İstanbul
Boğazı’nı birleştirecek tüp geçit 1,5 asırda ihale aşamasına geldi
Avrupa ile Asya kıtasını
denizaltı demiryolu geçişiyle birleştirecek ‘tüp geçit’ projesinde son
adımlar atılıyor. Aslında ‘tüp geçit’ hayali 18. yüzyıla dayanıyor.
1860 yılında ilk kez Fransız Mühendis S. Preault tarafından, devrin padişahı
Abdülmecit Han’a “denizaltı çelik tüneli”nden oluşan bir proje
sunuldu.
O günkü proje de şimdiki gibi Sarayburnu ile Üsküdar Şemsipaşa’yı
birleştirmeyi amaçlıyordu. Aynı proje 1902 yılında Amerikalı Mühendis
Frederik E. Storm ile arkadaşları Frank Lindman ve Hilliker tarafından Sultan
Adülhamit’e bir kere daha teklif edildi.
Abdülmecit Han ve Sultan Abdülhamit’in hayata geçiremediği yaklaşık
1,5 asırlık tüp geçit hayalinde; ancak 2003 yılının sonunda somut adımlar
atıldı. 2 Ocak 2004 günü ‘Boğaz tüp geçit projesi’nin ilk etabı olan
13,3 km’lik kısmı için teklif zarfları kamuoyu önünde açıldı. 1,8
km’lik bölümü denizin altında kalacak tüp geçit için Söğütlüçeşme
ile Yedikule arasındaki tünel sistemi ihalesi için Taisei–Kumagai–GAMA–
Nurol ortaklığı, 89 milyar 688 milyon 610 bin, Obayashi–Yapı
Merkezi–Metiş–Kiska Konsorsiyumu ise 96 milyar 990 milyon Japon Yeni teklif
verdi.
Daha önce 4 firmanın ihale yeterliliği almasına karşın geçtiğimiz
ağustos ayı içinde ‘Kajima–Nijamatsu–Mitsubishi–Doğuş
Konsorsiyumu’’ ihale şartlarını ağır bulduğu için ihaleye dahil olmak
istemediğini yazılı bir mektupla (DLH) Demiryolları Limanlar ve
Havameydanları Genel Müdürlüğü’ne bildirmişti. Diğer firma
‘Haama–Peta Osion–Yüsel İnşaat Konsorsiyumu da, DLH tarafından yeterli
görülmedi.
Tarihi ‘tüp geçit’in ihale aşaması bu şekilde seyrederken, toplam 76
km’den oluşan mega projenin hayat bulması durumunda, İstanbul ulaşımındaki
demiryolu payı yüzde 3,6’dan yüzde 27,7’ye yükselerek, Tokyo ve New
York’un ardından dünya sıralamasında üçüncülüğe yükselecek.
12 şeritli karayoluna eşit olacak projede dikkat çeken diğer bir ayrıntı,
tüp geçitin denizin 55 metre dibine yerleştirilecek olması. Dünyada bu
derinlikle başka bir batırma tüneli yok. Tüp geçit için bugüne kadar birçok
eleştiri yapıldı. İstanbul’da olması muhtemel bir depreme ne ölcüde
dayanabilir yönündeki eleştiriler bunların başında geldi.
Depreme dayanıklı
DLH Genel Müdürü Niyazi Zalgı, bu yönde yapılan eleştirilere dünyadan örneklerle
şu cevabı verdi: “İstanbul Boğazı’nda yapılacak tünel, benzeri yeraltı
yapılarının deprem karşısında ne denli güvenli yapılar olduğunu ortaya
koymuştur. Dünyada buna benzer çok sayıda tünel dayanıklılığını ispat
etti.
Japonya’daki Kobe tünelleri ve San Francisco’daki BART tüneli, bu tünellerin
ne kadar sağlam inşa edilebileceğinin örneğidir. Boğaz geçiş tünelimiz,
9,3 şiddetindeki bir depreme dayanacak biçimde tasarlandı. 8 şiddetinde bir
depremde ufak tefek elektrik kesintileri dışında, tüp geçitin işletmesi
ayakta kalacak. Depreme dayanamaz yönündeki çıkışlar, farklı amaçlar için
ortaya atılmaktadır.” dedi.
Projenin önemli ayaklarından birini de kamulaştırma oluşturuyor. DLH
Genel Müdürlüğü’nün verilerilerine göre, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci
ve Üsküdar’da yapılacak toplam kamulaştırma alanı 82 bin 610 metrekare.
29 bin 488 metrekaresi özel mülkiyete ait. Geri kalan kısmı ise Maliye
Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TCDD’nin sahip olduğu
araziler. DLH, 2004 yılında kamulaştırmaya 70 milyon dolar ayırdı. Kamulaştırma
sırasında tarihî doku ve yapıların nasıl korunacağı da ayrı bir
sual.
Niyazi Zalgı, bu konuda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile
ortak çalışma içinde bulunduklarını belirterek, “Yenikapı’da 3,
Yedikule’de 2 tarihî bina tespit ettik. Bu binaların reinstitüsyon (mevcut
halini aynıyla yeniden inşa etmek) projesini çıkardık. Anıtlar
Kurulu’nun göstereceği yere, aynı ölçülerde ve aynı özellikte bu
binalar yeniden yapılacak. Artık bu binalar şahısların değil, Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun malı sayılacak. Çünkü biz kamulaştırma
adı altında tarihî yapıların bedellerini hak sahiplerine ödüyoruz. “
dedi.
Tüp geçit projesi bilindiği gibi 3 etaptan oluşuyor. 13,3 km’lik ilk
etabı, Boğaz’ın altındaki batırma tüneli ile her iki yakadaki delme tünellerinden
oluşuyor. Yerin tamamen altında kalacak bu bölümde 4 istasyon bulunacak.
Bunlar, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci ve Üsküdar. Tünel inşaatı aç–kapa
ve kazı biçiminde gerçekleşecek. Bu yöntemle tünel açma işlemi (köstebek
gibi) yerin altında sürdürülecek. Bunun için önce belirlenen derinliğe
kadar inilecek, daha sonra da tünel delme çalışması toprak altından devam
edecek.
Böylece aç–kapa ve kazı alanı 2,8 km’lik bir alanla sınırlanacak. Böylece
kimse toprak üzerinde çalışan iş makinesi görmeyecek. İkinci etabı ise
banliyö hatlarının iyileştirilmesi oluşturuluyor. Avrupa yakasındaki
banliyö hattı 19,6 km’den, Anadolu hattı ise 43,4 km’den oluşuyor. İyileştirilmiş
banliyo sistemi projesi, Avrupa’daki Halkalı’dan Asya’daki Gebze’ye
kadar bir bölümü kapsıyor. Uzunluğu yaklaşık 76 kilometre olan projede 41
adet iyileştirilmiş veya yeni istasyon bulunacak.
Demiryolu kapasitesi artacak
Boğaz Demiryolu Tüp Tünel Geçiti Yedikule’de yeraltına girecek, Yenikapı
ve Sirkeci istasyonlarını, İstanbul Boğazı’nı ve Üsküdar istasyonunu
geçerek, Söğütlüçeşme’de yeryüzüne çıkacak. Halen saatte tek yönde
10 bin kişi olan mevcut banliyö hattının kapasitesi, bu projenin gerçekleştirilmesiyle
ve iki dakikalık aralıklarla tek yönde saatte 75 bin kişiye çıkarılacak.
Gerekli görülmesi halinde bu rakam 100 bine yükseltilecek. Gebze–Halkalı
arası da 104 dakikaya inecek. Aynı mesafe gemiyle 185 dakikada alınabiliyor.
Genel Müdür Niyazi Zalgı tüp geçitle ilgili olarak şunları söyledi:
“İki yaka arasında her gün yaklaşık 1 milyondan fazla kişi yolculuk
yapmakta. Tüp geçitle beraber bu süre 1,5 saat kısalmış olacak. Kendini de
birkaç yıl içinde finanse edecek. Ayrıca istasyonlarda otoparklar düzenleneceğinden,
otomobil sahipleri için raylı sistem cazip hale gelecek. Kişi aracını tünel
girişindeki otoparklara bırakacak, trenle karşıya geçecek. İşini görüp
yine trenle geri dönecek. Böylece hem zamandan, hem akaryakıt parasından,
hem de stresten kurtulmuş oluyor. Raylı sistem ile denizi geçecek yüklerden
dolayı da kazanılacak zaman tasarrufu 37,8, enerji tasarrufu ise 156,6 milyon
dolar düzeyinde gerçekleşecek.”
Zaman
|