Dolmabahçe 'torpil'lendi sıra
Ayasofya'da mı?
Yerden 55 metre yükseklikte, eğri, devasa bir kubbe. 1500 yıllık tuhaf
bir küf kokusu. Dev sütunlar, kemerler... 'Allah', 'Muhammed' yazılı hat
levhalarla yan yana İsa, Meryem tasvirleri.
Burası Ayasofya. Bizans İmparatoru Jüstinyen'in gücü tanrısallığa, acımasızlığı
görkeme bulaştırarak İstanbul'un ortasına diktirdiği, hiç unutulmasın
istediği adını, taşa, tuğlaya ve mermere kazıttığı o görkemli yapı.
Ya da Türkiye'de yıllardır süren kısır bir tartışmanın; 'Müze olarak mı
kalsın, camiye mi dönüştürülsün?' zırvasının zavallı kahramanı. İdeolojik
zeminde canı çıkarılmış, 'Fetih-Cumhuriyet' kavgası yapılırken yapısal
sorunları, idari problemleri unutulmuş bir başyapıt.
Ayasofya'nın içler acısı hali, bildiğiniz gibi yoğun bir medya bombardımanıyla
10 gün önce gündeme geldi. Belki araya terör eylemleri girmese, birkaç gün
daha konuşulup öyle unutulacaktı ama o birkaç güne de terör izin vermedi.
Ama bu arada, hem birbiri ardınca gelen müdür atamalarından hem de o telaş
içinde söylenenlerden Ayasofya'daki temel problemin Türkiye'ye özgü bir
'adam kayırma' zihniyetinden kaynaklandığı, onun da bu zihniyetten üzerine
düşeni aldığı anlaşıldı. Tıpkı son yıllarda Dolmabahçe'de yaşananlar
gibi.
Yolsuzluklar neden hep Ayasofya'da
Şu an Ayasofya, kirden pastan girilemeyen depoları, envanteri bile doğru dürüst
çıkarılamamış eşyaları, ne kadar yol alındığı bilinmeyen restorasyon
çalışmalarıyla İstanbul'un orta yerinde bir bilinmezlik abidesi olarak
duruyor. Ve bütün bu kargaşa arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın
yanıtlaması gereken sorular da:
Geçen aylarda Ayasofya Müzesi'ndeki görevinden bir 'turnike yolsuzluğu'
soruşturmasıyla ayrılan Mustafa Akkaya'nın yerine vekalet eden Seracettin Şahin'i
göreve getirenler onun bir Sümerolog, Ayasofya'nın da bir Bizans yapısı
olduğunu bilmiyor muydu?
Yaklaşık 5 aydır vekaleten müze müdürlüğü görevini üstlenen Şahin
neden o süre içinde hiç konuşmadı, basına açıklama yapmadı da, eski müdür
Mustafa Akkaya'nın yeniden göreve döneceği sinyalini aldıktan sonra
'Ayasofya çürüdü, bunun sorumlusu da eski müze müdürleridir' diye ortaya
çıktı?
Eski müdür Mustafa Akkaya'nın yeniden göreve gelmesinde eski bir bakanın
eşinin yakını olmasının rolü var mıydı? Ve bu gelişmeden (!) sonra
Seracettin Şahin'in Türk-İslam Eserleri Müzesi'ne kaydırılması -yine Sümeroloji
formasyonunu göze alırsak- ne kadar doğruydu?
Ve bir de... Daha önceki dönemler de dikkate alındığında 'yolsuzluk
skandalları' neden hep Ayasofya'da oluyor?
Kabul: Ayasofya, 1500 yılın yorgunluğuyla ayakta durması zor, Türkiye'nin
kültüre ayırdığı bütçe ve benzer birçok şey göz önüne alındığında
şanssız bir yapı. Ama bütün bunlardan daha önemli bir şey var ki, bunu
çözmek de alt tarafı birkaç resmi imzaya bakıyor. Çünkü Ayasofya'nın üzerinde
Türk bürokrasisinin yükü var ve onu, asıl o yük çökertiyor.
Akşam - Mehmet Kenan Kaya
|