Rantiye gözünü Balat'a dikti
Balat-Fener Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Movit, bazı emlakçıların
ve yasadışı yoldan emlakçılık yapanların ''Evleriniz boşaltılacak''
diye spekülasyon yaratarak yoksul halkın elindeki evleri değerinin altında
fiyatlardan satın almaya çalıştığını söylüyor.
İstanbul'un 1985'te UNESCO tarafından ''Dünya Kültür ve Doğa Mirasını
Koruma Sözleşmesi'' ne dahil edilmesinden sonra Fatih Belediyesi'nin gerçekleştirdiği
''Balat-Fener Rehabilitasyon Projesi'' ile Balat semti kaybettiği tarihine
yeniden kavuşturulmaya çalışılıyor. Bölgede emlak satın alan semtin yeni
sahiplerinin ''kaçak restorasyon'' yaparak evlerin tarihi dokusunu bozduğu
iddia ediliyor. Proje kapsamında ev hanımları için el işi atölyeleri ve çocuklara
okul sonrası eğitim verilmesi planlanırken, uyuşturucu konusunda da semt
insanlarını bilinçlendirmeye çalışacak eğitici birimler oluşturulmak
isteniyor.
Haliç'in temizlenmesi ve semtin restorasyonunun yapılması, semtteki emlak
değerlerini de her geçen gün arttırıyor. Balat-Fener Kültür Derneği Başkanı
Hüseyin Movit , '' Burada 40-50 bin dolara ev alıp bu evleri 500 bin dolara
satmaya çalışıyorlar. Bunları alan yeni sahipleri ise Anıtlar Kurulu'ndan
izin almaları gerekirken, izin almadan kaçak restorasyon yapıp evlerin tarihi
dokusunu bozuyor'' diye konuştu. Movit, bazı emlakçıların ve yasadışı
yoldan emlakçılık yapanların ''Evleriniz boşaltılacak'' diye spekülasyon
yaratarak yoksul halkın elindeki evleri değerinin altında fiyatlardan satın
almaya çalıştığını belirtti. Semtte manavlık yapan David Behar , 60 yıllık
Balatlı. Behar, ''Geçmişte burada yaşayan birçok Yahudi vardı, parası
olanlar gitti, kalanlar kaldı.
Eskiden biri öldüğünde aramızda para toplayıp cenazeyi kaldırıyorduk.
İnsanlar birbirine o kadar güvenirdi ki, hiç kimse kapısını kilitlemezdi''
diye konuştu. Balat'ta uzun yıllardır pastanecilik yapan Mustafa Güçlü ise
''Kiliseleri, camileri ve türbeleriyle her tarafı tarih buranın. Buraya çok
daha önceden bakım yapılması gerekirdi'' diye konuştu. Kaptan Asteri tarafından
1890 yılında kurulduktan sonra Hıristo Dulidis tarafandın işletilen Agora
Meyhanesi, yaşayan tarihiyle Balat'ın simgelerinden bir diğeri. Harap halde
olan Agora'yı satın alan gazeteci Ersin Kalkan , meyhanenin eski sahibi Hıristo
Dulidis 'in geri dönerek ölene kadar meyhanenin işletmeciliğini yapacağını
anlatarak ''Binayı restore edip eski havasına yeniden kavuşturmayı amaçlıyorum''
diye konuştu.
Haliç'in güneyinde Fener ve Ayvansaray arasında yer alan Balat, ismini
eski Yunanca'da ''saray yeri'' anlamına gelen ''Palation'' kelimesinden alıyor.
Yahudi, Rum, Ermeni ve Türk kültürüne ait pek çok tarihi eseri barındıran
Balat, doğal bir müze görüntüsüyle geçmişe tanıklık ediyor. Balat'ta
uzun yıllar yaşayıp kültürlerini buraya aktaran Yahudilerin büyük bölümünün
1948'de kurulan İsrail'e, Rumların ise 1955'deki ''6-7 Eylül olayları'' ve
1960 ihtilalinden sonra Yunanistan'a göç etmeleriyle semtin yapısında
bozulmalar da başladı. Semtin simgesi haline gelen ve tarihi değeri olan iki
üç katlı cumbalı evlerde bugün Türkiye'nin çeşitli yerlerinden göç
eden gelir seviyesi düşük aileler yaşıyor.
Cumhuriyet
|