reklam

22 Eylül 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Bitlis'e yazık değil mi?

Geçen hafta sonu Doğubayazıt Kaymakamlığı 'nın ev sahipliğiyle yapılan ''Tarih, Kültür ve Sanat'' sempozyumundan bir gün önce Metin Sözen, Oktay Belli ve Doğu'nun en usta sürücüsü Mustafa Alçın ile birlikte Bitlis 'e uğradık...

12 Eylül 2003 sabahı Van 'dan yola çıkıp tarih boyunca ''Anadolu'nun denizi'' olmanın gizemini taşıyan Van Gölü kıyısından Akdamar 'ı seyrettikten sonra 2235 m'deki ''Kuzgunkıran Geçidi'' ne tırmandık... Batıdan gelen yağmur bulutlarını buradan Van'a geçirmeyen aynı dağların ardındaki ünlü tütün tarlalarını da Bitlis iline armağan eden iklim değişikliğini, doğanın yeşil örtüsüne hayran kalarak yaşadık...

Yeniden deniz kıyısına inerek Tatvan 'a vardığımızda ise artık 25 km kalan Bitlis'e kavuşmak üzere olmanın heyecanı doruktaydı... Geçmişin bu soylu ve muhteşem kentiyle bir kez daha kucaklaşmanın heyecanı öyle kısa sürdü ki, daha kente girer girmez bir garip olduk ve ayrılana kadar da içimiz daraldı...

Kaleye 'abanan' binalar
Kentin kurulduğu derin vadiyi yaratan Bitlis Çayı , tarih boyunca Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu uygarlıkları arasındaki yegâne ''ulaşım ve tanışma yolunu'' sağlamanın gururunu bile çoktan unutmuş görünüyor...

Antik çağlar bir yana, 1085'te Melikşah 'ın Selçuklu 'ya kazandırmasına kadar Arap ve Bizans uygarlıklarıyla bezenen, Dilmaçoğlu Beyliği 'ni ağırladıktan sonra da 1540'lardan sonra Osmanlı kimliğiyle vadiyi süsleyen Bitlis, 1230'lardaki Moğol yağmasından bu yana ikinci büyük tahribatını da sanki şu son ''apartmanlaşma talanıyla'' yaşıyor...

O kadar ki, örneğin 2700 yıllık Urartu temelleri üzerinde yükselen ve Büyük İskender 'in komutanlarından Badlis' in İ.Ö. 332'de inşa ettiği ''Bitlis Kalesi'' bile artık adını verdiği kentten herhalde ''nefret'' ediyor olmalı...

Çünkü, azman ve çirkin betonarme binalar güzelim tarihi vadiyi doldurmakla kalmamışlar. Bitlis Çayı'nın iki kolu Rabat ve Kosur 'un birleştiği yerde, anıtsal bir kayalık üzerinde yer alan görkemli ''İçkale'' surlarına bile ''yaslanarak'' yükseliyorlar...

Aynı vadide, yine Bitlis'in dünyadaki en güzel ''köprüler kenti'' olarak nam salmasına neden olan ''akarsu güzergâhı'' da benzer apartmanlar tarafından çoktan ''yok edilmiş'' durumda... Bu çayın ve eski köprülerinin ''kent kültürü ve yaşam kaynağı'' olduğunu önemsemeyip, korumak yerine betonla kaplayanlar; berbat ve kimliksiz birçok katlı yapılaşmayı da ''tam üzerinde'' gerçekleştirmişler... Şimdi sular bu binaların altından geçerken, yer yer üzeri açık kalan boşluklardan Bitlis Çayı'nı sadece ''çöp ve mikrop kanalı'' olarak seyrediyorsunuz...

'Beş minare' görünmüyor
İşte bu yürek burkan görüntü içinde yolumuzu şaşırıp, ''dönülmez'' işaretini de görmeyince, ''ters yöndesiniz'' diyerek ''yasal işlem'' yapmaya hazırlanan trafik polisine ister istemez dedim ki: ''Bu kentin neresi düz ve yasal ki?..''

Örneğin, ''dere üzerindeki'' apartmanlar acaba hangi tapu ve hangi ruhsatla yapılmış?.. Tarihi kale duvarına ''abanan'' , eldeki son anıtsal yapıları kuşatan, ünlü ''Bitlis'te beş minare'' türküsüne de ilham veren tarihi camileri bile gözden tümüyle ırak kılan bu apartmanlar hangi ''çağdaş planlama'' anlayışının ürünüdür?..

Bu soruları da merak ederek Hükümet Konağı 'na girdiğimizde ise aynı pislik ve bakımsızlığın ''diz boyu'' olduğunu görüyoruz... Devletin kente ''örnek'' olması gereken bu en önemli binasında, valilik bölümü dışındaki tuvaletler bozuk; lavabolar tıkalı ve ağzına kadar kirli su dolu; ortalık ise ilkel ve rezalet bir halde...

Bitlisliler kimlik değerlerinden galiba bir tek ''büryan'' ları ile büryan suyuna pişirilen ''avşor'' adlı sebze türlüsüne değer veriyorlar... Eğer onları tadıp da açlığımızı ''yerel'' lezzetle gidermiş olmasaydık, bu yazı daha da ağır olacaktı...

Yazık değil mi bu ''efsanevi'' kentimize?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Eylül 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Mehmet Konuralp 23 Eylül 2003 tarihinde Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Mehmet Konuralp hakkında daha fazla bilgi edinmek, kendisine soru sormak için tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz