Turist rehberleri dünya kültür
mirası için Mardin’de

Mardin’in “Dünya Kültür Mirası Listesi”nde yer alabilmesi için yapılan
çalışmalara Turist Rehberleri Birliği (TUREB) oluşturduğu Mardin Çalışma
Grubu ile destek veriyor. Aralarında arkeolog, mimar, coğrafyacı ve sanat
tarihçilerinin bulunduğu Mardin Çalışma Grubu’na üye turist rehberleri
27 Eylül’de kente giderek Valilik, Belediye, Turizm ve Kültür Müdürlüğü’nün
çalışmalarına katkı sağlayacak.
Bilindiği gibi Mardin’in bu listede yer alması için geçtiğimiz temmuz
ayında UNESCO’ya yapılan başvuru eksiklikler nedeniyle geri çekilmiş ve
Şubat 2004’e kadar eksikliklerin giderilmesi hedeflenmişti.
Sekiz yüz yıl önce Artuklular zamanında kazandığı mimari dokuyu esas
olarak korumuş olan kentin, değişime ve bozulmaya karşı direnebilmesi
UNESCO tarafından verilecek desteğe bağlı. UNESCO yetkilileri Türkiye’nin
Mardin için yönetim planının olmayışını ve kentin kültür öyküsünün
sunulan dosyada yeterince anlatılamamasını eksiklik olarak değerlendirmişlerdi.
Kentin tanıtımında önemli bir işlev üstlenecek olan turist rehberleri,
UNESCO’ya eksiksiz bir dosyanın sunumu sürecinde de aktif görev almaya hazırlanıyorlar.
Mardin halkının heyecanla beklediği bu gelişmede, yetkililer ve sivil toplum
örgütlerinin işbirliği yapması gerektiğine inanan TUREB, Çalışma Grubu
aracılığıyla bir süredir Mardin’deki yetkililerle iletişimi sürdürüyordu.
Kentte Valilik, Belediye, Turizm ve Kültür Müdürlüğü ile görüşmeler
yapacak olan turist rehberleri destek verebilecekleri alanları belirlediler:
- Sokak sokak, kültürel ve doğal varlıkların içinde bulundukları
durumun (Örneğin; Mardin Müzesi’nde koruma ve personel sorunları
bulunuyor, Türkiye’nin en güzel ören yerlerinden biri olan Dara ayakta
kalabilmiş birçok antik yapıya sahip olmasına karşın bakımsız durumda,
Mardin Kalesi’ne çıkılamıyor vb) ve öncelikle yapılabileceklerin
saptanması
- Turistik alan ve alışveriş merkezlerinin saptanması (TUREB Mardin Çalışma
Grubu bu konuyla ilgili olarak bir plan taslağı oluşturdu)
- Tarih boyunca Mardin’in canlı kent yaşamına ve ticaretine tanıklık
eden zanaatların değerlendirilmesi ve az da olsa bunu sürdürmeye çalışan
zanaatkarlarla iletişim
- Türkçe’den her dile resmi, gayri resmi evrak tercümesi
Tarih boyunca Mardin
Tarımın doğduğu “Verimli Hilal” olarak adlandırılan bölgede kurulan
Mardin, tarih boyunca coğrafik olarak önemli ticari ve kültürel ilişki ağlarının
kavuşma noktası oldu. Hurri, Mitanni, Hitit, Asur, Arami, İskit, Kimmer, Med,
Pers, Selevkos, Abgar, Tigranes, Bizans, Sasani, Arap, Hamdani, Mervani, Artuk,
Eyyubi, İlhanlılar, Memluk, Timur, Karakoyun, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı ve
sonra da Cumhuriyet Türkiye’si için çekim merkeziydi Mardin. Bölgede
Mardin’le ilişkili diğer çekim merkezleri ise ekonomik ve siyasi açıdan
önem taşıyan Nusaybin, Kafkasya, İran ve Mezopotamya’yı birbirine bağlayan
Hasankeyf, son olarak doğudaki dağlık bölgeyle Mardin’in bağlantısını
kuran Cizre oldular.
Mardin bugün körelmeye yüz tutmuş birçok zanaatı yüzyıllar boyu bünyesinde
barındırmıştır. Kentin zanaatkarları ve esnafı arasında at dellalları,
uncular, aşçılar, basmacılar, bezirler, bezzâzlar (bez satanlar), boyacılar,
hakkâklar (mühürcüler), helvacılar, hamamcılar, testi yapanlar, düğmeciler,
değnekçiler, saatçılar, sebilciler, serrâclar, sakalar, sabuncular, attârlar
(parfümcüler), allâflar (yemciler), kalaycılar, kazancılar, kazzârlar
(ipek işleyenler), leblebiciler, nalçacılar, mimarlar, taşçılar bulunur.
Taş işçiliği ve buna bağlı özgün mimarinin örnekleri olan çarşı,
han, kervansaray, cami ve mescitler, külliyeler, medreseler, zaviye ve türbeler,
hamamlar, eski ve yeni kiliseler, manastırlar, okullar, köşkler, kasırlar
Mardin’i “Dünya Kültür Mirası”nın bir parçası yapan özelliklerdir.
Yoksullaşan kentin “eşraf” tarafından terk edilmesi, köylerden kente göç
gibi etkenlerle bu mirasın kalıcı ve somut kanıtları olan eşsiz mimari yapı
bozulmaya başlamış, geleneksel tekniklerin yerini betonun ve briketin
egemenliği almış, kenti anlatacak canlı ve cansız tanıklar yok olmaya yüz
tutmuştur.
Hürriyet
|