İşte Bakan'a proje
Doğan Hızlan geçen gün, bir öğle yemeğinde buluştuğu Kültür ve
Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun proje beklediğini yazmış.
Masasının üzerinde duran bir tanesinden söz edeceğim.
İstanbul'da pek tutulan Miniatürk Projesi'nin mimarı olan Else Turizm Eğitim
ve Danışmanlık Şirketi, Bakanlığa iki müze projesi sunuyor.
Biri Kapadokya'da, diğeri İstanbul'da.
Müzelerin özelliği tarihi görsel ve işitsel gösterilerle sunmak.
Kapadokya'da, vizyon sahibi Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş projeye
derhal sahip çıkmış.
Dereler Mahallesi'nde yer göstermiş.
Üç bin metrekarelik bir alanda, ‘‘Kapadokya Canlı Tarih Müzesi’’
kayalar içersinde oyulacak.
5 milyar dolarlık projenin yatırımcısı Vista Historica adında bir şirket.
Şirket, Venedik'te, Prag'da benzer çalışmaları sürdürüyor.
Kapadokya'da Bekir Ödemiş'in sahiplenmesi nedeniyle yürüyen projenin İstanbul
ayağı tıkanmış.
Nedeni şu: Turist yoğunluğu nedeniyle Sultanahmet ve civarında yapılması
uygun olan müzeye yer gösterilemiyor.
Oysa Hızlan'ın yazısından öğreniyoruz ki, Erkan Mumcu Sultanahmet ve çevresinde
bazı bakanlıklara ait yerlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın emrine
verileceğini söylemiş.
İşte proje, işte yatırımcı.
Shell'in iki kadın genel müdüründen biri bizde
MEĞER Shell cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Türkiye'de hizmet vermeye başlamış.
Shell Türkiye 80. yıldönümünü kutluyor.
Genel Müdür Canan Ediboğlu ile konuşurken, Shell Türkiye'nin, 45 üst düzey
kadın yöneticisiyle Avrupa'da ilk sırada geldiğini öğreniyorum.
Şu Türkiye tuhaf bir yer.
Bir yanda kadınlarımızın sekizde biri okuma-yazma bilmiyor, diğer yanda
üst düzey kadın yöneticilerimizle Avrupa'yla yarışıyoruz.
Canan Ediboğlu aynı zamanda Shell'in Avrupa'daki iki genel müdüründen
biri.
Diğeri Letonya'daymış.
Shell Türkiye'de 80. yılını doldurmasına karşın pek mütevazı bir çizgide.
Mesela, Çatalhöyük'teki kazının sponsorlarından olduğunu, Çatalhöyük'e
gitmiş olmama rağmen bilmiyordum.
Sosyal sorumluluk projelerinin listesine bakınca epey uzun.
Bienal, erozyonla mücadele, bilim ve eğitime katkı bunlardan bazıları.
Ediboğlu, şimdi sokak çocuklarıyla ilgili bir proje üzerinde çalışıyor.
Söz sosyal sorumluluk projelerinden açılmışken, DHL'in Genel Müdürü
Michel Akavi'den duyduğum çok hoş bir proje var.
DHL, İstanbul ve diğer şehirlerdeki ofislerinde AB'ye destek kampanyası açmış.
‘‘Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olmalıdır’’ diyenlerin imzaları
defter defter Brüksel'e, Komisyon Başkanı Romano Prodi'ye postalanıyormuş.
Akavi, ‘‘Prodi'yi bombardımana tuttuk’’ diyor.
İyi, güzel de ne işe yarayacak bilmem.
Zira, Avrupa Komisyonu'nun nihai şeklini verdiği Türkiye İlerleme Raporu
o kadar da umut verici değil.
Brüksel'den gelen haberlere bakılırsa, İlerleme Raporu, altında imzası
olan Komiser Verheugen'i ve ekibini hiç bağlamıyor.
Nötr bir rapor.
Anladığım kadarıyla, Avrupa Türkiye'yi istiyor mu, istemiyor mu hálá
karar vermiş değil.
Değişik senaryolardan söz ediliyor.
Tam üyelik müzakerelerine karar verileceği 2004 yılının bir yıl daha
uzatılması yani 2005'e sarkıtılması, Türkiye'ye ‘‘özel statü’’
verilmesi bunlardan bazıları.
Akavi, tonlarca defter de gönderse ne değişir bilmem.
Hürriyet - Gila Benmayor
|