Ferman İstanbul'un...
Tarihi yarımadaya beş kat sınırı getirildi. Yeni binalar eski dokuyla
'uyumlu' olacak. Kâğıthane'deki Sübyan Mektebi gibi binalar restore
edilecek.
Bir türlü bitmediği için UNESCO'nun tepkisine neden olan 1/1000'lik imar
planı tamamlandı. İstanbul'da tarihi yarımadaya 'olağanüstü koruma' yolda
Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılması gündeme gelen İstanbul'un
tarihi yarımadasına, olağanüstü koruma önlemleri geliyor. 1/1000'lik imar
planları tamamlanan yarımadada, artık beş kattan yüksek bina yapılamayacak
ve binalar, çevresindeki tarihi eserin boyunu aşamayacak.
En önemlisi, gündüz nüfusu 2.5 milyonu aşan bölgeye servis aracı dışında
motorlu araç giremeyecek, yollar yürüme alanına çevrilecek. Roma, Bizans,
Osmanlı'ya ait 9 bin 500 eserden yok olma tehlikesi bulunanlara öncelik
verilecek. Yıkılma tehlikesi yaşayan Küçükayasofya ve Fatih Camii'nin yanı
sıra, arka sokaklarda evler, çeşme ve hanlar onarılıp korumaya alınacak.
Motorlu araç yasağı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, popülist
politikalar yerine bölgedeki mimari yapıyı dönüşüme uğratmak
istediklerini anlattı:
"Çok ciddi bir yeraltı ve yerüstü tarihi eser envanter çalışması
yaptık ve koruma kuruluna gönderdik. Binalara yükseklik sınırı getirdik,
sur içindeki
tarihi dokuyu ortaya çıkarmaya ve canlandırmaya çalışıyoruz."
Yarımadayı motorlu araçlardan tamamen arındırmaya çalıştıklarını
belirten Gürtuna, "Eminönü bölgesine özel ulaşım sistemleri geliştireceğiz.
Akülü araçlar üzerinde çalışıyoruz. Turizmden egzozu uzak tutmak
gerekiyor. Bütün Avrupa bilir ki, araçlar, tüm tarihi dokuyu yavaş yavaş
ama mutlaka öldürür. Biz de tarihi dokuyu araçlardan kurtarmanın yollarını
arıyoruz."
Projeler Daire Başkanı Nihat Macit de bugüne kadar bölgedeki yapılara
kat veya görüntü sınırlaması getirilmeyişinin tahribat yarattığını söyledi.
Süleymaniye'deki gibi ahşap yapıların çevresinde inşa edilecek binaların
benzer şekilde yapılacağını belirten Macit, "Çağın gerektirdiği görkemli
yüksek binalar yerine bu bölgenin tarihi kimliğine özdeş eserler ortaya
koymalıyız. Diyelim ki Fatih'deki 10 katlı bir bina yıkılacak ama yerine 10
katlı bir bina yapılmayacak. Burada üç medeniyetin izleri var. Burada yaşamak
bir ayrıcalık. Bunun bir bedeli olmalı. Herkes üzerine düşeni yerine
getirirse, hepimiz bu tarihi kimliği teneffüs ederiz" diye konuştu.
Eminönü ilçesinde gece nüfusunun 41 bin, gündüz nüfusunun 2 milyonun
üzerinde olduğunu ifade eden Macit, yoğun motorlu araç trafiğine maruz
kalan tarihi eserlerin egzoz ve titreşimden olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Macit, şunları söyledi:
"Tarihi yarımadada çok ciddi bir raylı sistem ağı var ve birkaç yıl
sonra bu ağ daha da gelişecek. Belediye otobüsleri de etaplar halinde azaltılacak.
1691 tarihi eserin zaman içinde kaybolduğunu tespit ettik, bunlardan bazılarını
orjinallerine uygun olarak hayata döndüreceğiz.
Artık kimsenin yıkıp da yeni bir bina yapma şansı yok, ancak bunun
yeniden rehabilite edilmesi farklı iş... Örneğin Eyüp'te Piyerloti Mezarlığı,
Bahar Mevlevihanesi, Tarihi Mısır Tarlası, Necati Bey Mezarlığı mezar taşları,
Tarihi Tokmaktaşı, Vezir Tekkesi, Sultanahmet'te Yerebatan Sarnıcı
projelerimiz var."
Radikal
|