Demiryollarımızın halleri
Yazılarını zevkle izlediğim usta yazar Can Dündar, Hürriyet'teki 3 Şubat
2004 yazısını trafik 'canavarı'na ayırmış ve bu dermansız derdimizi
bizlere anımsatmıştır. Bayramdaki trafik kazalarının neden olduğu korkunç
can ve mal kayıplarının acil önlem istediği kuşkusuzdur. 'Canavar'ın aldığı
canlarımızın sayısı, aynı nüfus yoğunluğunda Avrupa ülkelerindekilerin,
yaklaşık iki katı düzeyindedir. Korkunç boyutlu zararlara rağmen, bu
konuda toplumun duyarlılığı ve kamu yönetiminin yeterli önlem alması sağlanamıyor.
Kıbrıs, Avrupa Birliği, yakınlaşan yerel yönetim seçimleri, Popstar ve
benzeri konuların yoğunluğu içinde, bayramda başıboş dolaşan trafik
canavarı, fazla ilgi çekmemiştir. Ünlü yazarlarımızın ısrarlı
ilgileri, belki bu kez, kamu yönetimi üzerinde etkili önlem alma hevesi
yaratabilir. Can bey, sözü geçen yazısını şöyle bitirmiş:
"Kimlerdi bu canavarın Frankenstein'ları? Canlı ele geçirdiğimiz birkaç
sarhoş sürücü mü? Yoksa şu yol boyu başımıza kakılıp durulan 'Trafik
canavarı olmayın' levhalarını son 50 yılın başbakanlarının, ulaştırma
bakanlarının, otomobil üreticilerinin boynuna mı asmalıydık?"
Sözü geçen yazı, son 50 yılda, devletimizi yönetenlerin, demiryolu ve
denizyolu taşımacılığına ilgisiz kalmalarının, trafik kazalarının
artmasında büyük pay sahibi olduğunu öne sürmektedir ve yerden göğe haklıdır.
Bununla birlikte, güvenli taşımalara öncelik vermemiş olan geçmişin kamu
yönetimlerini, ayrım yapmadan suçlamak da haklı değildir. Genel olarak suçlananlar
arasında bulunduğum için, bu önemli yurt sorununa yeniden ilgi uyandırmak
ve biraz da haksızlığı düzeltmek istedim.
Sözü geçen genel suçlama, 'son 50 yılın' yöneticileriyle ilgilidir.
Ancak, bu konudan söz ederken, Cumhuriyet'in ilk 27 yılında, 1950'ye kadar
kurulan hükümetler, demiryoluna verdikleri büyük önem ve öncelik
nedeniyle, minnetle ve şükranla anımsanmalıdır. Son 50 yılın bazı hükümetleri
ve bu arada, 1980-83 hükümeti de, denizyolu ve demiryolu taşımacılığına
büyük önem ve öncelik vermiştir. 1980-83 hükümeti, kısa ömründe, 'Ulaştırma
Ana Planı, 1983-1993' adı altında 10 yıllık bir plan yapmış, denizyolu ve
demiryolu taşımacılığına en büyük önceliği veren bu planı uygulamaya
başlamıştır. Böylece, denizyolları ile limanların ve demiryollarının işletilmesinde
verimin hızla artması, tamir ve bakım işlerinin geliştirilmesi, var olan
demiryollarının bakımı konusunda büyük bir atılımın gerçekleşmesi sağlanmıştır.
Önceki dönemlerde iki kez yapımına başlandığı halde, iki kez durdurulmuş
bulunan, Ankara-İstanbul hızlı tren yatırımını yeniden başlatan ve hız
yolunun, ilk 'Ana Plan' döneminde bitirilmesini programa bağlayan da bu hükümettir.
Planlanan büyük yatırımlar için kaynak yaratılması da, ulaştırma kuruluşlarının
kâra geçirilmesiyle kolaylaştırılmıştır. Kâra geçirilmiş bulunan
kuruluşlar arasında, TCDD (35 yılda ilk kez) ve Denizcilik Bankası da (son
10 yılda ilk kez) vardır. Oysa, 1984'te işbaşına gelen hükümetin ilk işlerinden
biri, Ankara-İstanbul hızlı tren yatırımını durdurmak olmuştur. Gelecek
yıllarda yapımı kaçınılmaz olan bu hız yolunun, son 20 yılın hükümetlerince
göz ardı edilmesi, üzüntü vericidir. 1983 sonunda bir kararname ile
uygulamaya konan 'Ana Plan'ın ilk üç yıl sonunda, 1986'da, yenilenmesi
(revize edilmesi) öngörülmüşken, bu yola gidilmemiş, bu plan rafa kaldırılmış
ve unutulmuştur. Ülkemiz şimdi bir ulaştırma ana planından yoksundur ve
gelecek yıllarda yapılması zorunlu olan hız yolu yatırımı da henüz
yeniden başlatılmamıştır. Deniz ve demiryolu gibi güvenli toplu taşım
araçlarının azgelişmişliği, taşıma yöntemleri arasından en iyilerine
öncelik verilmesini sağlayacak uzun erimli plan yokluğunun sonucudur.
Geçmişteki yanlışlarımızdan alabileceğimiz derslerle, geleceğimizi
iyileştirecek düzeltmeleri yapabilmeliyiz. Demiryolları, bir zamanlar bazı hükümet
yetkililerinin de tanımladıkları gibi, komünist ülke işi, demode bir taşıma
yöntemi değildir. Bu konudaki kuşkularımız giderilmeli ve biz yeniden 'ülkemizi
demir ağlarla örmeye' başlamalıyız. Böylece, trafik canavarını da yenmiş
olabiliriz.
Radikal - Mustafa Aysan
|