reklam

23 Ekim 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Kula'da mutlu gelişmeler

Tarihi kentlerimiz arasında ''akademik'' araştırmalara ev sahipliği yapanlar çoğalıyor.. Her yaz çok sayıda mimarlık ve şehircilik çalışmasıyla değişik kent dokuları belgelenirken kültürel mirasın korunmasına yönelik bilgi ve bilinç de yaygınlaşıyor...

Ne var ki genellikle ''rölöve çıkartma'', ''kültürel envanter'' ya da ''fikir ve okul projeleri'' şeklinde gerçekleşen bu çalışmalar arasında 'uygulamaya'' dönüşebilenlerin sayısı çok az...

Çünkü bunun için ''bilimsel duyarlılık'' ya da ''tarihi çevre sevgisi'' yetmiyor.. Aynı duyarlılık ve sevginin, ''imar anlayışına'' ve buna yönelik ''yatırım politikalarına'' da yön vermesi gerekiyor...

Kentlerde yapılaşma ve gelişme önceliklerini belirleyen kesimlerin, eski dokuları sağlıklılaştırarak yaşatmak yerine, ''yeni inşaat rantlarına'' olan düşkünlükleri aşılamayınca, sayısız akademik çalışma da arşivlerde ve yayınlarda kalıyor...

'Sabırla' beklenen yıllar
Ege Bölgemizin en zengin sivil mimarlık örnekleriyle bezeli Kula ilçesi de yıllardır işte bu gerçeğin ''sabırla'' yaşandığı tarihi kentlerimizden biri...

Sadece İzmir 'deki üniversitelerden değil, İstanbul, Ankara ve diğer okullardan da kim bilir kaç öğrenci çalışmasına, kaç doktora tezine, kaç akademik yayına kucak açtı... Hatta, birkaç yıl aralıklarla düzenlenen ''koruma sempozyumlarını'' bile hep umutla ağırladı...

Sonunda bütün bu çabalar, tarihi kent kimliğine karşı eskisinden daha fazla bir bağlılığın oluşmasını sağlarken özgün sokakların ve eski mahallelerin de tüm yıpranmışlıklarına rağmen hiç değilse ''yok olmadan'' bugünlere gelmesine katkıda bulundu.

Şimdi ise Kula'daki bu ''bekleme'' dönemi artık geride kalıyor... Akademik çalışmalara son yıllardaki ''kurtarma ve yaşatma'' çabalarının kazanımları da ekleniyor... Belediyenin özellikle Tarihi Kentler Birliği (TKB) üyesi olmasıyla birlikte hız kazandırılan kültürel kimlik projeleri, kentin gündeminde de öne geçiyor...

'Gurur kaynağı' örnekler
Nitekim TKB'nin 24-27 Eylül 2003 günlerindeki İzmir buluşması kapsamında gerçekleşen ''Kula ziyareti'' nde, yurdun dört bir yanından yüzlerce katılımcıyı selamlayan tarihi çarşının görmüş geçirmiş esnafı ile avlulu evlerin otoriter anaları, bu kez sanki daha bir gururluydular...

Örneğin, Yunus Emre Caddesi 'ndeki dükkân cephelerini eski güzelliğine getirecek olan belediye çalışmasından ötürü sadece binaların değil halkın da yüzü gülüyordu...

Konukları, eskiden Rum mektebi olan Zafer Okulu 'na ait yangın enkazıyla çevrili bahçede karşılayan ''Yaren Grubu'' en neşeli türkülerini çalıp söylerken bu ''anılar anıtı'' nın TBMM Başkanlığı 'nca onarılması kararını da kutlar gibiydi...

Kültür Bakanlığı ve belediye işbirliğiyle kentin yaşamına yeniden kazandırılan ''Kula-Türk Evi'' nde onca kalabalığa ''tadımlık değil doyumluk'' ikram edilen şekerli pideler ''kurtarılmış tarihin'' huzuru içinde afiyetle yenildi...

Küçük meydancıklarda tuzlusundan sarısına her türlüsünden ''Kula leblebisi'' satan gençler de bir alana beş ikram ederek ''gönlü zengin satıcı'' olmanın örneğini sergilediler...

Böylesine mutlu gözlemlerin ''genel değerlendirmesi'' için Belediye Düğün Salonu'nda düzenlenen ''Kula Forumu'' ise yaklaşık 15 yıl önce ''aynı mekândaki'' benzer bir toplantının ''sonuç bildirgesi'' ile birlikte daha bir anlamlı oldu...

1988'de alınan kararlar
23 Nisan 1988 tarihinde Mimarlar Odası 'nca düzenlenen ''Kulalar Yıkılmasın'' sempozyumuna ait kararlarda, şimdi ikram yapılan ''Türk Evi'' yle birlikte şu ''projeler'' de önerilmişti: ''Cami-i Atik Mahallesi'ndeki Zabunlar Evi ile Zaferiye Mahallesi'ndeki Beyler Evi müze-evler olarak değerlendirilecektir...''

26 Eylül 2003 günü foruma katılanlara verilen müjdeler arasında da işte o ''Zabunlar Evi'' nin Manisa Valiliği tarafından restore edilmek üzere olduğu; Beyler Evi için de yine belediye tarafından poje çalışmalarının başlatıldığı vardı...

Vali Orhan Işın , bu hizmetlerinin bir ''kamusal kültür görevi'' olduğunu vurgularken Belediye Başkanı Selim Aşkın da 15 yıl sonraki mutluluğun ''sırrını'' şöyle özetliyordu: ''Artık kent halkı da korumayı sahipleniyor ve yerel yönetimin de kent tarihine sahip çıkmasını istiyor...''

Kula'dan işte bu sözlerle de beslenen güzel duygularla ayrılırken 1988'in sempozyum bildirisindeki; ''Korumada halkın bilinçli katılım ve özellikle yerel yönetimlerle işbirliği esastır...'' cümlesinin altını çizdim... Benzer bir bildiri bugünkü Kula'ya bakılarak yayımlansaydı; ''Korumada halkın ve belediyenin kente bilinçle sahiplenmesi esastır...'' demek gerekmiyor muydu?..
Cumhuriyet-Oktay Ekinci

 

Ekim 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

UIA 2005 Organizasyon Komitesi Üyeleri 28 Ekim 2003 tarihinde Diyalog bölümümüze konuk olacaklar.

UIA 2005 Organizasyon Komitesi Üyeleri hakkında daha fazla bilgi edinmek, kendilerine soru sormak için tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz