reklam

27 Ağustos 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Dar gelirlilere yönelik mimarlık

Tasarım konusunu değişik boyutlarıyla inceleme amacına dönük biçimde, yeniden yapılandırılan Garanti Galeri'deki 'Mimarlığı Tersten Giymek' sergisinin, özgün bir mimarlık deneyimi olan 'Rural Studio'yu gündeme getirmiş olması, alışılmış sergileme standartlarının dışına çıkıldığı izlenimini vermesi bakımından da iyi bir örnek oluşturuyor."

İnsanların kendilerine bir yaşam ortamı edinmelerinin ve çevreyi egemenlikleri altına alma güdülerinin somut göstergelerinden biri, belki de başlıcası yapı oluşturma eylemidir. Genel bir tanımla mimarlık kavramı olarak belirlenen bu eylem, teknolojinin gelişimine paralel bir olgu biçiminde karşımıza çıksa bile, tarih öncesi çağlardan ilkçağlara doğru, ilkel koşullarda bile, çevreye egemenliği ve korunma ihtiyacını olumlu yönde etkileyen hızlı gelişmelere tanık oluyoruz.

Mimarlığın temel öğesi olan yapı malzemesini üretme çabaları, bu gelişmeleri hızlandırmış ve onu yönlendirmiştir. Yapı malzemesini yerden yukarı doğru taşımak için birtakım yöntemler geliştirilmiş, insan gücü bu yolda seferber edilmiştir.

Mimarlığın yapı taşı insan gücüydü
Neolitik dönem mağaralarından Mısır piramitlerine, Aztek ve İnka tapınaklarına, Sümer ziguratlarına uzanan ilkel bir evrimsellik bağlamında, mimarlığın temel yapı taşı insan gücüdür.

Teknolojik devrimle birlikte, betonarme ve çelik karkasın devreye girmesi, bu güce yeni ve pratik olanaklar sağlamamış değildir.

Ancak bu olanaklar, daha önce yaygın olan taş malzemenin anıtsal mimarlık örneklerine büyük sanayi merkezlerinde ve metropollerde yer verilmesiyle yaratılmış olan geleneğin özündeki insan kavramına gene de gölge düşürmemiş, doğadan devşirilmiş araç ve gereçlerle komut oluşturma girişimini gündemden düşürmemiştir.

Bu yöndeki uğraşların tipik bir örneğine, 1990'lı yıllarda, mimarlık pratiğini meşrulaştırma ve toplumsal sorumluluk kavramına yeni bir içerik kazandırma çabalarına yöresel bir ağırlık verildiği Amerika'nın Alabama yöresine bağlı Hale County'de tanık oluyoruz. Zencilerin yaşadığı bu yöre, dar gelirli ailelerin ve işsiz kesimin sığınağıdır.

Dar gelirli ailelere, gündelik yaşamlarını ve sosyal aktivitelerini sürdürmelerine olanak verecek bir konut yapımı projesi, Auburn Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin yürüteceği bir program çerçevesinde ''Rural Studio'' adıyla, atölyenin isim babası Samuel Mockbee tarafından başlatılıyor.

Bu programa, üniversitenin ikinci ve beşinci yıl öğrencilerinden her yıl yaklaşık on beşer kişi katılıyor.

Değişik bir perspektif gözlemleniyor
Yapı malzemesi olarak sıkıştırılmış toprak, oto camı ve lastiği, mum emdirilmiş karton artıkları gibi yerel olanakların zorlanmasıyla elde edilen gereçler, bu ''el yapımı bina'' ların otantik yapısını oluşturuyor. Burada mimar olanla olmayan arasındaki sınırın aşıldığı ve daha radikal çözümlere varıldığı gözlemlenebiliyor.

Sergi mekânı içinde ''Rural Studio'' ya ilişkin çalışmalar, yöre yaşamının belgelendiği ve mimarlık öğrencilerinin, ihtiyaçlar düzeyinde yaratıcı kimliklerini ortaya serecek belgesel bir film gösterisiyle daha kapsamlı hale getirilmiş.

Tasarım konusunu değişik boyutlarıyla inceleme amacına dönük biçimde, yeniden yapılandırılan Garanti Galeri'deki bu serginin, özgün bir mimarlık deneyimini böylece gündeme getirmiş olması, alışılmış sergileme standartlarının dışına çıkıldığı izlenimini vermesi bakımından da iyi bir örnek oluşturuyor.

''Rural Studio'', her şeyden önce, konut mimarlığının değişik bir perspektiften gözlemlendiğine ilişkin bir proje özelliği yansıttığı için bizdeki mimarlık öğrencilerine yeni bir pencere açabilir.

Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıllarında, okullarını ve işliklerini kendi çabalarıyla gerçekleştiren öğrenciler de akademik anlamda olmasa bile, konut üretme becerilerini geliştirecek buna benzer bir programla işe başlamışlar, önemli bir mesafe de almışlardı.

Onların çabaları da, kırsal yörenin dar olanakları içerisinde, bir çeşit ''rural'' çalışma temelinde kaynaklanıyordu.

Büyük yatırımları ve parasal meblağları içeren mimarlık eyleminin, bu sergiden de kolayca anlaşılacağı gibi, toplumsal sorumluluğu ''yeniden konuşulabilir'' bir düzeye getirmiş olması, günümüzün küreselleşen dünyasında fazlaca olanaklı görünmese bile, bu olanağa uzak duran Birleşik Amerika gibi bir ülkede uygulamaya girmiş görünmesi, bizi şaşırtabilir.

Hele bu serginin İstanbul dışındaki başka ülke kentlerinde de gezdirileceği göz önüne alınırsa, ''Rural Studio'' projesinin, kaynaklandığı ülkeye özgü bir çözüm modeli olmaktan çıkarak yaygınlaşacağı da varsayılabilir.

Pratik çözümleri devreye sokuyorlar
Belgesel filmde yöre halkı, mimarlık öğrencilerinin kendilerine arsa karşılığında kazandırdıkları bu yapılardan dolayı mutlu görünüyor ve yöre yönetiminin üstlenmesi gereken bu görevi, öğrenme aşamasındaki kişilerin, öğrenip üreterek yerine getirmelerinden haklı olarak kıvanç duyuyorlar. Böylesine farklı bir işlev nedeniyle, söz konusu bu üretim için de sergiye uygun düşecek bir başlık bulunmuş; ''Mimarlığı Tersten Giymek''.

Bir yapıyı ya da konutu, yaşama mekânı olarak benimsemek, onu kuşanmak, yani ''giyinmek'' anlamına gelir. Bu noktadan yola çıkarak, teknolojinin olanaklarını en aza indirecek pratik çözümleri devreye sokmak, onu ''tersten giymek'' le eşanlamlıdır. Burada öğrencilerin katkısı, mimarlıkta kariyer kazanmış olan meslektaşlarının çabasına bir karşı seçenek de oluşturmuş oluyor böylece.
Cumhuriyet

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Scan İstanbul Sergisi

1 - 15 Eylül 2003
Nylon Galeri, Ortaköy

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz