Hayata yeniden bakmak!
Bu söyleşide öğreneceğimiz, ülkemiz adına çok önemli boyutta parasal
harcamalar uykumuzu kaçırmadan, romantik bir giriş yapalım ve evimizin,
hayatımızı ne kadar etkilediğine yeniden bakalım dilerseniz..
Huzurlu, sıhhatinizi koruyan, güvenli ve ekonomik; yani ona harcadığınız
parayı hak eden, bakımı kolay; yani kolayca eskimeyen, kendine yetebilen;
yani yeterince konforlu ve mutlulukla "BENİM" diyebileceğimiz sıcak
bir yuva değil midir özlemimiz ?.. Peki bugüne kadar üretilen çözümler ne
kadar karşıladı özlemlerimizi ?.
Şimdi de, yaşamımızın yine önemli bir bölümünü içinde geçirdiğimiz
mekanlara, yani iş yerlerimize göz atalım. Dükkan, büro, fabrika, okul ya
da devlet dairesi.. Fark etmez !.. Yoksa size; gereksiz malzeme harcanmış, gösterişli
fakat güven vermeyen, hantal ve masraflı yapılar gibi mi geliyorlar ?.. Sizce
bütün bu mekanlar ne kadar katkıda bulunuyor hayatımıza ?.. İnşa ve işletme
giderleri açısından daha ekonomik çözümler olabileceğini hiç düşündünüz
mü ?..
Peki neresinden başlayalım yanlışları düzeltmeye ?..
Gelin; Enerji, ekoloji ve ahşap adına bildiklerimizi sorgulayarak yola çıkalım
...
1- Enerji
Aslında, ülkenin lokomotif ekonomisi sayılan inşaat sektörünün başımıza
ördüğü, adeta "insanlar içi depo binası" kılıklı çoğu yapının
işvereni olmasanız bile, harcanan gereksiz paranın ve enerji giderlerinin,
dolaylı olarak sizden çıktığını düşünmelisiniz. Örneğin; daha yüksek
ücretlere kaynak yaratmak yerine, zorunlu yapı ve enerji bedelleri ödendiğini
düşünebilirsiniz ?. Ankara'daki bir konutun, Almanya'dakine göre dört buçuk
katı enerji ile yaşamını sürdürdüğünü, ülkemizdeki sanayi ürünlerinin
Avrupa'ya göre üç kat fazla enerji harcanarak elde edildiğini öğrendiğinizde,
gerçek tasarrufun üç lambanın birini söndürmek olmadığını
anlayabilirsiniz ?..
Ülkemizde sadece bir yılda, enerji adına yurt dışına ödediğimiz
bedelin 20 milyar dolar olduğunu ve bu rakamın kamu oyunda tartışıldığını
hiç duydunuz mu ?.. Peki size birileri, rakamsal değerleri ile, enerji
kaynakları ve doğal olanakları açısından, Türkiye'nin, "dünyanın
en zengin ülkesi" olduğunu hiç söyledi mi ?..
Eğer ülkemiz, "yer altı ve üstü kaynaklarının" ve bu
konularda uluslararası platformlarda kendini kanıtlamış "insan
kaynaklarının" değerini yıllar önceden bilebilse ve dirayetle
sahiplenebilse idi, bu yörede, bizim hatırımız sorulmadan savaş bile çıkarmaya
kimsenin cesaret edemeyeceğini biliyor muydunuz ?..
Öz kaynaklarını idrak edemeyip, "daima muhtaç ülke" imajını
kendimize yakıştırdık ve gençlerimize bellettik. Eğer sadece var olanın kıymetini
bilse idik, Kıbrıs gibi, yılların aczinden ötürü gündemi hak etmediği
kadar işgal eden bir konuda "haksız taraf rolü"nü kabul etmemiz için
bizi köşeye sıkıştırmaya hiçbir ülkenin kalkışamayacağından da emin
olunuz.. Bu çıkarsamaların kaynağı, "halamın bıyığı olsaydı"
paradoksu hiç değil, bilimsel gerçekler ve bilinen fakat gizlenen rakamsal değerlerdir..
Türkiye'de, enerji bedellerinin toplamından daha yüksek yıllık harcama
yoktur. Yapılarımızın doğru projelendirilmesi ile, sadece bu alanda yapılacak
tasarrufun, yılda 5 ila 10 milyar dolar aralığında olabileceğini, yani İMF'den
yalvar yakar istediğimiz miktarlar kadar parayı, doğru planlama ile her yıl
tasarruf edebileceğimizi biliyor muydunuz ?..
Yanıt vermekte zorlanıyorsunuz sanırım.. Nerede ise kırk yıldır inşaat
dünyasının içinde olan bir mimar olarak ben de başlangıçta yanıt
bulmakta zorlandığım için, size hak veriyorum.. Fakat, dünya örneklerini
ve yurdumuzun olanaklarını inceleyip, en az otuz yetkin bilim adamının,
halen süregelen desteğine başvurdum. Sonunda, üniversitelerde ve halka açık
platformlarda sürdürdüğüm, elliyi aşan konferansımda aktardığım
bilgilere ulaştığımda, artık çözümü biliyordum. Üstelik hayalimizdeki
bu mekanlar; ısıtma, soğutma ve aydınlatma gereksinimi için gereken
enerjisini kendisi üretilebiliyor, hatta fazladan elde edileni satıp para
kazanmak bile mümkün oluyordu.. Yoksa bunun bir rüya olduğunu mu düşünüyorsunuz
?..
Halbuki dünyada, enerjinin önemini kavramış ülkelerde, "Sıfır"
enerji maliyetine giden yolda en az otuz yıldır araştırma ve uygulama yapılmaktaydı
!.. Yani, kendisine gerekeni üretip "enerji fazlasını satıp üste para
kazanmak !".. günümüzün bilgileri ve olanakları ile artık hiç de şaşacak
bir durum değildi..
2- Ekoloji
Buraya kadar "Enerji" adına, ülke gündemine taşınmayan, hatta bazı
odaklarca sakıncalı bulunan gerçeklerden söz ettim sizlere.. Gelin bir de,
doğa ve nimetleri adına, genel başlığı ile "EKOLOJİ" adına
sorgulayalım kendimizi.. Sizce ne kadar katkımız var çevreye ve ne kadarından
yararlanıyoruz doğal ürünlerin ?.
"İşte domates bu !" dedirten domatesin tadını unutalı ne kadar
oldu ?. Kış ortasında serada yetiştirilen fasulyenin, içi limon sarısı, sözüm
ona "çiftlik" yumurtasının, "koruyucu !" denilen kimyasal
katkılı, plastik ambalajlı ve aromalı sütlerin ne kadar yararı var çocuklarınıza
ve size ?.. Hızla çoğalan kanser türlerinin ve adı duyulmamış hastalıkların
nedenlerinden biri; bu garip, kimyasal katkılı, hormonlu, yapay beslenme alışkanlığımız
olmasın ?..
Doğal yöntemlerle ürün alabildiğiniz arazisi olan, belki kümesinden ya
da ağılından yararlandığınız, tadı, rengi kokusu ile her türlü yiyeceği,
şifalı otu ve ilaveten çiçeği size birinci elden sunan bir arazinin içinde
yaşamayı hayal ettiniz mi hiç ? Bence, hiç de abartılı bir talep değil
!.. Çünkü çok mütevazı olanaklarla 23 yıldır böyle bir yaşantıyı Ürünlü
Köyünde sürdürebilmekteyiz.
Atıklarınızın bile, biyolojik yöntemle gübreye ve bahçe sulamasına dönüştüğü,
çocuklarınızın havasını güvenle teneffüs ettiği, yeşilin hayatınızın
parçası haline geldiği bir mahallede yaşadığınızı düşünün bir an
!.. Adı, özenti "country" değil, gerçekten seçkin bir doğa parçası
olsun o yer !.. Akıllı evin sadece; kimlik sorulmadan girilmeyen, elektronik
donanımlı, tuvaletinde şeker tahlili yapan, "on sekizinci kattaki 72
numaralı daire !" demek olmadığını bir düşünün !..
3- Ahşap
Amerika'daki konutların % 90'ının malzemesi olan "ahşap" ile,
betonarmeye göre üçte-bir, beşte-bir sürelerde inşa edilebilen, yani sizi
"usandırmadan" ev sahibi yapan ve üstelik atalarımızın çok iyi
bildiği "ahşap ev" ile daha önce tanışmış mıydınız ?.. Peki,
bu bilgilerin bizlere en az 60 yıldır neden unutturulduğunu hiç merak
ettiniz mi ?..
Doğru bir enerji kullanımı ve bunun ekolojik ortamda sürdürülebilme
gayreti, beraberinde en doğru malzemeyi gündeme getirmektedir. O da ahşaptır..
Doğru planlama, doğru yönlenme ve doğru malzeme seçimi ile üretilmiş ve
deprem riski taşımayan, bir veya iki katlı ahşap evlerde oturduğunuzu hayal
edin bir süre !.. Ve bu evlerin betonarme konutlardan "daha pahalı olmadığını
!" bilerek..
Ahşabı böyle değerlendirdiğinizde, yeşil alanlarımızın gerçek
korumasını sağladığınızı, giderek onların büyümesine yardım ettiğinizi,
bunu yapan diğer ülkelerdeki gibi ormanların artık çoğalmaya başladığını
göreceksiniz.. Ahşabın gerçekte yangına karşı dayanıklı ve üstün
statik değerleri ile çok büyük açıklıkları geçebildiğini, ve hayatınızı
sigorta eden malzeme olduğunu öğreneceksiniz. Altı kata kadar ahşap yapıların
kolayca inşa edildiğini, alçı benzeri kaplama yöntemleri ve özel sıvılarla
yanmaz ve çürümez hale getirilebildiğini göreceksiniz, bir yandan kendi
enerjinizi üretirken !..
Ve davet...
Şimdilik bazı ipuçları verdiğim, "Enerji - Ekoloji - Ahşap" üçlemesinin
detaylarını, bu konuda dünyada ve Türkiye'de olan biteni merak etmeye başladıysanız,
"hayatımıza yeniden bakmak" için yapacağımız toplantılara
sizleri de bekliyorum.. Ülkemizin yeni gündemini birlikte yaratmaya.. İMF,
mahalli seçimler ve Kıbrıs örneği, güncel fakat kısır tartışmaların dışına
taşıyalım artık kendimizi. Çünkü ne kazanılan herhangi bir seçim, ne
IMF ile sürdürülen pazarlıklar ne de kurtlar sofrasında Kıbrıs sorunu, sağlıklı
çözüme ve huzurlu yarınlara kavuşturacaktır bizi.. Gücümüzü ve
olanaklarımızı bilerek ulusça üreteceğimiz uzun vadeli ve kalıcı çözümler,
çok değil on yıl sonra, bugün manşetlerde tartıştığımız sorunları,
çözümü basit, sıradan olaylar kolaylığına dönüştürecektir..
Şimdi ne mi yapabilirsiniz ?.. İsterseniz bulunduğunuz yörede, anlatılan
çözümleri hayata geçirirsiniz. Ya da sadece öğrendiklerinizle yetinir,
belki ileride uygulamaya geçmek için; "doğa, enerji ve ahşap
dostu" ve bu vatanın, artık "bilinçli bir sahibi" olarak
kalmayı tercih edersiniz..
"Hayatınıza yeniden bakmak !" sizin bileceğiniz iştir.
Yeterince bilgilenene ve "tamam" deyip yola çıkana kadar benim görevim,
size her türlü bilgi akışını amatörce sağlamaktır.. Yıllardır çeşitli
üniversitelerde ve sivil platformlarda süregelen konferanslarda, çeşitli
dergilerdeki makalelerimde, web sitemizde anlatmaya çalıştığım ve müşterek
projeler yürüttüğümüz sivil toplum örgütleri ile Bakanlıklar düzeyinde
yaptığım da zaten budur !..
Bireysel değil toplumsal çözümlerin etkinliğine ve gereğine inanıyorum.
Bu mesajın amacı, öncelikle toplum bilincine yeni bilgiler katmaktır. Bu
bilgiler doğrultusunda yeni projelere adım atmak gerekebilir. İşte o zaman,
bugüne kadar yaptığı araştırmaların bilgisi, uygulamaların deneyimi ve güçlü
teknik donanımıyla emrinizde olacak profesyonel kadroların varlığından da
emin olunuz. Yani yeter ki sadece; bu yolda "ben de varım !"
deyiniz.. Bu güzel ülke, sahip olduğu doğal zenginliklerin yanında, yetiştirdiği
uluslararası değerde uzmanları ve bilgi birikimi ile de övünç kaynağıdır..
Görüşmek üzere, saygı ve sevgilerimle..
Y.Mim. Çelik ERENGEZGİN 21.1.2004
ÇA+BA Tasarım Sanat Uygulama Ltd.Şti.
Ürünlü Köyü BURSA
224-496 10 12
[email protected]
www.erengezgin.net
|