Korumaya düşman olan köy
Çevre Bakanlığı, Muğla'ya bağlı Kayaköyü için plan yapmak yerine SİT
kararına dava açmayı yeğleyince, Koruma Kurulu'nun geçici imar izinleri de
mahkeme süreci nedeniyle uygulanamıyor.
Yaklaşık 15 yıldır ''barış ve dostluk köyü'' olması için Mimarlar
Odası tarafından sürekli etkinlikler düzenlenen ve projeler geliştirilen
Kayaköyü 'nde gerilimli günler yaşanıyor. Anadolu Rumları 'nın 1922 mübadelesinde
terk ettikleri tarihi kent kalıntısının dışında kalan Kaya Ovası ile
yamaçlarındaki ''yaşayan köylerde'' uygulanan ''kesin inşaat yasağı'' yüzünden,
yöre insanları ''korumaya'' karşı tepkililer...
Aynı yerlere ''turistik tesisler'' kurmak isteyen kimi yatırımcılar da
halkın bu tepkisini ''Koruma Kurulu'' na karşı adeta ''nefrete'' dönüştürecek
şekilde; ''SİT ilanı yüzünden mağdur oluyorsunuz'' diyorlar. Bu
propagandaya, yatırımcıların yanında yer alan kimi ''yerel siyasetçiler''
ve hatta ''yerel medya'' da destek verdiğinden, Kayaköyü'nde yaşanan gerilim
''Koruma ve SİT düşmanlığına'' dönüşüyor...
Oysa Muğla Koruma Kurulu'nun 21 Şubat 2002'de aldığı 1143 sayılı
''Kayaköyü ve Çevresi SİT Alanları'' kararıyla, 1992'de terk edilmiş
tarihi köy yerleşmesinin dışındaki hemen tüm uygun arazilere ''yapılaşma
hakkı'' tanınmış, Çevre Bakanlığı için gerekli ''koruma planını''
yapmadığından, imar süreci başlayamamıştı.
İptal davası durdurdu
Yine Muğla Koruma Kurulu, bu plan hazırlanıncaya kadar da ''çevreye uyumlu''
yeni yapılaşmanın olabilmesine olanak sağlayacak ''geçici inşaat ve imar
koşullarını'' yürürlüğe koymasına rağmen, bu kez de aynı SİT kararına
Çevre Bakanlığı'nca açılan ''iptal davası'' yüzünden uygulamalar da
durmuş oldu. Çünkü, Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlarına göre bir SİT
kararı mahkemeye verilirse, ''dava sonuçlanıncaya kadar'' o kararla ilgili
uygulamalar da duruyor... Yani, Çevre Bakanlığı'nın Muğla İdare Mahkemesi
'ndeki 2002/810 esas sayılı ''SİT Davası'' yüzünden Kayaköyü ve çevresinde
koruma amaçlı imar sürecine geçilemiyor.
Muhtar gerçeği biliyor
Buna rağmen tepkilerin Çevre Bakanlığı yerine Koruma Kurulu'na yöneltilmesi
ise ''koruma karşıtı'' rantçı güçlerin, aynı gerçeği hep
''gizlemelerinden'' kaynaklanıyor...
Ne var ki Kayaköyü Muhtarı Erdoğan Kaya , işte bu süreci başından
beri dikkatle izlediği için, sorunun SİT kararlarından değil ''plansızlıktan''
kaynaklandığını dile getiriyor.
Kaya, 28.06.2003'te Devrim (Muğla) gazetesinde yer alan demecinde özetle,
''Buranın korunmasını istiyoruz ve yıllardır da zaten köylüler koruyor...
Ancak kurumlar arasındaki sürtüşme yüzünden planımız gelmiyor; zenginler
bir yolunu bulup inşaat yapıyor, bizlerse planı bekledikçe yoksullaşıyoruz''
diyor. Koruma Kurulu, bu durumu da gözeterek 21.02.2002 tarihli SİT kararıyla
birlikte; ''plan gelinceye kadar geçerli olacak yapılaşma koşullarını'' da
belirlemişti.
Uyumlu köy evleri
Buna göre 3. derece SİT olan Kaya ovasında ''2 katlı bağ-bahçe yapıları''
ve yine ''kentsel SİT'' kapsamına alınan Kınalı, Belen, Gökçeburun ve Keçiler
köy yerleşmelerinde de ''pansiyonculuğa da uygun yöresel köy evleri'' izni
verilmişti...
Bu yerlerde 245 eski yapının ''tescil'' edildiği ve 10 ''anıt ağacın''
saptandığı aynı kararda, sadece ovadaki ''düdenlerin'' bulunduğu kesimler
ekolojik nedenlerle, eski Kaya yerleşmesiyle birlikte Eşekkurtaran ve Tüllüce
tepeleri de tarihi kalıntıları gözetilerek ''1. derecede'' doğal ve
arkeolojik SİT kapsamına alınmıştı.
Ancak, ''imar izinli koruma'' kararı, Çevre Bakanlığı'nın ''plan yapmak
yerine dava açmayı yeğlemesi'' yüzünden, mahkeme süreci nedeniyle 1.5 yıldır
uygulanamıyor. Bu ''plansız çevreciliğin'' ardındaki temel nedenin ise
bakanlıkta ''ödenek kalmadığı'' yönündeki bilgiler, Kayaköyü'nün ve yöre
halkının ne denli ''duyarsız'' bir kamu hizmeti anlayışının kurbanı
olduklarını gösteriyor. Gerçek böyleyken Koruma Kurulu'na yüklenilmesi ise
köylülerin masum köy evi gereksinmelerinden değ il, kimi siyasi ve yatırımcıların
''çevreyle uyumsuz rant tesisleri'' beklentilerinden kaynaklanıyor...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|