Anıtlar Kurulu, balık-ekmek
teknelerini kaldırmakta ısrarlı
Eminönü’ndeki balık-ekmek teknelerinin kaldırılmasına bir adım daha
yaklaşıldı.
Tarihi dokuyu bozduğu gerekçesiyle teknelerin kaldırılmasını isteyen Anıtlar
Kurulu, İstanbul Valiliği’nin talebi üzerine kararı bir kez daha gözden
geçirdi. Ardından, Valilik’e ulaştırılan ikinci raporda da aynı görüşler
tekrarlanarak kararın değiştirilemeyeceği vurgulandı. Söz konusu haberi
ilk kez Zaman duyurmuş ve 9 Ağustos 2003’te ‘150 yıllık balık-ekmek
tekneleri tarihe karışacak’ başlığı ile birinci sayfasına taşımıştı.
Eminönü’nde yaklaşık 150 yıldır faaliyet gösteren ve ‘balık-ekmek
kültürü’nü oluşturan teknelerin tarihe karışması artık kesinlik
kazandı. Balık-ekmek tekneleri, birçok şarkı, şiir ve sinema filmine konu
olurken, resim ve fotoğraflarda da silüet olarak yer almıştı. Anıtlar
Kurulu ise balık-ekmek teknelerinin oluşturduğu tablonun tarihi dokuyu
zedelediğini belirlemişti. İstanbul Valiliği, kararı yargıya intikal
ettirmeyip uygularsa ‘Eminönü’nde balık-ekmek keyfi’ nostalji haline
gelecek. Zaman’a açıklama yapan Kıyı ve Limanlardan Sorumlu Vali Yardımcısı
Zeki Çepoğlu’na göre, Valilik ya kararı aynen uygulayacak ya da idare
mahkemesine götürerek iptal davası açacak. Son kararı İstanbul Valisi
Muammer Güler verecek.
Valilik kaldırma yanlısı değildi
İstanbul Valiliği, 2001 yılında Boğaz’daki yüzer restaurant,
lokanta, otel ve balık ızgara teknelerini disipline etmek amacıyla bir
genelge yayınladı. Genelge, bu tür gemilerin ruhsatlandırılmasını öngörüyordu.
Bunun için ilçe belediyelerinden kaymakamlıklara kadar yetkisi bulunan tüm
taraflardan görüş alınması gerekiyordu. Bu çerçevede Milli Emlak Daire Başkanlığı
da yüzer metrekarelik deniz yüzeyini gemi ve teknelere kiralama işlemini başlattı.
Ancak Anıtlar Kurulu’nun olumsuz görüşü bütün planları altüst etti.
Valilik, tekneleri ıslah etmek için izin isterken Anıtlar Kurulu, tamamen
kaldırılmasını istedi. 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu, bu tür teknelerin bağlı olduğu kıyıların ‘tarihsel doku ve doğal
özellikleri ile silüet değerleri açısından korunması gereken yerler’
olduğunu belirtti. Kurul, bu gerekçeyle “yolcu indirme ve bindirme dışında
sürekli kıyıya bağlı olanlar konulamaz” tespitinde bulundu. Ancak
Valilik, toplumsal gerçekleri göz önünde bulundurarak kararın yeniden gözden
geçirilmesini talep etti. Valilik, teknelerin tarihi ve toplumsal özelliğinin
yanı sıra yaklaşık 200 ailenin bu işle iştigal etmesini göz önünde
bulunduruyor.
Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu, başından beri kurul kararına
karşı. “Bunlar silüeti bozmuyor, bilakis güzelleştiriyor.” diyen Başkan
Kibiroğlu, “Kararın uygulanmaması için bütün gücümü kullanacağım.”
diyor. Ancak vatandaşlar arasında balık-ekmek teknelerinin son yıllarda
dejenere olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Özellikle teknelerin hem çevre
hem de gürültü kirliliğine yol açması ve sağlıksız koşullarda çalışması
en çok yöneltilen eleştiriler arasında bulunuyor. Bu arada tekne
sahiplerinin ‘mafyaya karıştığı’ yönünde iddialar da var. Teknede çalışanlar,
“Patronun nerede olduğunu biz bile bilmeyiz. Haftada bir gelir, paraları
toplar gider. Bizde telefonu bile yoktur.” diyor. İşinin başında duran tek
tekne sahibi Selahattin Yıldırım ise “Biz Karadenizliyiz, ekmeğimizle
oynamak isterlerse silahlar konuşur.” tehdidinde bulunuyor.
İstanbul Boğazı’nın 8 ayrı bölgesinde balık-ekmek teknesi bağlanma
yeri bulunuyor. Yaklaşık 150 yıldır ruhsatsız çalışan teknelerin tamamı
vergi mükellefi. İlçe belediyelerine palamar ücreti veya çekek yeri ücreti
ile işgaliye vergisi ödüyorlar. Bazı teknelere İSKİ tarafından su bile bağlanmış
durumda. Balıklar ise sanıldığı gibi canlı olarak Boğaz’dan tutulmuyor.
Dondurulmuş olarak Norveç’ten ithal ediliyor. Tekneler günde 500 milyon
lira ile 1 milyar lira arasında kâr elde ediyor. Genellikle Karadenizli
aileler tarafından işletilen teknelerin ıslah edilmesi fikri 1985 yılından
beri Valilik gündeminde bulunuyor. Ancak bugüne kadar uygulama şansı
bulunmayan çalışmalar ilk defa 2001 yılından itibaren ciddiyet kazandı.
Zaman
|