reklam

12 Şubat 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Demiryollarımızın halleri

Yazılarını zevkle izlediğim usta yazar Can Dündar, Hürriyet'teki 3 Şubat 2004 yazısını trafik 'canavarı'na ayırmış ve bu dermansız derdimizi bizlere anımsatmıştır. Bayramdaki trafik kazalarının neden olduğu korkunç can ve mal kayıplarının acil önlem istediği kuşkusuzdur. 'Canavar'ın aldığı canlarımızın sayısı, aynı nüfus yoğunluğunda Avrupa ülkelerindekilerin, yaklaşık iki katı düzeyindedir. Korkunç boyutlu zararlara rağmen, bu konuda toplumun duyarlılığı ve kamu yönetiminin yeterli önlem alması sağlanamıyor. Kıbrıs, Avrupa Birliği, yakınlaşan yerel yönetim seçimleri, Popstar ve benzeri konuların yoğunluğu içinde, bayramda başıboş dolaşan trafik canavarı, fazla ilgi çekmemiştir. Ünlü yazarlarımızın ısrarlı ilgileri, belki bu kez, kamu yönetimi üzerinde etkili önlem alma hevesi yaratabilir. Can bey, sözü geçen yazısını şöyle bitirmiş: "Kimlerdi bu canavarın Frankenstein'ları? Canlı ele geçirdiğimiz birkaç sarhoş sürücü mü? Yoksa şu yol boyu başımıza kakılıp durulan 'Trafik canavarı olmayın' levhalarını son 50 yılın başbakanlarının, ulaştırma bakanlarının, otomobil üreticilerinin boynuna mı asmalıydık?"

Sözü geçen yazı, son 50 yılda, devletimizi yönetenlerin, demiryolu ve denizyolu taşımacılığına ilgisiz kalmalarının, trafik kazalarının artmasında büyük pay sahibi olduğunu öne sürmektedir ve yerden göğe haklıdır. Bununla birlikte, güvenli taşımalara öncelik vermemiş olan geçmişin kamu yönetimlerini, ayrım yapmadan suçlamak da haklı değildir. Genel olarak suçlananlar arasında bulunduğum için, bu önemli yurt sorununa yeniden ilgi uyandırmak ve biraz da haksızlığı düzeltmek istedim.

Sözü geçen genel suçlama, 'son 50 yılın' yöneticileriyle ilgilidir. Ancak, bu konudan söz ederken, Cumhuriyet'in ilk 27 yılında, 1950'ye kadar kurulan hükümetler, demiryoluna verdikleri büyük önem ve öncelik nedeniyle, minnetle ve şükranla anımsanmalıdır. Son 50 yılın bazı hükümetleri ve bu arada, 1980-83 hükümeti de, denizyolu ve demiryolu taşımacılığına büyük önem ve öncelik vermiştir. 1980-83 hükümeti, kısa ömründe, 'Ulaştırma Ana Planı, 1983-1993' adı altında 10 yıllık bir plan yapmış, denizyolu ve demiryolu taşımacılığına en büyük önceliği veren bu planı uygulamaya başlamıştır. Böylece, denizyolları ile limanların ve demiryollarının işletilmesinde verimin hızla artması, tamir ve bakım işlerinin geliştirilmesi, var olan demiryollarının bakımı konusunda büyük bir atılımın gerçekleşmesi sağlanmıştır. Önceki dönemlerde iki kez yapımına başlandığı halde, iki kez durdurulmuş bulunan, Ankara-İstanbul hızlı tren yatırımını yeniden başlatan ve hız yolunun, ilk 'Ana Plan' döneminde bitirilmesini programa bağlayan da bu hükümettir. Planlanan büyük yatırımlar için kaynak yaratılması da, ulaştırma kuruluşlarının kâra geçirilmesiyle kolaylaştırılmıştır. Kâra geçirilmiş bulunan kuruluşlar arasında, TCDD (35 yılda ilk kez) ve Denizcilik Bankası da (son 10 yılda ilk kez) vardır. Oysa, 1984'te işbaşına gelen hükümetin ilk işlerinden biri, Ankara-İstanbul hızlı tren yatırımını durdurmak olmuştur. Gelecek yıllarda yapımı kaçınılmaz olan bu hız yolunun, son 20 yılın hükümetlerince göz ardı edilmesi, üzüntü vericidir. 1983 sonunda bir kararname ile uygulamaya konan 'Ana Plan'ın ilk üç yıl sonunda, 1986'da, yenilenmesi (revize edilmesi) öngörülmüşken, bu yola gidilmemiş, bu plan rafa kaldırılmış ve unutulmuştur. Ülkemiz şimdi bir ulaştırma ana planından yoksundur ve gelecek yıllarda yapılması zorunlu olan hız yolu yatırımı da henüz yeniden başlatılmamıştır. Deniz ve demiryolu gibi güvenli toplu taşım araçlarının azgelişmişliği, taşıma yöntemleri arasından en iyilerine öncelik verilmesini sağlayacak uzun erimli plan yokluğunun sonucudur.

Geçmişteki yanlışlarımızdan alabileceğimiz derslerle, geleceğimizi iyileştirecek düzeltmeleri yapabilmeliyiz. Demiryolları, bir zamanlar bazı hükümet yetkililerinin de tanımladıkları gibi, komünist ülke işi, demode bir taşıma yöntemi değildir. Bu konudaki kuşkularımız giderilmeli ve biz yeniden 'ülkemizi demir ağlarla örmeye' başlamalıyız. Böylece, trafik canavarını da yenmiş olabiliriz.
Radikal - Mustafa Aysan

 

Şubat 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

8. Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması

Başvuru Formu için tıklayın.

07 - 12 Şubat 2004, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz