Boğaziçi Köprüsü'nün altındaki
çelik odalar
Avrupa
ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan ve her gün üzerinden ortalama 200
bin aracın geçtiği Boğaziçi Köprüsü, yapılışından tam 30 yıl sonra,
tamamen elden geçiriliyor, boyanıyor. Karayolları Genel Müdürlüğü,
boyama işlemleri için tam 3 trilyon lira ayırdı.
Halk arasında ‘‘Birinci Köprü’’ diye anılan Boğaziçi Köprüsü,
yapılışından 30 yıl sonra boyanıyor. Üzerinden her gün ortalama 200 bin
aracın ve binlerce insanın geçtiği köprünün kimsenin farkına varmadığı
gizli bölmeleri var. Köprünün asfaltı ile tabanı arasında bulunan 3 metre
yükseklikteki gizli dünyayı ilk kez Hürriyet görüntüledi.
Gece parlayan ışıklarıyla ‘‘Boğaz'ın İncisi’’ ya da ‘‘Altın
gerdanlık’’ denen 1074 metre uzunluğundaki köprünün boyaları, yıllarca
göğüs gerdiği fırtınalara, rüzgarlara, neme, karadan ve denizden gelen
egzoz dumanına direnemez oldu ve bazı noktalarında çürümeler meydana
geldi. Karayolları Genel Müdürlüğü de 3-5 yıllık bir ön çalışmanın
ardından boyatma işlemine başladı. Köprünün bir başka renge boyanması,
tartışma konusu olsa da, çürümelerin en iyi açık renklerde görülebildiği
dikkate alınarak, orjinal rengi olan gri tercih edildi. Halen karayollarının
bakım ve onarım ihalesini alarak çalışmaların sürdüren Makyol AŞ,
boyama işlemini, konusunda deneyimli Metel Yüzey Koruma AŞ'ye yaptırıyor.
Karayollarının eski bir üst düzey yöneticisi, ‘‘Aslında boyama yapılışından
15 yıl sonra yenilenmeliydi. Ekonomik sebepler ve köprüye dünyanın en iyi
bakım ve onarım periyodu uygulanması nedeniyle, bugünlere gelindi. Her şeye
rağmen, çok güzel ve yerinde bir çalışma sergileniyor’’ dedi.
İçerdeki ısı 54 derece
17'nci Bölge Müdürlüğü'nün gözetiminde yapılan çalışmalarda, tamamı
çelik olan yapının, kuleler hariç her tarafı boyanıyor. Belki çoğumuzun
köprünün üzerinden geçerken, asfaltın altında yarım yada en fazla 1
metrelik bir derinlik olduğunu düşünürüz. Ancak hiç de öyle değil. Köprü
yapılırken, dengeyi korumak ve sağlamlık kazandırmak için, birbirinden bağımsız,
hücre denilen, her biri 578 metrekare alana sahip 238 parça (denizdeki dubalar
örneği gibi) vinçlerle yukarıya çekilerek, birleştirildi ve asma köprü
ortaya çıktı. Dolayısıyla asfalt yolun altında, üzerinden geçen kimsenin
bilmediği içi boş, birbirlerine küçük kapılarla açılan, güneş ışınlarını
aldığında içindeki ısı 54 dereceye kadar çıkabilen dev çelik odalar
var.
Eski boyalar, modern teknoloji ürünü, bir parmak kalınlığındaki bir çeliği
anında ikiye bölen, 2750 barlık basınç uygulayan ‘‘su jeti’’ de
denilen robot ile kazınıyor. Bir otomobil yıkanırken kullanılan su basıncının
yaklaşık 80 bar olduğu düşünüldüğünde, kazıma işlemi için nasıl
bir güç uygulandığı ortaya çıkıyor. Robot projesini geliştiren Yüksek
Basınç Teknolojisi Uzmanı Amerikalı Mike Biddle, uygulamayı yerinde takip
ediyor. Bu özel robot tekniğinin dünyada hiçbir yerde böyle geniş kapsamlı
ugulanmadığı belirtiliyor.
Sadece taban boyandı
Kazıma sonrası boya işleminde, çeliğe 125'er mikronluk 3 kat boya atılıyor.
Kazımadan hemen sonra boyamaya geçilmesi gerekiyor. 4 saat içinde boyama yapılmazsa
küflenme ve ardından kanser misali, çürüme yayılmaya başlıyor.
2002 Temmuz ayından bugüne kadar, köprünün iki kule arasındaki, 42 bin
metrekarelik alt tabanın 38 bin metrekaresi boyandı. Köprünün çelik hücre
tabir edilen 130 bin metrekarelik içinin boyanmasına ise, henüz başlanmadı.
22 bin metrekarelik Ortaköy ve Beylerbeyi viyadüklerinin altlarının boyanmasına
ise, 15 gün sonra başlanacak. Köprünün asfaltının altında kalan çelik
alan 1991'de boyandığı için yenilenmesine gerek görülmedi.
Hürriyet
|