 

Eskiden biri öldüğünde aramızda para toplayıp cenazeyi kaldırıyorduk. İnsanlar birbirine o kadar güvenirdi ki, hiç kimse kapısını kilitlemezdi'' diye konuştu. Balat'ta uzun yıllardır pastanecilik yapan Mustafa Güçlü ise ''Kiliseleri, camileri ve türbeleriyle her tarafı tarih buranın. Buraya çok daha önceden bakım yapılması gerekirdi'' diye konuştu. Kaptan Asteri tarafından 1890 yılında kurulduktan sonra Hıristo Dulidis tarafandın işletilen Agora Meyhanesi, yaşayan tarihiyle Balat'ın simgelerinden bir diğeri. Harap halde olan Agora'yı satın alan gazeteci Ersin Kalkan , meyhanenin eski sahibi Hıristo Dulidis 'in geri dönerek ölene kadar meyhanenin işletmeciliğini yapacağını anlatarak ''Binayı restore edip eski havasına yeniden kavuşturmayı amaçlıyorum'' diye konuştu.

Haliç'in güneyinde Fener ve Ayvansaray arasında yer alan Balat, ismini eski Yunanca'da ''saray yeri'' anlamına gelen ''Palation'' kelimesinden alıyor. Yahudi, Rum, Ermeni ve Türk kültürüne ait pek çok tarihi eseri barındıran Balat, doğal bir müze görüntüsüyle geçmişe tanıklık ediyor. Balat'ta uzun yıllar yaşayıp kültürlerini buraya aktaran Yahudilerin büyük bölümünün 1948'de kurulan İsrail'e, Rumların ise 1955'deki ''6-7 Eylül olayları'' ve 1960 ihtilalinden sonra Yunanistan'a göç etmeleriyle semtin yapısında bozulmalar da başladı. Semtin simgesi haline gelen ve tarihi değeri olan iki üç katlı cumbalı evlerde bugün Türkiye'nin çeşitli yerlerinden göç eden gelir seviyesi düşük aileler yaşıyor.
Cumhuriyet

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz