reklam

03 Aralık 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Kentsel kimlik yok oluyor

Çoğu artık yıkılmak üzere olan Beyoğlu'ndaki tarihi yapılar, özellikle sokaklarda oynayan çoçuklar için büyük bir tehlike kaynağı oluşturuyor.

Eminönü, Fatih ve Beyoğlu'ndaki yüzlerce tarihi yapı, Lozan Antlaşması'na dayanan mülkiyet sorunları nedeniyle restore edilemiyor. Bu nedenle tarihi yapılar zamana direnemiyor

Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Eminönü, Fatih ve Beyoğlu'ndaki azınlıklara ait yüzlerce tarihi yapı, onarılamadığı için yok olmak üzere. Binaların onarılamamasının en önemli nedeni Lozan Antlaşması'na kadar uzanan mülkiyet sorunları.

İstanbul 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Başkanı Prof.Özer Erenman, bu binaların yavaş yavaş yok olduğunu, binalarla birlikte
İstanbul'un kentsel kimliğinin de kaybolduğunu söyledi. Erenman, kentsel kimliğin korunması için hukuki ve mali unsurlar içeren bir İstanbul projesinin devreye girmesini önerdi.

Binlerce eser sırada
Tarihi yarımada ve Beyoğlu bölgesinden sorumlu 1 No'lu Koruma Kurulu, bugüne kadar 10 binin üzerinde eseri, kültür mirası ve tarihi eser olarak tescil etti. 5 binin üzerinde eser de tecil için sırada.
Ancak yapıların tescil edilmesi, onların korunması ve ayakta kalmasını sağlayamıyor. Koruma kurulu binaları tescil etse de, binaları koruyacak hukuki yaptırım ve maddi koruma gücü bulunmuyor. Özellikle Beyoğlu bölgesinde çok sayıda bina, kaynak sorunu olduğu ya da sahiplerine ulaşılamadığı için bir türlü restore edilemiyor.

Sahipleri ortada yok
Azınlıklara ait binalarda Lozan Antlaşması'yla garanti altına alınmış haklar nedeniyle hiçbir işlem yapılamıyor. Yapıların sahibi olan azınlıkların büyük çoğunluğu, Yunanistan veya ABD gibi ülkelere göç etmiş ve bugün hayatta değil.
İkinci ve üçüncü kuşak vârislerine de ulaşılamıyor. Ulaşılsa da bir tek binada ortaya çıkan yüzlerce vârisin bir araya toplanıp ortak karar alması mümkün olmuyor.

Bina için izin alınamadığından restorasyon kararları da uygulanamıyor. Kültür mirası binalar herkesin gözü önünde yavaş yavaş yok oluyor. Koruma amaçlı imar planıyla sorunun çözülemeyeceğini, maddi katkı ve hukuki düzenlemeler gerektiğini belirten Prof. Erenman, tarihi eserlerin korunmasında yaşanan sorunlara örnek olarak Beyoğlu evlerini gösterdi:

'Herkes yapamam diyor'
"Tarlabaşı, Süleymaniye, Zeyrek restore edildiğinde müthiş yerler. Şimdi koruma amaçlı imar planı yapıldı. Sit alanı olan Beyoğlu'n- daki binalar korunacak görünüyor, ama herhangi bir binaya restorasyon yapılacağı zaman, şu tablo ortaya çıkıyor. Evde oturan 'Ben yapamam' diyor. Belediye, 'Yetkim ve param yok, ben de yapamam. Yaparsam, mal sahibinin haberi olmadığı için Lozan Antlaşması devreye girerse ne olacak' diyor.

Çare: İstanbul Projesi
İşte bunları aşacak bir hukuki ve mali İstanbul Projesi yapılmalı. Restore edilecek yapının mal sahibine tebligat yapılır ve kapısına asılır.
15 gün de süre tanınır.

Bundan sonra belediye veya bakanlık, orayı restore edecek ve parayı şu kaynaktan alacak, demek gerek. Yoksa koruma kâğıt üstünde kalır. Paranız da olsa, gidip yapamıyorsunuz. Ya bina sahibi Yunanistan'dan çıkıp gelirse? Mülkiyet haklarıyla ilgili sorunlar Lozan'a kadar uzanıyor. Bunlar aşılmalı. Beyoğlu'nda restorasyon bekleyen toplam 400 bina var."

Prof.Dr.Erenman, şehirlerin tarihi dokusunu koruyamadığı için kimliklerini yitirdiğini ifade etti. Prof.Erenman, şunları söyledi:
"İstanbul'da kültür varlıkları yok oldukça kentsel kimlik kayboluyor. Yeni binalardan oluşan, hiçbir kimliği olmayan bir kent haline geliyor. Zeyrek, Tarlabaşı ve Kumkapı'daki tarihi yapılar bir toplumsal yapıyı, bir kimliği yansıtıyor. Baktığınızda orada kimlerin yaşadığını sezebiliyorsunuz.

'Yalnız Safranbolu kaldı'
Bunlar yok olursa, İstanbul artık İstanbul olmaz. Sahillere bulvarlar açmak ve arkasına apartmalar dikmek, Anadolu'daki kasabalarda şehrin ortasından geçen geniş yollar açıp etrafına ağaçlar ve bulvarın ortasına muhteşem belediye sarayları dikmek moda oldu.

Bir tek Safranbolu korunabildi. Onun dışında bugün Trakya'dan Anadolu'ya gidin, kentleri birbirinden ayıramazsınız. Silivri'de de, Yozgat'ın bir kasabasında da aynı yapılaşmayı görürsünüz. Kimlik kaybediliyor, özellik kalmıyor."
Radikal - Selim Efe Erdem

 

Aralık 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET


Fotoğraf: Maurizio Marcato

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Massimiliano Fuksas 
17 Şubat 2004 Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

Toplantı tarihi 17 Şubat 2004'e ertelenmiştir


TÇMB'nin katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz