reklam

08 Aralık 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Saygı Değil Saygısızlık...

Hem tarihimizi bilmiyoruz, hem de tarih ve kültür hazinemizin en seçkin eserlerine sahip çıkamıyoruz.

Tarihi, bırakın geçmişi, yakın dönemlerdeki önemli kişi ve olayları, hatta yaşayarak tanık olunmuşları bile bilmediğimiz, televizyonlardaki bilgi yarışmaları ile somutlaşıyor.

Tarih ve kültür alanlarındaki seçkin eserleri, genellikle adam sendecilikten kaynaklanan kadrosuzluk gerekçelerinin ardına sığınarak yağmalanmaya açık duruma getirişimizin somut örneklerini de gazetelerden öğreniyoruz.

Yurttaşlarına kendi tarih ve kültürünü öğretme, bu nedenle de öğretim alanındaki yöntem eksikliklerini gidermekle yükümlü yöneticilerimiz neredeyse kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.

Ama iş, 28 Şubat sonrasında normal boyutlarına çekilen imam hatip okulları ile Kuran kurslarına dayandı mı, yöneticilerimizde bir girişimciliktir başlıyor.

İmam hatip okullarının kontenjanını yüzde 66 arttırmakla yetinmeyip, Kuran kurslarını ülkeye yaymak için yönetmelikler şıpınişi değiştiriliveriyor.

Herkesin dinini diyanetini öğrenme hakkını ileriye sürüp, dini siyaset adına kullanma çabaları hemen başköşeye oturtuluveriyor.

Amaç, bir süredir zorunlu olarak nadasa bırakılmış arka bahçeyi, eskisi gibi ekip biçmenin önünü açmak. Avrupa Birliği'ne üye olmak için gösterilen gayretin, aslında laiklik kavramına yan bakan, hatta düşmanca yaklaşılacak bir kavram olduğu kanısını yaygınlaştırmak niyetine dayalı girişimlerle sınırlı sayıldığı görülüyor.

Öyle olmasa, yurttaşlarımızı Avrupa Birliği'ne katıldığımızda (ki bizi laik bir ülke olduğumuz için alacaklarını söylüyorlar) karşılaşacakları sorunları ve çözüm yolları konusunda bilgilendirmek, laikliğin zorunlu bir ilke olduğunu öğretmek için çaba gösterirlerdi.

Tarihimizi ve çevremizi koruma konusunda getirilen kimi kuralların olumsuz sonuçları da her gün karşımıza çıkıyor.

Çelişkilerden de bir türlü kurtulamıyoruz.

Eski eser olduğuna karar verilen evleri, konakları, köşkleri, yalıları korumak için kimi zaman aslan kesiliyoruz, kimi zaman da arkamızı dönüp gidiyoruz.

Örneğin eski eser kapsamındaki bir eve çivi çakanı ''Vay sen eski esere zarar verdin, cezasını çekmelisin'' diyerek hapislere atıyoruz. Ama ilgisizlikten çöken bir eski eserin enkazını seyretmekle yetiniyoruz.

ÇEKÜL Vakfı'nın çabaları olmasa, Anadolu'daki pek çok yerleşim yerindeki dönemlerinin sosyal ve mimarlık anlayışının somut örneklerini korumak büsbütün olanaksızlaşacak.

Ya da Beypazarı'nda olduğu gibi belediye başkanlarının çevre ve tarihe gösterdikleri saygı ile sınırlı kalacak.

Eski eserlere gösterdiğimiz ilgisizlik ve saygısızlık yalnızca bu alanla da sınırlı değil.

Bir yandan ormanlarımızı, bir yandan da tarımsal topraklarımızı yağmaya daha açık duruma getirmek amacıyla anayasa, yasa, yönetmelik değişikliği girişimlerinin peşini bırakmamak için çaba gösterenlerimizi de unutmayalım.

Bu kafayla ancak ülkemize ve yurttaşlarımıza yönelik saygısızlığımızla övünebiliriz.
Cumhuriyet - Orhan Erinç

 

Aralık 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Küreselleşme ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın. Tartışma 18 Aralık'da İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon'da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Süha Özkan
Konuşmacılar:
Cengiz Bektaş, Mehmet Konuralp, Ömer Madra, Murat Tabanlıoğlu

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz