reklam

06 Şubat 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Binayı yapan denetliyor

Türkiye'de biri 19 kentle sınırlı olmak üzere denetimle ilgili iki yasa da işlemiyor

Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde yaşanan büyük depremlerden sonra ele alınan yapı denetim sistemi işlemiyor. İnşaatın projesini uygulayan müteahhit aynı zamanda teknik uygulama sorumluluğunu üstlenebiliyor. Meslek odalarının devre dışı kaldığı ve kamusal bir hizmet alanının şirketlerin kâr alanına dönüştürüldüğü denetim sistemi; ''mal sahibi ya da müteahhit ile mühendis arasında karşılıklı imzaların atıldığı bir belgenin belediyeye sunulmasından'' ibaret. 

Mal sahibi, bir mühendis, mimarla anlaşarak teknik uygulama sorumlusunu belirliyor ve belediyeden ''inşaata başlama izin belgesi'' alabiliyor. ''Proje ve proje ekleriyle'' yapılan başvuruya olumlu sonuç alınmasından sonra ise teknik sorumluluk ile müteahhitliğini aynı kişi alabiliyor. Bu uygulamayı, denetim yasalarında engelleyen bir hüküm ise bulunmuyor.

''Bu sistemde savcı ile hırsız aynı kişi'' diyen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe 'ye göre 2000'de uygulamaya giren yeni Denetim Yasası'nın kapsamadığı Konya, bu nedenle bir şey kaybetmedi. Çünkü yeni yasa da işlemiyor. İnşaat Mühendisleri Odası'nın saptamalarına göre denetim sistemi uygulamada şöyle işliyor:

* Yasalara göre, hem müteahhit hem teknik uygulama sorumlusu aynı kişi olabiliyor. Oysa uygulamada projeye uygun davranılmayabilir ve bu durumda 3. bir bağımsız kişi denetim yapmıyor.

* Teknik uygulama sorumlusu ile müteahhit aynı kişi değilse bile, özellikle depremden önceki yasanın halen geçerli olduğu illerde ''teknik uygulama sorumlusunun'' belli bir para karşılığında ''imzasını satmasıyla'' sorun çözülüyor.

Göstermelik denetim
* Depremden sonra yürürlüğe sokulan ve aralarında İstanbul, Ankara, İzmir gibi gelir seviyesi daha yüksek illerin bulunduğu kentlerin olduğu 19 ilde uygulanan 4708 sayılı yasaya göre faaliyet gösteren şirketler işini yapmıyor. Özel yapı denetim şirketlerinin büyük kısmı iş alabilmek için ihalelerde, iş tekliflerinde büyük kırımlar yapıyorlar. Verilen fiyatlar, şirketin gerçekten denetim yapması halinde masrafını bile karşılamaktan çok uzak. Bu da şirketlerin yetkililerinin, mühendislerin inşaata uğramadığını ortaya koyuyor.

* Uygulamadaki aksaklıkların yanı sıra Türkiye'de yapı denetimi olarak adlandırılacak bir sistemden söz etmek doğru değil. Çünkü İmar Kanunu'nun ilgili maddeleri ve yönetmelikleri, yapı ruhsatı ve kullanma izni süreçlerini tutarlı bir yapı denetim süreci oluşturmak amacıyla düzenlenmemiş. Yapı ruhsatı verilmesi ile ilgili işlemler ''gerekli belgelerin tamam olduğunun kontrolü ve onayından ibaret.'' İnşaatın yapımı sırasında onaylı projeye uygunluğunun kontrolü ''Fenni Mesul'' olarak ifade edilen kişiye bırakılmış. Bu kişinin görev tanımı ise sadece yapım sürecine teknik bir kişinin katkısının sağlanmasını amaçlıyor.
Cumhuriyet - Fatma Koşar

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Semra&Özcan Uygur 
7 Kasım 2003
tarihinde Diyalog bölümümüze konuk oldular.

Semra&Özcan Uygur  hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...

 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz