Kaçak dolguya 'yasal kılıf'
Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı'nın Kıyı Kanunu'nun ''doldurma
ve kurutma yoluyla arazi kazanma ve bu araziler üzerinde yapılacak yapılar''
la ilgili ''7. maddesinde'' değişiklik teklifi hazırladığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet, Maliye Bakanlığı'nın, İstanbul Pendik'te ''devletin resmi kayıtlarında
gözükmeyen, Kıyı Kanunu'nun 7. maddesine göre ilgili kuruluşlar tarafından
verilmiş imar planı izni olmayan doldurulmuş alanı'' 10 yıllığına
kiraladığını dün resmi rapor-belgelerle duyurmuştu. Pendik'teki olayı değerlendiren
CHP İstanbul Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Ali Kemal Kumkumoğlu
, olayı komisyonda dile getirdiğini, ancak ''teamüle aykırı'' bir şekilde
bakanlıkların konuyla ilgili sorularına yanıt vermediğini söyledi. Ulusoy
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy da gazetemize yaptığı açıklamada,
''30-40 tane pislik içindeki gecekonduyu yıktık. Oraya Avrupa standartlarında
bir liman yapıyoruz. Çalışmalarımızı Başbakan Tayyip Erdoğan ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan biliyor. Bizleri sizin de desteklemeniz lazım'' dedi.
Anayasa değişikliği isteniyor
Denizcilik Müsteşarlığı'nın faaliyetlerinin yer aldığı resmi yazıda
ilk önce ''Anayasanın 43. maddesinin değiştirilmesi'' yer alıyor. Anayasanın
43. maddesinde, ''Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl
ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden
yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılar ve sahil şeritlerini
kullanış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma
imkân ve şartları kanunla düzenlenir'' hükmü yer alıyor. Müsteşarlık
ise bu hükmün değişmesini istiyor ve gerekçesini şöyle açıklıyor: ''Bu
madde gereğince kıyılarımız özel mülkiyete konu edilememektedir. Bundan
dolayı da tersane yerleri ''irtifak hakkı tesisi'' suretiyle özel girişimciye
verilmektedir. Bu durum ise hem tersane yatırımcısında hem de tersanelere
sipariş verecek armatörlerde güvensizlik yaratmaktadır. Bugüne kadar
anayasanın 43. maddesinin değiştirilerek kıyılardan başka yerde yapılması
mümkün olmayan tersaneler için bir istisna getirelememiştir.''
Denizcilik Müsteşarlığı'nın Kıyı Kanunu ile ilgili değişiklik
teklifini tamamladığı ise yazıda şu ifadelerle yer alıyor:
''3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nda, denizcilik
altyapılarına uygulanan prosedürü kolaylaştırmak üzere; İmar Kanunu 8.
maddesi ile Kıyı Kanunu 7. ve 10. maddelerindeki değişiklik teklifleri hazırlanmış
ve gerekçeleri ile birlikte hukuk müşavirliğine bildirilmiştir.''
CHP İstanbul Milletvekili Kumkumoğlu konuyla ilgili şu değerlendirmede
bulundu:
''Şimdi burada bir süreç var. Gazetenizin yazdığı gibi kaymakamlıktan,
belediyeden valilikten bayındırlık müdürlüğüne kadar denizcilik işletmesine
kadar bütün birimler arasında düzenli yazışmalar var. Bu kurumların hiçbirisi,
'evet, bizim böyle bir şeyden haberimiz var, biz buna şu sebeple, şu nedenle
müsaade ettik, izin verdik' demiyor. Herkes, 'görmedim, duymadım, işitmedim'
noktasında. Herkes birbirine bu iş nasıl oluyor diye yazı yazıyor, belge
istiyor. Ama bütün zaman dilimi içinde işletmenin faaliyetleri devam ediyor.
İşletme bir taraftan denize dolgu yaparak, bir taraftan liman inşaatını gerçekleştirmeye
çalışarak, bir taraftan etraftaki binaları yıkarak hızla inşaatını
tamamlama noktasına doğru geliyor. Yasal olmayan bir durum söz konusu ve buna
bir şekilde müdahale edilmesi lazım.''
Başbakanlık'ın yasa hazırlığı ve bölgede yaşananlar, Güzelyalı Çevre
Girişimi'ni haklı çıkarıyor. Girişim, gazetemize, ''Yetkililer inşaat
bittiği gün, 'Yapılmış olanı yıkalım mı' diyecekler... Hukuksuzluğa,
kanun tanımazlığa hayır diyoruz'' açıklamasında bulunmuştu.
Cumhuriyet
|