Sinop'ta umutlu başlangıç
Tam 70 yıl önce, Sabahattin Ali'nin ''Görmek istersen denizi, yukarıya çevir
yüzü'' dediği Sinop Cezaevi'ndeydik...
Şiirindeki ''gökyüzü'' yine ''deniz gibi''... ancak, ne o ''deli
dalgalar'' var dışarıda, ne de gelip ''duvarları yalıyorlar''...
Çünkü, kalenin önündeki denizi 1980'lerde doldurup ''sahil yolu'' yapmışlar...
Kent peyzajındaki ''suyun içinden yükselen tarih'', yerini betonlaşmanın kuşatmasına
bırakmış...
Sinop'un son 20 yılda yitirdiği bundan ibaret değil... Özellikle
''Karadeniz kıyı yolu'' uygulaması, çağımızın ''yüz karası''... Örneğin,
''orman sayılmasınlar'' diye yeni yasalar hazırlanan ''kızılçam'' ormanlarıyla
kaplı ''Çamgölü'' mesiresi ve plajları bile acımasız yol dolgusunun
kurbanlarından...
Aynı politikalarla, ''kerteriz noktalarının'' da kalmadığını söyleyen
Sinop Yelken Kulübü emektarlarından Okan Alpar, denizcilik haritalarında hâlâ
gemiciler için işaretli 3 önemli yerin ''akıbetini'' şöyle özetliyor;
''Alaaddin Camisi'nin minaresi apartmanların arkasında kayboldu. Cumhuriyetin
mirası kibrit fabrikasının bacasını binasıyla birlikte yıktılar. Geriye
sadece ABD üssündeki yüksek su deposu kaldı...''
Anadolu'yla 'yüz yüze'...
Bütün bunlara rağmen, kentin henüz yok olmamış uygarlık değerlerini
kurtarabilmek için, Vali Zeki Şanal ile Belediye Başkanı Hamza İnce'nin başlattıkları
''tarihle buluşma'' programı, herkes için yeni bir umut kaynağı...
Çünkü, deniyor ki Sinop, Karadeniz'in ''denizi güneyinde olan'' tek kıyı
kenti... Yarımadanın tarihi limana inen yamaçlarındaki güzelim eski kent
dokusunun ''çirkin apartman yığınlarına'' dönüşmesi, binyıllardır ''yüz
yüze'' bakıştıkları Anadolu'ya karşı da ''yüz kızartıcı'' bir görünüm
değil mi?..
Yine deniyor ki; ''Karadeniz'in 3 limanı var; Sinop, Temmuz, Ağustos...''
Böylesi bir ayrıcalıkla kazanılan; ''Anadolu'nun dünyayla buluştuğu
kent'' olma değerlerini yitirmeye de artık ''dur'' demek gerekmiyor mu?
Vali kolları sıvamış
Nitekim, daha Mahalli İdareler Genel Müdürü'yken de yerel yönetimlerin kültürel
mirası sahiplenmelerini özendiren, ardından ''Hatay Valisi'' olduğunda aynı
düşüncesini hemen uygulayan Zeki Şanal'ın şimdi de Sinop'taki ilk 6 aylık
çalışmaları bile artık bu kentte ''farklı'' bir dönemin başladığını
kanıtlıyor...
Örneğin, 1996'daki restorasyonundan bu yana ''yeni işlevini'' bekleyen
''Arslantorunlar Konağı'nı zengin bir Etnoğrafya Müzesi'ne dönüştürmüş...
Kent merkezindeki İS 7. yüzyıla ait Bizans yapısı olan Balatlar Kilisesi'ne
ait kalıntıları, burayı adeta bir ''tarih parkı'' yapan çevre düzenlemesiyle
birlikte ortaya çıkarmış... Restorasyonu tamamlanmak üzere olan Tarihi
Adliye Binası'yla aynı alandaki Vilayet Binası'nın da bu görmüş geçirmiş
komşusuyla ''uyumlu'' bir mimariye getirilmesine başlanmış...
Cezaevi kent yaşamında...
Aynı süreçte İl Özel İdaresi'nin ''himayesine'' alınan Tarihi Cezaevi
Binası ve kalenin de moloz ve çöplerden temizlenerek halka açılması,
Sinop'ta yılların özlemini gideriyor... Valinin ''simge arkadaşımız''
diyerek tanıştırdığı ''Pala'', yani palabıyıklı ünlü gardiyan Akif Şahin,
her gün çok sayıda ziyaretçiyi artık mahkûmlarla değil ''anıların mekânlarıyla''
buluşturuyor...
1880'lerde kale içine inşa edilen cezaevi binaları için tasarlanan kullanım
türü ise ''çok amaçlı kültür, sanat ve eğitim merkezi'' şeklinde...
''Cezaevi Müzesi''nin yanı sıra, ''Kent Tarihi Müzesi ve Arşivi'',
''Tiyatro ve Sinema Birimleri'', ''El Sanatları Atölyeleri ve Satış Üniteleri'',
''Sergi ve Sanat Galerileri'', lokantalar, kahveler, çay bahçesi ve ''Butik
Otel'' türü bir konaklama ünitesi, Su Ürünleri Yüksek Okulu ve geleneksel
tekne yapımcılarıyla gerçekleştirilecek eğitim üniteleriyle birlikte
tarihsel mekânları kent yaşamına kazandıracak...
Belediyeden ilk katkılar
Valiliğin bu çabalarına belediye de özellikle kent girişinde tarihi Kale
ve Cezaevi dokusunu zedeleyen benzin istasyonunu ''kaldırmak'' ve kimi uygunsuz
yapıları da yıkma kararıyla ilk önemli katkısını yapıyor...
Bu yıl Tarihi Kentler Birliği üyesi olmanın da ''gereğini'' yerine
getirmek üzere, Tuzcular Caddesi, Atatürk Caddesi, Kemalettin Sami Bey
Caddesi, Kuruçeşme Sokak ve Yüksek Kaldırım Sokak'taki eski evlerin cephe
ve peyzaj düzenlemelerini ''öncelikli projeler'' arasına alıyor...
Sinop'taki bu umut verici adımları, kentin eşsiz kıyı parklarındaki ağaçlar
arasına gizlenmiş Ayışığı Motel'de toplanarak değerlendirdik. Diğer
ilgililerle birlikte tarihi Boyabat ilçesinin Belediye Başkanı Hasan Kara'nın
da katıldığı görüşmelerde Metin Sözen dedi ki: ''Artık geriye dönüş
yok; çünkü geçmişin kültür birikimleri insanı hep ileriye götürür...''
Vali Zeki Şanal ise çalışmaların sürekliliği için Sinoplulara şu
dilekte bulundu: ''Tarihin yol gösterebilmesi, kentteki tanıklarını korumamızla
mümkün... Sinop artık kimliğiyle yaşayarak geleceğini kurmalı...''
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|