reklam

13 Ekim 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

İstanbul, tasarım galerisini sevdi

Türkiye’nin ilk tasarım galerisi olan ve kapılarını 5 Ağustos’ta “Mimarlığı Tersten Giymek” adlı sergiyle açan Garanti Galeri, ikinci sergisinde, dünyaca ünlü mimar Steven Holl’u konuk ediyor. 15 günde 6.000’e yakın ziyaretçinin gezdiği “Düşünce ve Olgu: Steven Holl” adlı sergi kapsamında, 25 Eylül 2003 tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen konferansa da 800 kişi katıldı. Garanti Galeri’nin yöneticisi Münevver Eminoğlu ile bir tasarım galerisinin gördüğü ilginin nedenlerini ve galerinin hedeflerini konuştuk.

Garanti Bankası, yılların Garanti Sanat Galerisi’ni tasarım galerisine dönüştürme kararı verirken, böyle bir boşluğun farkında mıydı, yoksa sadece yenilenme kaygısıyla mı hareket etti? Eminoğlu, sorumuzu “Elbette farkındaydı ve son derece bilinçli bir adım atmıştı. Şaşırtıcı olan, boşluğun büyüklüğüdür.” diye cevaplıyor. Münevver Eminoğlu’na göre tasarım galerisi kente ait bir kavram ve tasarım da bir kent sorunsalı. İstanbul, gerçekten her fırsatta söyleye geldiğimiz gibi bir dünya kenti ise burada bir tasarım galerisinin olması gerekiyordu. İstanbul’un dünya kenti olması, onun üç bin yıllık tarihi ile; anıtları, müzeleri ve ‘iki kıtayı bağlayan’ coğrafyasıyla ilişkili. Öte yandan İstanbul, büyük bir hızla; ama bir kasaba gibi büyüyor. İstanbul’un bugünkü kentlilik değerleri büyük ölçüde görmezden geliniyor. Halbuki, geçmişin birikimiyle oluşan; ancak bugüne ait olan değerler, aslında bir kenti hem dünyaya hem de geleceğe taşıyan değerler... İstanbul’da dünya ile ilişkileri güçlü, neler olup bittiğini izleyen ve kendi karakteri ile var olmak isteyen genç bir nüfus var. Artık bu kitleye ve onların değerlerine yatırım yapılması gerekiyor. İstanbul Bienali’nin geldiği nokta, bu yatırım önemini anlatan çok iyi bir örnek. Bütün toplumsal paylaşım projeleri bu eksen etrafında gelişiyor. Tasarım galerisi olarak Garanti Galeri, bu yaklaşımın en son örneğini oluşturuyor.

‘Ziyaretçi rakamlarına bakılırsa, bu projede tohumun yeşermesi için fazla sabretmek gerekmediği görülüyor.’ diyoruz. Eminoğlu, temkinli konuşuyor: “İddialı konuşmak için biraz erken olduğunu düşünüyorum. Şimdilik sadece çok doğru bir alana yatırım yapıldığı söylenebilir. Henüz ikinci sergideyiz, toplum da destek vermeye çok istekli. Ancak galerinin başarısı, gelecekte gerçekleştirilecek sergilerin performansına bağlı. Çeşitliliği sağlayamaz, kendini tekrar eder ve başlangıçta tanımladığı misyonları yerine getiremezse bu destek sürmez.” Bir tasarım galerisinin ayakta kalabilmesi için çıtayı sürekli yüksekte tutmak gerekiyor. Sonuçta, tasarım Türkiye’de popüler olmayan bir alan. Eminoğlu, “Belli altyapısı, eğitimi olan bir kitle, birincil hedef kitlemiz. Bu kitle bizi şimdilik çok iyi karşıladı; ilgiyi taze tutmak ise bizim performansımıza bağlı. Sonra, belki de daha önemli olarak bu altyapıyı oluşturmaya istekli olan genç nüfus geliyor; Garanti Galeri, bu kalabalık genç nüfus için İstiklal Caddesi’nde bir durak haline geldiği zaman, atılan tohumların yeşerdiği görülmüş olacak.” diyor. Bu, aynı zamanda, iyi tasarlanmış olanı talep eden, kötü çevre, kötü konut, kapanmayan pencere, bozuk musluk kullanmayı reddeden, sunulanla yetinmeyen bir toplumun işareti anlamına geliyor.

Galeriyi her gün 400 kişi geziyor
Gördüğümüz kadarıyla Steven Holl Sergisi sadece maketler ve suluboya çizimlerden oluşuyor; yani sokaktaki insan için zor bir sergi. Anlayabilmek için literatürü izlemek, mimarı ve projelerini tanımak ve yorumlayabilmek gerekiyor...

Evet, günde ortalama 400 ziyaretçi bizi de şaşırtan, mutlu eden bir durum. Geçtiğimiz cumartesi günü 700 kişiye ulaştık; yani 11.00–20.00 saatleri arasında, 9 saat açık olan galeriyi saatte 75–80 kişi gezdi. Ortalama bu rakam her gün saate 40–50 kişi civarında. Esas sevindirici olan, gezenlerin ancak yüzde 10’unun sokaktan geçen, şöyle girip etrafına bakınıp beş dakika sonra çıkan İstiklal Caddesi kalabalığı olması. Çok büyük bir kısmı, sergide en az 20 dakika geçiriyor, maketleri inceliyor; 200 civarındaki küçük suluboya desene tek tek bakıyor; sorular soruyor ve gidiyor. Yalnız, hemen belirtmek isterim, bu ilgi, bu sergiye mahsus bir durum değil. 5 Ağustos–6 Eylül tarihleri arasında açık kalan ilk sergimiz “Mimarlığı Tersten Giymek”, okulların kapalı olduğu, henüz tatil günlerinin sürdüğü bir döneme rastlamasına rağmen, günde ortalama 300 kişi tarafından gezilmişti. Buradan çıkan sonuç, bu alandaki boşluğun beklediğimizden büyük olduğudur.
Zaman

 

Ekim 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

İTÜ Vakfı 
Mimarlık Ödülü


Son başvuru tarihi:
30 Ekim 2003

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz