reklam

07 Ocak 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Küresel miras hırsızları

Irak savaşında, Mezopotamya uygarlıklarına ait paha biçilmez eserlerin kaybına göz yumuldu. Bunun önceden planlanmış bir hırsızlık mı yoksa yağmacıların rastgele çılgınlıkları mı olduğu tartışılıyor.

Irak'ta işgal hala sürüyor. Gerçi artık buna işgal denir mi bilinmez, 'meşrulaş(tırıl)mış' bir 'özgürleştirme' operasyonu deyimi birçokları için daha kabul edilebilir. Savaş sona erdikten ve Saddam, ABD halkına Bush'un verdiği bir Noel hediyesi olarak medyada hırpani bir şekilde yer aldıktan sonra, ABD jandarmalık görevini tam anlamıyla kabul etmiş gözüküyor. Liderler ellerini havaya kaldırmış, Bush'un bir sonraki adımını bekliyor. Seçimler için hazırla(tılan)nan Bush da, meydanlarda arz-ı endam ediyor. Tabii jandarmalık görevinin beraberinde getirdiği paranoyalar da ABD halkını sarmalıyor. Gün geçmiyor ki, uçak seferleri iptal edilmesin ya da terör önlemleri en üst seviyeye çıkarılmasın. Terör küreselleşirken, küresel mirasa sahip çıkanlar da seslerini duyurmaya çalışıyor.

Irak'ın Taçsız Kraliçesi
Maceracı bir arkeolog olan Gertrude Bell, krallara ve başbakanlara danışmanlık yapmıştı. Churchill ve Lloyd George'un iş arkadaşı, T.E. Lawrence'ın yakın dostu ve Arap şeyhlerinin sırdaşıydı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra 1921 yılında, Mezopotamya'nın geleceğine dair Mısır'da yapılan toplantıda bulunan Bell, Irak'ın sınırlarının çizilmesinde ve Prens Faysal'ın başa geçmesinde etkin rol oynadı. Bunu takip eden yıllar boyunca Bell, Prens Faysal'ın yakın dostu ve siyasi danışmanı olacak, bu da ona 'Irak'ın Taçsız Kraliçesi' unvanını getirecekti.

'Bağdat'ı seviyorum. Irak'ı da seviyorum. Burası gerçek doğu. Burası heyecan verici, olaylar burada gerçekleşiyor, buranın romantizmi içime işliyor ve beni içine alıyor.' Gertrude Bell'in bu cümleleri insanlığın en eski uygarlıklarının beşiği olan Mezopotamya'yı ne kadar sevdiğinin kanıtıydı. O, bu sevgisini üç yıl üzerinde çalışarak Mezopotamya uygarlığının en önemli eserlerini barındıran Bağdat Müzesi'ni kurarak somutlaştırmıştı.

Koşun yağmacılar geliyor
Irak Ulusal Müzesi ve Ulusal Kütüphane. Bir zamanlar Bağdat'ta kültür hazinelerini barındıran müze ve kütüphanede artık birçok eserden eser yok. Irak'ın yeniden yapılandırılması kapsamında, Mezopotamya'da doğup, gelişen uygarlıklara ait, paha biçilemez objelerin kaybına göz yumuldu. Bu kaybın daha önceden planlanmış bir hırsızlık mı yoksa yağmacıların rast gele eserleri parçalamalarıyla mı olduğu tartışılıyor. Her iki olasılık da ihtimal dahilinde. Ancak Irak Ulusal Müzesi Müdürü Maangad Damanji'nin sözleri ilginç. Daha savaş çıkmadan, insanlık için bu derece önem taşıyan eserlerin bulunduğu müzenin korunmasını istediklerini ancak uluslar arası korumanın bir türlü sağlanamadığını söylüyor. Savaştan sonra da olanlara herkes 'şahit' oldu. Bilinen bir senaryo olduğunu düşündürten şey ise, bu yağmanın cam kesicilerle ve anahtarlarla yapılmış olması. Özel koleksiyonun bulunduğu kilitli salona zorlanmadan girilmiş olması da cabası.

Bir başka savaş, bir başka müze
Beyrut'ta iç savaşın yaşandığı günlerde, Lübnanlı bir işadamıyla tanışmıştım. Henri Fraun. Zengin bir işadamı olan Fraun, geçmişte Beyrut'u ikiye bölen yeşil hattın batısında, yani Müslüman kesimde, Osmanlı döneminden kalma eski bir köşkü müze haline getirmişti. Bu müzede Anadolu ve Ortadoğu'dan birçok tarihi eser vardı. İznik çinileri, Kütahya porselenleri, Osmanlı kaftanları, silahları, zırhları, Suriye ve Lübnan'ın değişik bölgelerinden toplanmış Osmanlı dönemine ait mobilyalar, tabaklar, çanaklar hatta Fenike ve Roma dönemlerine ait tarihi değeri olan eşyalar... Mısır Uygarlığı'ndan kalma sfenkslere bile bu eski köşkte rastlanabiliyordu. Savaşın ortasında kalmış bu tarihi yapı ve barındırdığı onlarca eser, Henri Fraun'un çabaları sayesinde yağmadan kurtuldu. Fraun savaşan tüm örgütlerin liderleriyle görüşüp, onları ikna etmiş ve bu mirasın herkese ait olduğuna onları inandırmıştı. Böylelikle bu eski köşk yağmadan korunmuştu. Yine de çatışmalar sırasında kurşunların binaya isabet etmesini engelleyememişti. Bugün, o eski köşkün akıbetinin ne olduğunu bilemiyorum. Büyük bir olasılıkla Henri Fraun'un ölümünden sonra, ailesi buradaki eserleri dünyadaki koleksiyonculara satmıştır.
Akşam - Coşkun Aral

Bağdat Müzesi ile ilgili hazırladığımız dosyayı incelemek için tıklayın.

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Taklit Sorunu ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın. Tartışma 15 Ocak'da İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon'da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Aykut Köksal
Konuşmacılar:
Jale Erzen, Hasan Bülent Kahraman, Uğur Tanyeli

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz