Bir semt tarihçisine övgü
Jak Deleon'un Büyükada - Anıtlar Rehberi kitabı,
İstanbul'un en büyük adasının anıtlarının tarihini dile getiriyor.
Anıtlar Rehberi, camileri, kiliseleri, sinagogları, onun yanında başka
yapıları da bize tanıtıyor.
Hiç kuşkusuz yapılardan, nüfusun kimliğini ortaya çıkarmak da mümkün
oluyor.
Kitabın başında yer alan Bir Zamanlar Büyükada, bu adanın tarihçesidir,
öyle bir tarihçedir ki, gazinosundan köşklerine kadar. Buradaki yaşama biçimini,
her dönemin İstanbul'unun buradaki insan dokusunu bize veriyor.
Şimdi Büyükada'ya gidenler, geçmişle bugünü karşılaştırma olanağını
Jak Deleon'un kitabı sayesinde gerçekleştirebileceklerdir.
Adanın simgeleri var mıdır?
Yazara göre bu Saat Kulesi'dir.
'Sakinlerin ve gezginlerin gözünde Büyükada'nın simgesi olan Saat
Kulesi, Cumhuriyet'in kurulduğu yıl İskele Meydanı'na yerleştirilmiştir.'
Deleon'un başka çalışmalarında da, bugünle dün arasındaki gelgitler
bir tarih perspektifi içinde sunulur, okur hem oranın tarihini hem de gezmesi,
görmesi gereken yerleri öğrenir.
Ayrıca, o konuda kalem oynatmış tarihçilerden, edebiyatın ünlülerinden
alıntılar yaparak, onları da inceleyerek birkaç yönlü bir kitap ortaya çıkarmıştır.
Böylece kitapları hem içerik hem de üslup bakımından bir zenginlik
kazanmıştır.
Büyükada Anıtlar Rehberi, her zaman söyleme gereği duyduğumuz,
kozmopolit İstanbul'un insan, inanç haritasını sermektedir önümüze.
Jak Deleon'un diğer kitaplarından da söz etmek isterim. Çünkü onların
hepsine genel açıdan bakınca; İstanbul'un değişik semt monografileri türünde
de çok yararlı çalışmalar yapmıştır.
Bu hem gezi rehberi hem de bir monografi olması açısından iki işlevi bir
arada taşımaktadır.
Tarih içinde Beyoğlu'nun değişimine insan unsuru merceğinden bakınca,
Beyoğlu'nu bütün yönleriyle anlamamız mümkündür.
Deleon'un Beyoğlu'nda Beyaz Ruslar kitabı, bugünün Beyoğlu'sunun yaşama
biçimine ritüellerine girmiş alışkanlıkların kaynağını bulmamızda
bize rehberlik eder.
Gelen Beyaz Ruslar içinde birçok kişi, batının bazı yaşama alışkanlıklarıyla,
zevkleriyle tanışmamızı sağlamışlardır.
Barones Valentine Taskin'i bu kitaptan okuyacaklar, Beyaz Ruslar'ın gerçekten
her biri roman olabilecek hayat hikáyelerinin çarpıcılığına şaşıracaklardır.
Birçok kimse İstanbul'da Barones Valentine Taskin'i dinlemiştir.
Balat ve Çevresi'ni okurken; bugün yeniden canlanan bu semtin İstanbul şehri
içindeki yerini fark ederek, şimdiye kadar ihmal edilmiş olmasına da hayıflanacaksınız.
Özellikle kitaptaki Balat: Bir Semt Monografisi bölümünü mutlaka okumalısınız,
şimdi itibar gören Haliç ve çevresini bu kitap eşliğinde gezmenizi salık
vereceğim.
Gerek Bir Beyoğlu Gezisi, gerek Boğaziçi için Gezi Rehberi, İstanbul'u
tanımanız için gerekli rehberlerdir.
Jak Deleon'un kitapları, İstanbul’u öğreten, sevdiren çalışmalar.
Büyükada'da ilk bisiklet
'Bisikletin 19. yüzyılın sonunda İstanbul'a geldiği ve 'ehl-i keyf' tarafından
hemen benimsendiği kaydedilir. Şehrin gözde mesire yerleri Kağıthane, Göksu
ve Kuşdili'nde (korna yerine) çan, boru, düdük çalarak gezinen
bisikletliler (Ahmet İhsan Bey'in Servet-i Fünun dergisinde yazdığı gibi)
'seyrangáhların manzarasını daha revnaklı' kılacaktı. Reşat Ekrem Koçu,
o dönemde jokey kepinin ya da berenin, avcı ceketinin, golf pantolonunun, uzun
konçlu spor çorapla iskarpinin şart olduğunu söyler. Beyoğlu, Tepebaşı,
Taksim, Şişli, Büyükdere, Tarabya, Sakızağacı, Fenerbahçe, Caddebostan,
Yeşilköy gibi Frenklerin ve 'tatlı su Frenklerinin' bol bulunduğu yerlerde
yol alan (ve Şamran Hanım'ın dilinde 'kanto'laşan) bisiklet, Büyükada'ya
1950'lerde ulaşabilmiştir...
Beyaz Ruslar'ın Kökenleri
1917 devriminden sonra dünyanın yedi bucağına dağılan Beyaz Ruslar, önce
ilk durak, ardından özgürlüğe uzanan köprü olarak Türkiye'yi seçtiler.
Bu seçim iki nedenden dolayı mantıklıydı: Kırım üzerinden kaçan çoğunluk
için en yakın aynı zamanda (denizaşırı olmasından dolayı) en güvenli ülkeydi
Türkiye. İkinci nedense Osmanlı'nın engin hoşgörüsü ve tarihsel
konukseverliğiydi.
Hürriyet Doğan Hızlan
|