Nişanyan evleri ve ekonomik özgürlük
Bilmiyorum, yolunuz hiç Ege'nin gerçekten şirin Şirince Köyü'ne düştü
mü? Bu eski Rum köyü Efes'e yaklaşık 11 km kadar uzaklıkta üzüm bağları
ve diğer meyve bahçeleri ile dolu tepeler ile sarılı ve şimdiye değin de
mimari mirasını olabildiğince muhafaza edebilmiş bir yer. Köyün adı geçen
hafta, yakın geçmişte olduğu gibi aynı nedenle, basında tekrar yer aldı.
Sevan ve Müjde Nişanyan'ın seneler önce yapıp işlettikleri pansiyonlar işletme
ruhsatları olmadığı gerekçesi ile mühürlendi; karıkoca Nişanyanlar ve
10 çalışanı mühürlemeye direndikleri gerekçesi ile jandarma tarafından
bir müddet göz altına alındı.
Ne rastlantıdır ki, Sevan Nişanyan jandarmalar tarafından koltuğu ile
birlikte evinden atıldığı aynı gün, muhafazakâr bir düşünce örgütü
olan The Heritage Foundation ile ünlü ekonomi ve iş dünyası gazetesi Wall
Street Journal'ın 10 yıldan beri ortaklaşa yayımladıkları Dünya Ekonomik
Özgürlük Endeksi açıklandı. Endeks, 10 faktörün 1(iyi)-5(kötü) arasında
notlara göre derecelendirilmesi sonucu oluşuyor ve bir ülkedeki ekonomik
ortamının özgürlüğünü gösteriyor. Hemen, şunu da ilave edelim ki, 'özgürlük'ten
kasıt 'keyfilik' değil ve 'Bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler' düşüncesinin
hâkim olduğu bir özgürlük değil. Türkiye, geçen sene 3.50 ile 119'cu sırada
iken bu yıl yayımlanan ve 2002 verilerine istinaden hazırlanan endekste 161
ülke arasında 3.40 ile 106'ncılığa yükseldi.
Yani, ufak bir iyileşme var; ama hâlâ iş ortamı özgürlüğü açısından
uluslararası ligde oldukça gerideyiz. İyileşme de, büyük ölçüde IMF
baskısı ile oluşan, kamu maliyesindeki olumlu gelişmeden (birincil fazla)
kaynaklanıyor. Diğer faktörlerde fazla bir değişim yok. Uluslararası
ticaret, devletin ekonomideki yeri, (beş yıllık ortalama enflasyon alındığından)
para politikaları, sermaye akımları ve yabancı sermaye yatırımları,
bankacılık ve finans, ücret ve fiyatlar, fikri ve sinai haklar, kayıt dışı
ekonomi ve düzenleyiciler alanlarında Türkiye'deki ekonomik ortam özgürlüğünü
arttıracak bir olumlu değişim olmamış.
Ama endekste başka bir şey dikkat çekiyor. Endeksin 10 senelik geçmişine
baktığınızda görüyorsunuz ki tüm bu faktörler arasında, Türkiye'de
ekonomik ortamın özgür olmamasına neden olan en önemli faktörler, en kötüden
en iyiye, (1) para politikaları (2) hükümetin bütçe yükü (3) düzenleyiciler
(4) kayıtdışı olarak sıralanıyor. Hükümetin bütçe yükünde iyileşme
var. 2003'te ki düşük enflasyonun gelecek yıl seriye dahil olması ile orda
da gelecek yılın endeksinde bir olumluluk yaşayacağız.
İş kalıyor kayıt dışı ve düzenleyicilere. Kayıt dışı, bu yazımızın
konusu değil. O nedenle bakalım düzenleyicilere. Endeksin Türkiye sayfalarındaki
'düzenleyiciler' kısmının altındaki açıklamalarda, Türkiye'de düzenleyicilerin
yük getirici olduğu; bir iş kurmanın kolay olabileceği ama ruhsatların alınmasının
zor olduğu; bürokrasi ve kırtasiyenin ciddi boyutta bir problem teşkil ettiği;
gerek merkezi, gerekse yerel otoritelerden alınacak ruhsatların alım süreçlerinin
uzun zaman alıcı ve insanı bezdirici olduğu belirtiliyor.
Dönelim Şirince'ye. Şirince, şirin ama, Ege'de Şirince kadar şirin çok
köy var. Çoğu, Şirince'nin şöhretine ve gelirine sahip değil. Şirince, eğer,
turizm değeri olan bir yer haline geldi ise, bu işte, Nişanyan'ın doğaya ve
köyün mimari geleneğine uygun olarak restore ettiği pansiyonların çok
ciddi katkısı vardır. Ama, devletin, bu ülkenin insanının iş yapma, gelir
ve istihdam yaratma imkânını, özetle, ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan
bu düzenleyici kafası için hiç önemli değildir böyle bir katkı. Nişanyan'a
sormuşlar, 'Devletten ne bekliyorsunuz?' diye. O da, hâlâ, 'Yaptığımız işin
turizme bir katkı olduğunu takdir ederek gereğini yapmasını' demiş. Düzenleme
yapma yükümlülüğünde olanların 19 seneden beri gerekli düzenlemeleri
yapmamaları karşısında hâlâ olumlu ve sabırlı bir cevap. Kendisine şunu
hatırlatmakta yarar var. Bizim devletimizi yönetenler için 'aş ve iş'
meselesi genellikle masa sohbeti konusudur; düzenleme kriteri değildir.
Radikal - Korkmaz İlkokur
|