reklam

07 Kasım 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Bergama Tapınağı da taş diye gitmişti

En azından Almanya’da yaşayan Türklere, özellikle de Berlin’de yaşayanlarına soruyorum: Bergama Müzesi’ni gezdiniz mi?

Ben 1975 yılında Doğu Almanya zamanında gezmiştim. Son yıllarda da iki kez Berlin muhabirlerimizden arkadaşım Aydın Ulun’la gezdim.
Gezdim, dediğime bakmayın, aslında gezemedim. İnsanın gezdim diyebilmesi için, müzeye döşeği serip bir hafta çıkmaması gerekiyor.
Bergama Müzesi’nde sadece Bergama tapınağı yok. Bir de Mezopotamya ve Babil kalıntıları var. Benim “Lacivert salon” olarak tanımladığım dev boyutlu salon görülmeye değer.
Görmeyenlere öneririm: Müzenin çevresindeki kanalın kıyısında bir yığın ıvır-zıvır satıcısı ve sosisçiler de var.

Geçen yüzyılın akıllı Alaman’ı, Osmanlı Padişahı’nı “Bazı taşları alıp götürmek” mavalıyla kandırmış. Osmanlı Padişahı da “Osmanlı mülkünü memlekette bol miktarda bulunan taşlar”dan kurtarması için Alaman keferesine izin fermanı vermiştir.

Bu taşlar şu anda Berlin Bergama Müzesi’nde sergileniyor.
Sanırım Mezopotamya ve Babil yapıtları da ayni yöntemle yolculuğa çıkartılmıştır.

19.yüzyıl arkeoloğlarına hayranım: Kazıbilime katkıda bulunurken bir yandan da ülkeleri hesabına casusluk yapmışlar; Orta-Doğu halklarını kışkırtmışlar, bölge haritasının düzenlenmesine yardım etmişlerdir.

Bu uzun girişi yapmamın nedenine gelince: Her yıl, bir turist, tarihi değeri olan bir taşı yurt dışına çıkartırken yakalanır. Yasalara aykırı davrandığı için yakalanan adam yöntem gereği tutuklanır ve hapishaneye gönderilir. Ertesi gün, tutuklanan turistin geldiği ülkenin basını adamın hemen serbest bırakılması için ayağa kalkar. Sanki Türkiye bir aşiret reisi tarafından yönetiliyormuş gibi.
Bu yılın turisti bir Alman. Antalya’da tatil yaparken 9 yaşındaki oğlunun plajda bulduğu eski bir taşı ülkesine götürmek üzere çantasına koymuş. Bunu yapan insan Almanya’da “Doçent” ünvanına sahip bir bilimadamı. Bu durumda aklıma birkaç şey geliyor: Söz konusu taş sıradan bir çakıltaşı; ya da söz konusu taş tarihi bir taş... Koskoca doçent çakıltaşı ile Roma ya da Yunan’dan kalan tarihi eser arasındaki farkı bilmiyorsa, Almanya’da bilim işleri demek ki iyice farımış, zayıflamış... Ya da doçent arkadaş bu taşın ne taşı olduğunu biliyor.
Ama, tutuklandığına göre polis kuşkulanmış taşın değerinden...
Hürriyet - Özdemir İnce

 

Kasım 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Semra&Özcan Uygur 
7 Kasım 2003
tarihinde Diyalog bölümümüze konuk oldular.

Semra&Özcan Uygur  hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...

 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz