Öğretmenevleri satılmayacakmış...
Başbakan Erdoğan'ın talimatı üzerine öğretmenevlerinin
satışından vazgeçilmiş. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, Öğretmenler
Günü nedeniyle bunu müjde diye açıkladı.
Bravo onlara! Ama sormak gerekir: Öğretmenevlerini satışa kim çıkarttı?
Maalesef yine onlar. Yani AKP hükümeti.
Böyle bir satışın mümkün olamayacağı zaten en başından belliydi. Çünkü
akla, mantığa, hukuka, etik kurallara ve kamu vicdanına aykırıydı.
Türkiye'nin dört bir tarafını dolaşanlar çok iyi bilirler ki, öğretmenevleri,
özellikle gelişmekte olan kentlerde medeniyete açılan bir kapı konumundalar.
Onlar da olmazsa ne kalınacak bir otel, ne yemek yenilecek bir lokanta, ne de düğün
dernek yapılacak bir salon bulabilirsiniz. Türkiye'nin neresine giderseniz
gidin en ücra kasabalarda bile bayrak dalgalandıran bir öğretmenevi bulmanız
mümkün. Öğretmenlere kucak açan, yalnızlıklarını ve itilmişliklerini
unutturan, aldıkları üç kuruş maaşa olabildiğince uygun koşullar sunan
bu çağdaş mekânlar, umarız artık satış konusu olmaz.
Batı'daki öğretmenler ya da yakınları Doğu
illerine gittiklerinde, Doğu'dakiler de Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya'ya
seyahat ettiklerinde kalacak yer sorunu çekmezler. Bilirler ki, gittikleri her
yerde kendilerine hoş geldiniz diyen bir öğretmenevi vardır. Tıpkı
askerlerin, polislerin, maliyecilerin olduğu gibi. Ama onların satışı hiç
gündeme gelmedi, gelemez de. Çünkü onların arkası güçlü, çünkü onların
Ankara'da savunanları var...
Öğretmenevleri 12 Eylül'ün hayata geçirdiği ender güzelliklerden birisi.
Öğretmenler Günü de onların eseri. Onlar önayak oldu, öğretmenler sahip
çıktı ve bugünlere gelindi.
Halen 621 öğretmenevi, 201 öğretmen lokali ve 10 eğitim
merkezi bulunuyor. 20 bine yakın yatak kapasiteleri var.
Devletin sağladığı cüzi olanakların yanı sıra öğretmen maaşlarından
kesilen aidatlarla ayakta duruyorlar. İçlerinde Sabancı Öğretmenevi gibi bağışla
öğretmenlerin hizmetine kazandırılanlar da yok değil...
Kamu kurum ve kuruluşlarının sosyal tesisleri içerisinde özelleştirilmesi
gerekenler yok mu? Elbette var. Örneğin yılda birkaç ay kullanılan ve
devletin sırtına çok büyük yük getirenler. Ama öğretmenevleri öyle mi?
Yılın 12 ayı da gece gündüz açık.
Hükümet diğer eğitim konularında olduğu gibi
hatalı davranmış ve geri adım atmıştır. Ama sanki bu bir alışkanlık
haline geldi. Yanlış yapmadan, zaman kaybetmeden, tepki çekmeden doğru bir iş
yapamıyorlar. Bu bir taktik mi, yoksa beceriksizlik mi? Kararı artık siz
verin.
Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda ille de bir icraat gerçekleştirecekse,
bir an önce bir öğretmenevleri yönetmeliği çıkartmalıdır. 20 yıldır hâlâ
vekalet ile yönetiliyorlar. Bu da hizmet kalitesinden kurumsallaşmaya kadar
her şeye yansıyor.
Özetin özeti: Hatadan dönmek de bir fazilettir. Öğretmenevleri
konusunda yaşanan da budur. Ama artık eğitim yaz boz tahtası olmaktan kurtarılmalıdır.
Öğretmenlerimize verilecek en güzel bayram armağanı bu yönde verilecek bir
söz olabilir...
Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü, tüm okurlarımızın da Şeker
Bayramı'nı canı gönülden kutluyoruz. Sağlıklı, keyifli, huzurlu bir
bayram diliyoruz.
Milliyet - Abbas Güçlü
|