Allianoi artık 'örenyeri'
Arkeolojik SİT alanını, yakın yıllara kadar Bergama-İvrindi yolu olan
''asfalt'' kaplamanın üzerinde yürüyerek geziyoruz...
Daha önce ''kamyonların'' da geçtiği aynı yolun 8 m. altında kalmış
''antik ılıca yapıları'' ndan çıkartılan 1800 yıllık ''Nymphe'' (Venüs)
heykeli şimdi ''Bergama Müzesi'' nde... Kucağındaki istiridye kabuğuna
dolan 47 derecelik termal su ise aynı yerde ''akmaya'' devam ediyor...
Hemen karşımızda, binlerce yıldır bu ılıcaya bereket katan İlya Çayı
'nın güney yakasında, ''Allianoi'' nin 1998'de başlayan ''kurtarma'' kazılarıyla
yeniden gün ışığına kavuşturulmuş ''antik yerleşme dokusunu'' da
turistler geziyorlar.. Yanlarına vardığımızda ise burayı ''Almanya'da
duyduklarını'' söyleyip ekliyorlar: ''Sular altında kalmadan görmeye
geldik...''
Demek ki şu kültür yoksunu ''Yortanlı Barajı'' inşaatı için bu yıl
ayrılamayan ''ödenek'' gelecek yıllarda da bulunamazsa, Allianoi'nin böylesi
hüzünlü hali bile aynı barajdan çok daha fazla ''kazanç'' sağlayacak...
Sadece 30 yıllık bir ''sulama'' uğruna (çünkü baraj gölü bu sürede alüvyonla
dolacak) gözden çıkarılabilen 2000 yılın uygarlık zenginliğini merak
edenlerin sağlayacağı turizm geliriyle, belki de ''Paşa Ilıcası'' yeniden
insanlarla buluşacak...
Vali Aktaş'ın rüyası
Nitekim, benzer bir düşünce, 1990'ların ünlü İzmir Valisi Kutlu Aktaş 'ı
da harekete geçirmiş... Çünkü, aynı asfaltın geçtiği tarihi ''Roma Köprüsü''
12 Eylül 1980 askeri darbesinin tanklarına ''dar'' gelince, yolu İlya Çayı'nın
güneyine almışlar...
Böylece yıkılmaktan kurtulan İS 2. yüzyılın çift kemerli taş köprüsünü
1992'de Karayolları onarırken Vali Kutlu Aktaş da önemli bir kısmı ''eski
yolun altında'' kalan Roma Hamamı kalıntılarında ''tadilatlar'' (!) ve
eklemelerle ''yeni ılıca tesisleri'' ni yaptırmış...
Bunların ''hizmete'' gireceği 1994 yılında ise devlet adına Süleyman
Demirel 'in, hükümet adına da Murat Karayalçın 'ın katıldıkları bir törenle,
''Yortanlı Barajı'' nın temeli atılmış... Böylece, Allianoi'nin görünen
ve görünmeyen tüm kalıntılarının yanı sıra Karayolları'nın ve valiliğin
''masrafları'' da yeni tesislerle birlikte sular altında kalmaya terk edilmişler...
Bilim ve kültür merkezi
İşte o günden bu yana ''boğulmayı'' bekleyen Allianoi'deki son birkaç yılda
ortaya çıkarılan ''antik tıp ve tedavi merkezi'' binalarını da görmek
gerekiyor... Ana binadaki sıcaklık, soğukluk, ılıklık, dinlenme ve terapi
odaları, çok sayıda büyüklü küçüklü kaplıca havuzları, çeşmeler,
gizli geçişler ve galeriler, şifalı suları uygarlıkla birleştirmiş...
Aynı kalıntılarda ele geçen ''kadın doğum'' aletlerinden ''cerrahi müdahale''
araçlarına, sikkeler ve eşyalardan ve zarif süs takılarına kadar sayısız
tarihsel belge de bu uygarlığın sadece mimaride değil bilimde ve yaşama kültüründe
de ne denli ileri olduğunu kanıtlıyor...
Özellikle hem termal suyun ''kirletilmeden'' kullanılması, hem de ''atık
sular'' için kurulmuş ''altyapı'' şebekesini ise günümüzde de
belediyecilere ''ders'' olarak tanıtmak gerekiyor...
'Kesintisiz' kurtarma
Ana sponsorluğu Philip Morris 'in üstlendiği Yard. Doç. Dr. Ahmet Yaraş yönetimindeki
kazıda, Trakya Üniversitesi'nin genç uzmanları çalışıyorlar. Arkeolog
Daniş Baykan, restoratör Ceren Küçükbarda, seramik restoratörü Candan
Yaraş, yardımcı arkeologlar Bülent Türkmen ve Serkan Gönül ile nümismatik
(sikke uzmanı) Dinçer Savaş Lenger 'le beraber 25 kişiler...
Kazının genç mimarı Onur Karahan 'ın aynı zamanda ''baraja karşı
direniş'' için de burada olduğu ise çalışma odasının kapısındaki
''Mimarlar Odası Allianoi Temsilciliği'' yazısından anlaşılıyor... Yaklaşık
90 kişilik bir işçi grubuyla bu yıl daha da fazla ortaya çıkarılan
''yerleşme dokusu'' ise antik kenti artık bir ''ören yerine'' dönüştürüyor...
Nitekim, bir giriş ve karşılama alanı, otopark yeri ve antik dolu içinde
kalıntılara zarar vermeden dolaşmak için de özel yaya yolları ile ahşap köprülü
geçişler ve seyir platformları yapmışlar...
Burada durup, boyu 200 m'yi aşan tören yolunu, dükkânlarıyla birlikte sütunlu
ana caddeyi, ''eksedra'' tipinde anıtsal çeşmeyi, tedavi ve kült yapılarını,
bazilika tipindeki kiliseyi, şapelleri, kısaca ''mimarlık, şehircilik ve
sanat tarihini'' tüm görkemiyle seyrettiğinizde, mesleğiniz örneğin
''baraj mühendisi'' olsa da eminim ki şunu söylersiniz: ''Burası artık bir
ören yeri; Efes, Afrodisyas, Knidos ve diğerleri nasıl korunuyorsa en az
onlar kadar gözetilmeli ve arkeoloji dünyamızla sonsuza dek buluşturulup,
tarih turizmine de armağan edilmeli..''
Nitekim, DSİ bile Allianoi için bu yıl bakanlığa 120 milyar göndermiş...
Eğer genel müdürlükte aylardır bekleyen ''ödeme imzası'' bu sezon
bitmeden atılabilseydi, belki de yazıya şöyle başlayacaktım: ''Barajın inşaatına
bu yıl para bulamadılar ama yutacağı tarihi kurtarmak için kaynak ayırdılar.
Bu bile yakında aynı barajdan belki de vazgeçileceği umudumuzu diri tutmaya
yetiyor...''
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|