reklam

16 Ekim 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Urartu'ya bin selam...

''Doğu Anadolu, denebilir ki Türkiye Cumhuriyeti'nden önce en büyük bayındırlık hizmetini Urartulardan gördü...''

13-14 Eylül 2003 günlerindeki Doğu Beyazıt Sempozyumu 'nda 2900 yıllık ''barajları'' anlatırken söze böyle başlayan Prof Dr. Oktay Belli , aynı uygarlığı İstanbul 'la tanıştıran Yapı Kredi-Vedat Nedim Tör Müzesi 'ndeki sergiyi 9 Ekim 2003 günü açarken de şunları ekliyordu: ''İlk Urartu sergisini 1976'da Almanlar kendi ülkelerinde açarken Türkiye ders kitaplarında bile yer vermedi...''

Gerçekten, özellikle ''iki uygarlığa'' karşı yılların ilgisizliğini artık açıkça sorgulamak gerekiyor... Biri, Anadolu'ya Türk kültürünü ''insan sevgisiyle'' birlikte tanıştıran Selçuklu ... İkincisi de doğunun en sarp dağlarını ''akıl ve becerinin'' ustalığıyla 3 bin yıl önceden ''yaşanılır'' kılan Urartu ...

'Dinci ve ırkçı' ambargolar
Selçuklular, bugünkü Batı ''Ortaçağ karanlığı'' nda inlerken ''Anadolu aydınlanmasının'' sanatçıları ve bekçileriydiler... Saraylarındaki ''şarap ayinlerinden'' , sanat eserlerindeki ''insan figürlerine'' hatta yönetim kültürlerindeki ''kadınlara'' (hatunlar) verdikleri değer ve ''resmi yetkilere'' kadar, adeta ''Kibele'nin torunları'' gibiydiler...

Bütün bunları ''dine aykırı'' bulan ''Arap Müslümanlığı'' etkisindeki şeriatçı tarih anlayışı, Selçuklu'yu ''içtenlikle'' kucaklayamadı; Osmanlı 'nın gölgesinde bıraktı...

Urartu 'ya karşı da benzer durumun nedeni, acaba Ağrı Dağı 'na Ermenilerin verdikleri ''Ararat'' adının kutsal kitap Tevrat 'ta Urartu yerine kullanılması mıdır?... Bu uygarlık, bir bakıma Ermenistan 'la da birlikte ''ortak tarihsel mirasımız'' ... Doğuda Transkafkasya 'dan Kuzey-Batı İran içlerine, batıda ise Güneydoğu Toroslar 'dan Fırat boylarına kadar yayılan Urartu Krallığı 'nın en görkemli başkenti, Van Kalesi 'yle bütünleşen Tuşpa ...

Bu nedenle ''Van Krallığı'' da denilen Urartu'nun, örneğin fırtına tanrısına adanan kenti ''Teişaba-i Uru'' , yine başkent Tuşpa'yı doğudan gelen tehlikelere karşı korumak için kurulmuş ''İrpuni'' kenti de Erivan yakınlarında...

Nitekim Türk arkeologlar 1950'lerden bu yana Toprakkale 'den Çavuştepe 'ye ve Adilcevaz 'a, Hakkâri'den Patnos 'a kadar Anadolu'daki Urartu'yu gün ışığına çıkartırlarken,1930'lardaki Piotrovski 'nin araştırmalarının ardından yine 1950'lerde Ogenesjan ve 1960'larda Arakeljan ile A. Martirosjan gibi Ermeni arkeologların kazılarıyla, ''sınırın öte tarafındaki'' aynı kültürün derinliği insanlığa armağan ediliyor...

Nahcıvan 'daki Urartu kalıntıları, 1997-99'da yine Oktay Belli 'nin yönetiminde belgelendi... İran 'da ise Almanların 1970'lere doğru ''Rusa-i Uru. Tur'' kenti için başlattıkları Urartu kazıları, 1980'lerden bu yana ''İslam devrimi'' denilen ''Molla rejimi'' nce durdurulmuş durumda...

İşte böylesi bir ''tarihsel coğrafyanın'' kültürel ortaklığından belli ki pek hoşlanmayan ırkçı politikaların etkisiyle de Urartu'ya karşı yıllardır ''mesafeli bir duruş'' vardı... Bu nedenle Yapı Kredi Kültür Merkezi'nin 2001 yılı güzünde ''Alaeddin'in Lambası'' yla Selçuklu 'yu aydınlatan sergisinden sonra şimdi de Türkiye'deki ''ilk'' Urartu sergisini gerçekleştirmesi, bu iki uygarlığımıza karşı ulusal görevimizle sınırlı bir hizmet değil.

Aynı zamanda, yaşadığımız topraklardaki zengin geçmişi dışlayan ''dinci ve ırkçı ayrımcılığa'' karşı da ''tarih bilincimizi'' güçlendirdiklerinden ötürü bu sergilerin tüm akıl, bilim, emek ve finans kadrolarını kutlamamız gerekiyor...

Kafkasya'dan Anadolu'ya...
Doğu Anadolu'nun ''denizi'' olan Van Gölü çevresindeki yüksek dağlar ve yaylalar, günümüzden 3200 yıl önce buradaki su kaynaklarıyla beslenen otlakları yurt edinen ''Kafkasya kökenli'' beyliklerin ülkesiydi...

İÖ 1200'lerde Asur krallarının, 'dağlık' anlamına gelen ''Uruatri'' dedikleri bu ülkeye ''düşman'' anlamındaki ''Nairi'' adını da vermelerinin nedeni ise Mezopotamya 'da olmayan madenlere, metal eşyalara ve efsanevi ''Kafkas atlarına'' göz koymalarıydı.

Sonunda Asur saldırılarına karşı birleşerek ''Urartu Krallığı'' nı kurdular ve bir yandan zaferler kazanıp bir yandan da barajlar ve kanallarla tarihin ilk ''sulamalı tarım'' ülkesini yarattılar... İÖ 10. yüzyıl ortalarında, önce Suguani ,ardından Arzaşkun adlı kentleri merkez yaptıkları bilinen Urartu krallarının, bugün de tüm heybetiyle Van ovası ile ''deniz'' i arasında yükselen Van Kalesi kayalığında İÖ 800'lerde kurdukları ünlü başkentleri ise Tuşpa 'ydı..

Kral Sarduri , bugün de tüm anıtsal duruşuyla tarihi belgeleyen ''Sardur Burcu'' üzerindeki çiviyazısı yazıtında, kendisini ''Evrenin Kralı'' tanıtarak diyor ki; ''Ben bu taş bloklarını Alniunu kentinden getirdim. Bu duvarı ben inşa ettim...''

Türk arkeologlar sayesinde...
Ne var ki, İS 5. yüzyılın ünlü tarihçisi Khroneli Movses aynı kaleyi Asur Kraliçesi ''Şamiram'' ın (Semiramis) yaptırdığını yazdığı için, bu yanılgısıyla, Urartu'nun yakın dönemlere kadar hep ''Asur kökenli kültür'' olarak tanınmasına neden oldu...

35 yıldan bu yana Prof. Dr. Oktay Belli 'nin sürekli çalışmalarıyla birlikte, Erzincan-Altıntepe 'deki ilk kazıyı yapan Tahsin Özgüç , 1960'larda Van'da kolları sıvayan Afif Erzen , sonra Emin Bilgiç, Baki Öğün, Belkıs Dinçol ve Ali M. Dinçol, Veli Sevin, M. Taner Tarhan ve 1990'larda Altan Çilingiroğlu gibi arkeologlarımızın da değişik merkezlerdeki kazılarıyla, Doğu Anadolu'nun bu ''madencilik, mühendislik ve zarafet'' önderleri, tarih içindeki ''doğru ve onurlu'' yerlerini yeniden aldılar...

Şimdi de Sadık Karamustafa 'nın bu büyüklüğe yakışır olgunluktaki sergi tasarımı ve Ara Güler 'in bilge bakışlarından süzülen fotoğraflarıyla Ocak (2004) ayına dek Yapı Kredi-Vedat Nedim Tör Müzesi'ndeler..

Prof. Dr. Oktay Belli'yle birlikte ''İşte bizim Urartumuz'' diyerek selam verip onur duymanızı bekliyorlar...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ekim 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak, 
Dominique Perrault 4 Kasım Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Konser Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz