reklam

13 Ocak 2004 Salı 
Ana Sayfa > Haberler

Antalya'nın olmayan altyapısı!

Yağmur yağıyor her yeri sel basıyor. Fırtına çıkıyor önüne gelen ne varsa yerle bir ediyor. Sizin anlayacağınız felaket üstüne felaketi yaşıyor turizm kenti Antalya. Dokunduğun elinde kalıyor. Devlet bugüne kadar aldığı ölçüde Antalya'ya gerekli yatırımı yapmadı. Yapılanlar da sağlıklı yapılmadı. Bunları ben çok sık dile getirdim. Yaşananların faturası ağırsa o zaman doğayı suçlamak yerine kendimizi suçlamamız gerekmiyor mu?

Bu felaketlerde dikkatimi çeken iki husus var. Birincisi doğal afete en çok devlet yatırımlarının direnememesi. İkincisi ise; belediyelerin altyapı ihmali. Sizin yaptığınız çürük çarık köprü çöküyor, derenin içinde olmaması gereken yapıları sel alıp gidiyorsa bunda doğanın ne suçu var? Bugün taşan ve felakete sebep olan dere yataklarında 50 sene evvel ne vardı ki? Şimdilerde dere kalmadı ortada. Şehir oldu adeta.

İnsan hatasının doğal afete nasıl davetiye çıkardığını iki örnekle anlatmak istiyorum: Benim ikamet ettiğim apartmanda fırtına yüzünden hafta sonu bazı evlerin camları kırıldı, bazılarının da panjurları uçtu. Bir bilene soruyorum sebebini, 'işi yapanlar 4 milim yerine 3 milim cam kullanırsa olağan durumlarda patlar' diyor. Ve devam ediyor; 'Kalitesiz mal, bir de acemiler tarafından yapılıyorsa her zaman uçar. Kaliteli malzeme kullanacağım dersin, parasını vatandaştan ona göre alırsın ama yine adi mal takarsın. Sonra o panjur birinin üstüne çöker bizde bunun adı doğal afet olur' cevabını veriyor. İşte bizim altyapımız da böyle yapılıyor.

Küçücük bir doğal harekette bile yer yerinden oynuyorsa acaba bu felaketin yaşanmasında birilerinin ihmali yok mu? Buz gibi var. Köprü ihalesi yapılıyor, devlet oraya onca para yatırıyor sel gelip onu alıp gidiyor. Bakıyorsunuz altında ihmal, hırsızlık, denetimsizlik ne ararsan var. Yine bakıyorsunuz dere yatakları binalarla dolu. İmara açılmış. Sonra bir sel gelip onları yerle bir ediyor. Suçlusu kim doğa mı? Elbette o yapılaşmaya izin verenler. El uzayda altyapı kurdu neredeyse yaşıyor. Bizim konuştuğumuz, tartıştığımız konulara bakın! Yazık benim güzel yurduma, yazık benim güzel insanıma. İnanın çok yazık.
Akşam - Mevlüt Yeni

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz