reklam

06 Şubat 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Zümrüt Apartmanı neden çöktü?

Her şey birdenbire mi oldu dersiniz? Konya'daki bina birden bire
mi çöktü?

Zümrüt Apartmanı'nın yerle bir olduğu akşama kadar süregelen bir tarihi yok muydu?

Keşke zamanı, pazartesi akşamı saat 20.15'ten itibaren bir film gibi geriye doğru oynatma imkânımız olsaydı.

Bu fantezi filmi izleme olanağımız olsaydı, bina projesinde imzası bulunan müteahhit, mimar ve inşaat mühendisinin fakültelerindeki ders programlarını da görebilirdik mesela...

Hukukla ilgili hangi dersleri okumuşlardır acaba? Belki, sadece imar hukuku... Hukukla ilgili derslerinin genel bir hukuk kültürü verecek boyutlarda olmadığından emin olabilirsiniz.

Güneş alıyor olması titizlikle hesaplanmış apartman dairelerinin, çok amaçlı kullanıma açık gökdelenlerin, rüzgârı hesaplanmış viyadüklerin, yolların, köprülerin hepsi, son tahlilde insan hayatıyla ilgili. Yani insan haklarıyla, yaşam hakkıyla...

Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ni özümsemiş bir mimar veya mühendisin yaptığı bir binanın çimentosu kum gibi elde dağılmazdı, demirleri ince çubuklardan oluşmazdı.

Ceza yasalarının yeteri kadar caydırıcı nitelikte olmadığı söyleniyor. Müteahhitlerin 1,5 yıl hapis cezasını göze alarak, eksik malzeme kullanmayı tercih edebilecekleri vurgusu yapılıyor. Böyle bir iddiaya inanmak için, çılgın olmak gerekli.

Sonuç olarak, binaların yapım hataları nedeniyle yıkılması gibi bir gerçeğimiz var bizim. Önlem olarak, 'Müteahhitlerde Allah korkusu olması' gerekliliğini ileri sürenler de var, uzun süre cezaevlerinde kalmasını önerenler de...

Biliyorum, bina yapımlarından sorumlu olan kişilerde ortalama bir hukuk bilinci olması şeklindeki önerim, diğerlerine oranla uzak bir varsayım olarak görülecektir. O zaman, unutalım gitsin.

Müteahhitleri şehir meydanlarına kurulmuş sehpalarda sallandırmaya ne dersiniz?

Hukuk fakülteleri 5 yıl olsun
'Ben Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, dördüncü sınıfa devam etmekte olan bir öğrenciyim. 3 Şubat 2004 tarihli Radikal gazetesinde yazdığınız 'Hukuk eğitimi beş yıl olmasın' başlıklı kısa yazınız üzerine bu mail'i yazma ihtiyacı hissettim.

Ben ve birçok sınıf arkadaşım hukuk eğitiminin beş yıl olması gerektiği konusunda hemfikiriz.

Zira derslerimizin zorluğu ve ayrıca fazlalığı dolayısıyla kendimizi farklı yönde geliştirmeye vakit bulamıyor, gün geçtikçe daha asosyal ve hatta depresif insanlar haline geliyoruz. Mutsuzuz.

Kendimizi farklı alanlara kanalize edemediğimiz gibi, hukuk alanında verilen eğitimin niteliği dolayısıyla bu alanda da kendimizi geliştirmeye fırsat bulamıyor, motivasyon eksikliği çekiyoruz.

Gitgide daha vasıfsız ve hukuk diplomalı birer ruh hastası haline gelmektense eğitim süresinin uzatılmasını, böylece verilen eğitimin daha nitelikli hale getirilmesini şu anki sistemin mağdurları olarak emin olun ki en çok biz isteriz.

Aksini savunacak çok öğrenci de olacaktır. Ne de olsa bizler nitelikten çok niceliğe değer veren, haticeye değil neticeye bakan, zaten ÖSS denen sırat köprüsünden geçebilmek uğruna bir insanı vasıflı kılabilecek edebiyat, sinema, müzik, spor gibi dallardan hiç düşünmeden fedakârlık etmiş, ya da çocuklarımızdan bunu beklemiş bir toplumun fertleriyiz.

Lütfen unutmayınız ki her ne kadar azınlık da olsak bizler, bir yıl erken mezun olmaktansa bir yıl fazla okuyarak daha sağlıklı, daha bilgili, nitelikli ve kültürlü birer birey ve tam donanımlı hukukçular olmayı tercih ediyoruz.

Bu arada, hukuk fakültelerinden dört yılda mezun olma oranının sadece yüzde 7 olduğunu hatırlatmak isterim/ A.B.S.'

Bir günlük haczin öyküsü
Havanın kurşun gibi ağır, dokunsan patlayacak kadar sıkıntılı olduğu bir gündü. Adliyede, icra müdürlüklerine ait kapıların açıldığı geniş sahanlıkta oturuyorduk. Hacze gitmeye cehd etmiş avukatlar olarak, çantalarımız kucaklarımızda bekliyorduk. Birazdan adlarımız okunacak, bir icra memurunun mihmandarlığında hacze çıkacaktık. Ben garip duygular içindeydim. Bir aksilik olacak ve hacze çıkamayacağımız gibi bir düşünce geçiyordu aklımdan. Adım okunmayabilirdi, dosyam kayıp olabilirdi mesela... Sağlık raporu çıkmadığı için yurtdışına işçi olarak gitme hayalleri hüsrana uğramış işçiler gibi ellerim koynumda kalabilirdim.
Hiçbir aksilik olmadı oysa, vesveselerim boşa çıktı. Adım okundu ve birkaç avukat olarak icra memurunun peşinde, turist kafilesi gibi sıraya girerek
adliyeden dışarı çıktık.

Hava patladı, patlayacaktı. Mülkiyeti, Adliye Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'na, kullanımı Cumhuriyet Savcılığı'na ait minibüse binerek yola koyulduk.

Kısa bir süre öncesine kadar 'hacze gitmek' dışında ortak bağı olmayan biz avukatlar arasında, minibüsün hareket etmesiyle birlikte, şehri birlikte gezecek olan turistler arasında gözlenen samimiyet belirtileri başladı. Şehir rehberimiz olan icra memuru, şoför mahallinde dosyaları düzenliyordu.

Önce şimşek, sonra gök gürültüleri ve nihayet yağmur olanca hızıyla şehrin üzerine çullandı.

Bu arada biz, haciz öncesinde tüm avukatların yaşamakta olduğu garip bir tedirginliği yaşamaktaydık.

Haczin başarılı geçmesinin vereceği memnuniyet ile borçlu tarafta birazdan yaşanacak travmayı hatırlamanın arasında gidip gelen, tarifi zor bir huzursuzluktu bu.

İlk haciz yapılacak yer, şehrin kenar mahallesindeki bir evdi. Dosyanın sahibi genç bir avukattı ve ilk haczine çıkıyordu. Adrese geldiğimizde, icra memuru yaşından beklenmeyecek bir atiklikle araçtan indi. Avukat minibüsten inene kadar, memur evin zilini çalıp, içeri girmişti bile.

Geride kalan avukatlar olarak, iri yağmur tanelerinin minibüsün tavanında çıkardığı sesleri dinleyerek, merak içinde haczin sonunu beklemeye koyulduk.İlk haczin başarılı geçmesi, kendi hacizlerimize moral olması açısından ayrı bir önem taşıyordu.
Radikal - Adnan Ekinci

 

Ocak 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET


Fotoğraf: Maurizio Marcato

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Massimiliano Fuksas 
17 Şubat 2004 Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


BETONART'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz