'Nişanyan Evleri' ve Jandarma...
''Ermeniler'' le kardeşliğimizi yıllardır savunanlardanım... Azeri
olsalar bile, aile büyüklerimin en yakın dostları arasında Ermeni 'lerin
ayrı bir yerleri vardı... Reşit Behbutov 'un sesinden Sayat Nova 'nın şarkılarıyla
büyüdük... Iğdır 'a dikilen ''Ermeni mezalimi'' anıtını ''şoven''
bularak eleştirdiğim için ''milliyetçi'' (!) yerel basın adımı
''Ekinciyan'' koydu...
Elbette ki aynı tavrımız, diğer ''yurttaş'' olduğumuz tüm ''Anadolu kültürleri''
için de geçerli...
Peki, bunları neden söylüyorum?..
Çünkü Şirince köyündeki ''ortak kültür mirasımız'' eski evlere, Nişanyanlar
tarafından ''yasadışı'' yapılan müdahaleleri, ''bu düşüncelerimle de
birlikte'' başından beri uygun bulmuyorum...
Tam tersine, biraz da ''Hiç değilse siz o güzelim uygarlık
geleneklerinizle bu kural tanımazlığın simgesi olmasaydınız...'' diyerek
aynı ''inatları'' yüzünden geçen yıl ''hapis'' cezası bile alan Nişanyanlar
için hem üzülüyor hem de onlara ''yakıştırmadığımı'' belirtiyorum...
Yasaların uygulanmasını isteyen jandarmaya karşı 'Irkçı baskı yapılıyor...''
gibisinden sözlerle direnip kendilerine siyasal ya da entelektüel görünümlü
taraftar bulmaya çalışmalarını da yadırgıyor, bunu bir ölçüde ''başardıklarını''
da kaygıyla izliyorum.
İnsanlığın ortak yasaları
Nişanyanlar'ın, ''özgün mimarileriyle korunmaları gerekli'' eski Şirince
evlerinde, ''kurallara uymadan'' onarım ve tadilatlar yapıp ardından
''izinsiz'' kullanmaları, sıradan bir ''imar suçu'' değildir...
Çünkü bu evler, herhangi birer yapı değil, aynı zamanda uluslararası
hukukta da ''insanlığın ortak değerleri'' sayılırlar... Bu nedenle
kurallara aykırı müdahaleler için sıradan yapılardan ''daha ağır'' yaptırımlar
düzenlenmesi de aslında ''insanlığın ortak yasaları'' olarak, her devletin
''evrensel yükümlülükleri'' arasındadır...
Jandarma da işte bu yükümlülüğün ''gereğini'' aslında sadece Şirince'de
değil, son yıllarda ülke düzeyinde göstermeye başladı...
Bu amaçla da oluşturulan ''çevre timleri'' ile örneğin İstanbul'un içme
suyu havzalarında ve ormanlık alanlarındaki ''koruma ve imar hukukuna aykırı''
yapılaşmayı da önlemeye çalışıyor.
Kent kültürü semineri
Hükümet kaçak yapılara elektrik, su vb. tüm kamu hizmetlerini armağan
ederken Jandarma Genel Komutanlığı da yakında Bursa 'da yapacağı ''eğitim
semineri'' nin konusunu ''kaçak yapılaşmayla mücadele'' olarak belirlemiş.
Programa göre ''sivil toplum kuruluşlarının'' da katılacakları bu
seminerde, yasadışı yapılaşma sorunu ''tüm yönleriyle'' ele alınacak; çevresel
tahribatın yanı sıra ''kültürel erozyon'' ve ''toplumsal suç'' gibi, imar
talanının yarattığı sosyal sorunlar da irdelenecek...
Şirince'deki Nişanyan Evleri'nde de ''uygarlık kurallarının gereğine
uyulmasını'' isteyen Koruma Kurulu 'yla birlikte jandarmayı da ''ırkçı
baskının'' aracı olarak görenler, işte bu sempozyumu izlemeliler...
Sadece kaçak yapı konusunu değil, ''kent kültürünün'' de ne demek olduğunu,
aslında ''köylerde'' görevli olan jandarmadan öğrenmeleri için...
Evet... Nişanyanlar, ne yazık ki ''haklı'' değiller... Tıpkı diğer sayısız
''Türk'' gibi, kültür mirasına karşı insanlık yasalarıyla davranmak
yerine ''yağma kültürünün kural tanımaz alışkanlığı'' içinde
davranmayı yeğlediler... Yanlış yaptılar...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|