reklam

10 Ocak 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

İstanbul Boğazı’nı birleştirecek tüp geçit 1,5 asırda ihale aşamasına geldi

Avrupa ile Asya kıtasını denizaltı demiryolu geçişiyle birleştirecek ‘tüp geçit’ projesinde son adımlar atılıyor. Aslında ‘tüp geçit’ hayali 18. yüzyıla dayanıyor. 1860 yılında ilk kez Fransız Mühendis S. Preault tarafından, devrin padişahı Abdülmecit Han’a “denizaltı çelik tüneli”nden oluşan bir proje sunuldu.

O günkü proje de şimdiki gibi Sarayburnu ile Üsküdar Şemsipaşa’yı birleştirmeyi amaçlıyordu. Aynı proje 1902 yılında Amerikalı Mühendis Frederik E. Storm ile arkadaşları Frank Lindman ve Hilliker tarafından Sultan Adülhamit’e bir kere daha teklif edildi.

Abdülmecit Han ve Sultan Abdülhamit’in hayata geçiremediği yaklaşık 1,5 asırlık tüp geçit hayalinde; ancak 2003 yılının sonunda somut adımlar atıldı. 2 Ocak 2004 günü ‘Boğaz tüp geçit projesi’nin ilk etabı olan 13,3 km’lik kısmı için teklif zarfları kamuoyu önünde açıldı. 1,8 km’lik bölümü denizin altında kalacak tüp geçit için Söğütlüçeşme ile Yedikule arasındaki tünel sistemi ihalesi için Taisei–Kumagai–GAMA– Nurol ortaklığı, 89 milyar 688 milyon 610 bin, Obayashi–Yapı Merkezi–Metiş–Kiska Konsorsiyumu ise 96 milyar 990 milyon Japon Yeni teklif verdi.

 Daha önce 4 firmanın ihale yeterliliği almasına karşın geçtiğimiz ağustos ayı içinde ‘Kajima–Nijamatsu–Mitsubishi–Doğuş Konsorsiyumu’’ ihale şartlarını ağır bulduğu için ihaleye dahil olmak istemediğini yazılı bir mektupla (DLH) Demiryolları Limanlar ve Havameydanları Genel Müdürlüğü’ne bildirmişti. Diğer firma ‘Haama–Peta Osion–Yüsel İnşaat Konsorsiyumu da, DLH tarafından yeterli görülmedi.

Tarihi ‘tüp geçit’in ihale aşaması bu şekilde seyrederken, toplam 76 km’den oluşan mega projenin hayat bulması durumunda, İstanbul ulaşımındaki demiryolu payı yüzde 3,6’dan yüzde 27,7’ye yükselerek, Tokyo ve New York’un ardından dünya sıralamasında üçüncülüğe yükselecek. 

12 şeritli karayoluna eşit olacak projede dikkat çeken diğer bir ayrıntı, tüp geçitin denizin 55 metre dibine yerleştirilecek olması. Dünyada bu derinlikle başka bir batırma tüneli yok. Tüp geçit için bugüne kadar birçok eleştiri yapıldı. İstanbul’da olması muhtemel bir depreme ne ölcüde dayanabilir yönündeki eleştiriler bunların başında geldi.

Depreme dayanıklı
DLH Genel Müdürü Niyazi Zalgı, bu yönde yapılan eleştirilere dünyadan örneklerle şu cevabı verdi: “İstanbul Boğazı’nda yapılacak tünel, benzeri yeraltı yapılarının deprem karşısında ne denli güvenli yapılar olduğunu ortaya koymuştur. Dünyada buna benzer çok sayıda tünel dayanıklılığını ispat etti.

Japonya’daki Kobe tünelleri ve San Francisco’daki BART tüneli, bu tünellerin ne kadar sağlam inşa edilebileceğinin örneğidir. Boğaz geçiş tünelimiz, 9,3 şiddetindeki bir depreme dayanacak biçimde tasarlandı. 8 şiddetinde bir depremde ufak tefek elektrik kesintileri dışında, tüp geçitin işletmesi ayakta kalacak. Depreme dayanamaz yönündeki çıkışlar, farklı amaçlar için ortaya atılmaktadır.” dedi.

Projenin önemli ayaklarından birini de kamulaştırma oluşturuyor. DLH Genel Müdürlüğü’nün verilerilerine göre, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci ve Üsküdar’da yapılacak toplam kamulaştırma alanı 82 bin 610 metrekare. 29 bin 488 metrekaresi özel mülkiyete ait. Geri kalan kısmı ise Maliye Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TCDD’nin sahip olduğu araziler. DLH, 2004 yılında kamulaştırmaya 70 milyon dolar ayırdı. Kamulaştırma sırasında tarihî doku ve yapıların nasıl korunacağı da ayrı bir sual. 

Niyazi Zalgı, bu konuda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile ortak çalışma içinde bulunduklarını belirterek, “Yenikapı’da 3, Yedikule’de 2 tarihî bina tespit ettik. Bu binaların reinstitüsyon (mevcut halini aynıyla yeniden inşa etmek) projesini çıkardık. Anıtlar Kurulu’nun göstereceği yere, aynı ölçülerde ve aynı özellikte bu binalar yeniden yapılacak. Artık bu binalar şahısların değil, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun malı sayılacak. Çünkü biz kamulaştırma adı altında tarihî yapıların bedellerini hak sahiplerine ödüyoruz. “ dedi.

Tüp geçit projesi bilindiği gibi 3 etaptan oluşuyor. 13,3 km’lik ilk etabı, Boğaz’ın altındaki batırma tüneli ile her iki yakadaki delme tünellerinden oluşuyor. Yerin tamamen altında kalacak bu bölümde 4 istasyon bulunacak. Bunlar, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci ve Üsküdar. Tünel inşaatı aç–kapa ve kazı biçiminde gerçekleşecek. Bu yöntemle tünel açma işlemi (köstebek gibi) yerin altında sürdürülecek. Bunun için önce belirlenen derinliğe kadar inilecek, daha sonra da tünel delme çalışması toprak altından devam edecek. 

Böylece aç–kapa ve kazı alanı 2,8 km’lik bir alanla sınırlanacak. Böylece kimse toprak üzerinde çalışan iş makinesi görmeyecek. İkinci etabı ise banliyö hatlarının iyileştirilmesi oluşturuluyor. Avrupa yakasındaki banliyö hattı 19,6 km’den, Anadolu hattı ise 43,4 km’den oluşuyor. İyileştirilmiş banliyo sistemi projesi, Avrupa’daki Halkalı’dan Asya’daki Gebze’ye kadar bir bölümü kapsıyor. Uzunluğu yaklaşık 76 kilometre olan projede 41 adet iyileştirilmiş veya yeni istasyon bulunacak.

Demiryolu kapasitesi artacak
Boğaz Demiryolu Tüp Tünel Geçiti Yedikule’de yeraltına girecek, Yenikapı ve Sirkeci istasyonlarını, İstanbul Boğazı’nı ve Üsküdar istasyonunu geçerek, Söğütlüçeşme’de yeryüzüne çıkacak. Halen saatte tek yönde 10 bin kişi olan mevcut banliyö hattının kapasitesi, bu projenin gerçekleştirilmesiyle ve iki dakikalık aralıklarla tek yönde saatte 75 bin kişiye çıkarılacak. Gerekli görülmesi halinde bu rakam 100 bine yükseltilecek. Gebze–Halkalı arası da 104 dakikaya inecek. Aynı mesafe gemiyle 185 dakikada alınabiliyor. 

Genel Müdür Niyazi Zalgı tüp geçitle ilgili olarak şunları söyledi: “İki yaka arasında her gün yaklaşık 1 milyondan fazla kişi yolculuk yapmakta. Tüp geçitle beraber bu süre 1,5 saat kısalmış olacak. Kendini de birkaç yıl içinde finanse edecek. Ayrıca istasyonlarda otoparklar düzenleneceğinden, otomobil sahipleri için raylı sistem cazip hale gelecek. Kişi aracını tünel girişindeki otoparklara bırakacak, trenle karşıya geçecek. İşini görüp yine trenle geri dönecek. Böylece hem zamandan, hem akaryakıt parasından, hem de stresten kurtulmuş oluyor. Raylı sistem ile denizi geçecek yüklerden dolayı da kazanılacak zaman tasarrufu 37,8, enerji tasarrufu ise 156,6 milyon dolar düzeyinde gerçekleşecek.”
Zaman

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Taklit Sorunu ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın. Tartışma 15 Ocak'da İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon'da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Aykut Köksal
Konuşmacılar:
Jale Erzen, Hasan Bülent Kahraman, Uğur Tanyeli

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz