reklam

20 Şubat 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Hayata yeniden bakmak! 

Bu söyleşide öğreneceğimiz, ülkemiz adına çok önemli boyutta parasal harcamalar uykumuzu kaçırmadan, romantik bir giriş yapalım ve evimizin, hayatımızı ne kadar etkilediğine yeniden bakalım dilerseniz..

Huzurlu, sıhhatinizi koruyan, güvenli ve ekonomik; yani ona harcadığınız parayı hak eden, bakımı kolay; yani kolayca eskimeyen, kendine yetebilen; yani yeterince konforlu ve mutlulukla "BENİM" diyebileceğimiz sıcak bir yuva değil midir özlemimiz ?.. Peki bugüne kadar üretilen çözümler ne kadar karşıladı özlemlerimizi ?.

Şimdi de, yaşamımızın yine önemli bir bölümünü içinde geçirdiğimiz mekanlara, yani iş yerlerimize göz atalım. Dükkan, büro, fabrika, okul ya da devlet dairesi.. Fark etmez !.. Yoksa size; gereksiz malzeme harcanmış, gösterişli fakat güven vermeyen, hantal ve masraflı yapılar gibi mi geliyorlar ?.. Sizce bütün bu mekanlar ne kadar katkıda bulunuyor hayatımıza ?.. İnşa ve işletme giderleri açısından daha ekonomik çözümler olabileceğini hiç düşündünüz mü ?..

Peki neresinden başlayalım yanlışları düzeltmeye ?..
Gelin; Enerji, ekoloji ve ahşap adına bildiklerimizi sorgulayarak yola çıkalım ...

1- Enerji
Aslında, ülkenin lokomotif ekonomisi sayılan inşaat sektörünün başımıza ördüğü, adeta "insanlar içi depo binası" kılıklı çoğu yapının işvereni olmasanız bile, harcanan gereksiz paranın ve enerji giderlerinin, dolaylı olarak sizden çıktığını düşünmelisiniz. Örneğin; daha yüksek ücretlere kaynak yaratmak yerine, zorunlu yapı ve enerji bedelleri ödendiğini düşünebilirsiniz ?. Ankara'daki bir konutun, Almanya'dakine göre dört buçuk katı enerji ile yaşamını sürdürdüğünü, ülkemizdeki sanayi ürünlerinin Avrupa'ya göre üç kat fazla enerji harcanarak elde edildiğini öğrendiğinizde, gerçek tasarrufun üç lambanın birini söndürmek olmadığını anlayabilirsiniz ?..

Ülkemizde sadece bir yılda, enerji adına yurt dışına ödediğimiz bedelin 20 milyar dolar olduğunu ve bu rakamın kamu oyunda tartışıldığını hiç duydunuz mu ?.. Peki size birileri, rakamsal değerleri ile, enerji kaynakları ve doğal olanakları açısından, Türkiye'nin, "dünyanın en zengin ülkesi" olduğunu hiç söyledi mi ?..

Eğer ülkemiz, "yer altı ve üstü kaynaklarının" ve bu konularda uluslararası platformlarda kendini kanıtlamış "insan kaynaklarının" değerini yıllar önceden bilebilse ve dirayetle sahiplenebilse idi, bu yörede, bizim hatırımız sorulmadan savaş bile çıkarmaya kimsenin cesaret edemeyeceğini biliyor muydunuz ?..

Öz kaynaklarını idrak edemeyip, "daima muhtaç ülke" imajını kendimize yakıştırdık ve gençlerimize bellettik. Eğer sadece var olanın kıymetini bilse idik, Kıbrıs gibi, yılların aczinden ötürü gündemi hak etmediği kadar işgal eden bir konuda "haksız taraf rolü"nü kabul etmemiz için bizi köşeye sıkıştırmaya hiçbir ülkenin kalkışamayacağından da emin olunuz.. Bu çıkarsamaların kaynağı, "halamın bıyığı olsaydı" paradoksu hiç değil, bilimsel gerçekler ve bilinen fakat gizlenen rakamsal değerlerdir..

Türkiye'de, enerji bedellerinin toplamından daha yüksek yıllık harcama yoktur. Yapılarımızın doğru projelendirilmesi ile, sadece bu alanda yapılacak tasarrufun, yılda 5 ila 10 milyar dolar aralığında olabileceğini, yani İMF'den yalvar yakar istediğimiz miktarlar kadar parayı, doğru planlama ile her yıl tasarruf edebileceğimizi biliyor muydunuz ?..

Yanıt vermekte zorlanıyorsunuz sanırım.. Nerede ise kırk yıldır inşaat dünyasının içinde olan bir mimar olarak ben de başlangıçta yanıt bulmakta zorlandığım için, size hak veriyorum.. Fakat, dünya örneklerini ve yurdumuzun olanaklarını inceleyip, en az otuz yetkin bilim adamının, halen süregelen desteğine başvurdum. Sonunda, üniversitelerde ve halka açık platformlarda sürdürdüğüm, elliyi aşan konferansımda aktardığım bilgilere ulaştığımda, artık çözümü biliyordum. Üstelik hayalimizdeki bu mekanlar; ısıtma, soğutma ve aydınlatma gereksinimi için gereken enerjisini kendisi üretilebiliyor, hatta fazladan elde edileni satıp para kazanmak bile mümkün oluyordu.. Yoksa bunun bir rüya olduğunu mu düşünüyorsunuz ?..

Halbuki dünyada, enerjinin önemini kavramış ülkelerde, "Sıfır" enerji maliyetine giden yolda en az otuz yıldır araştırma ve uygulama yapılmaktaydı !.. Yani, kendisine gerekeni üretip "enerji fazlasını satıp üste para kazanmak !".. günümüzün bilgileri ve olanakları ile artık hiç de şaşacak bir durum değildi..

2- Ekoloji
Buraya kadar "Enerji" adına, ülke gündemine taşınmayan, hatta bazı odaklarca sakıncalı bulunan gerçeklerden söz ettim sizlere.. Gelin bir de, doğa ve nimetleri adına, genel başlığı ile "EKOLOJİ" adına sorgulayalım kendimizi.. Sizce ne kadar katkımız var çevreye ve ne kadarından yararlanıyoruz doğal ürünlerin ?.

"İşte domates bu !" dedirten domatesin tadını unutalı ne kadar oldu ?. Kış ortasında serada yetiştirilen fasulyenin, içi limon sarısı, sözüm ona "çiftlik" yumurtasının, "koruyucu !" denilen kimyasal katkılı, plastik ambalajlı ve aromalı sütlerin ne kadar yararı var çocuklarınıza ve size ?.. Hızla çoğalan kanser türlerinin ve adı duyulmamış hastalıkların nedenlerinden biri; bu garip, kimyasal katkılı, hormonlu, yapay beslenme alışkanlığımız olmasın ?..

Doğal yöntemlerle ürün alabildiğiniz arazisi olan, belki kümesinden ya da ağılından yararlandığınız, tadı, rengi kokusu ile her türlü yiyeceği, şifalı otu ve ilaveten çiçeği size birinci elden sunan bir arazinin içinde yaşamayı hayal ettiniz mi hiç ? Bence, hiç de abartılı bir talep değil !.. Çünkü çok mütevazı olanaklarla 23 yıldır böyle bir yaşantıyı Ürünlü Köyünde sürdürebilmekteyiz.

Atıklarınızın bile, biyolojik yöntemle gübreye ve bahçe sulamasına dönüştüğü, çocuklarınızın havasını güvenle teneffüs ettiği, yeşilin hayatınızın parçası haline geldiği bir mahallede yaşadığınızı düşünün bir an !.. Adı, özenti "country" değil, gerçekten seçkin bir doğa parçası olsun o yer !.. Akıllı evin sadece; kimlik sorulmadan girilmeyen, elektronik donanımlı, tuvaletinde şeker tahlili yapan, "on sekizinci kattaki 72 numaralı daire !" demek olmadığını bir düşünün !..

3- Ahşap
Amerika'daki konutların % 90'ının malzemesi olan "ahşap" ile, betonarmeye göre üçte-bir, beşte-bir sürelerde inşa edilebilen, yani sizi "usandırmadan" ev sahibi yapan ve üstelik atalarımızın çok iyi bildiği "ahşap ev" ile daha önce tanışmış mıydınız ?.. Peki, bu bilgilerin bizlere en az 60 yıldır neden unutturulduğunu hiç merak ettiniz mi ?..

Doğru bir enerji kullanımı ve bunun ekolojik ortamda sürdürülebilme gayreti, beraberinde en doğru malzemeyi gündeme getirmektedir. O da ahşaptır.. Doğru planlama, doğru yönlenme ve doğru malzeme seçimi ile üretilmiş ve deprem riski taşımayan, bir veya iki katlı ahşap evlerde oturduğunuzu hayal edin bir süre !.. Ve bu evlerin betonarme konutlardan "daha pahalı olmadığını !" bilerek..

Ahşabı böyle değerlendirdiğinizde, yeşil alanlarımızın gerçek korumasını sağladığınızı, giderek onların büyümesine yardım ettiğinizi, bunu yapan diğer ülkelerdeki gibi ormanların artık çoğalmaya başladığını göreceksiniz.. Ahşabın gerçekte yangına karşı dayanıklı ve üstün statik değerleri ile çok büyük açıklıkları geçebildiğini, ve hayatınızı sigorta eden malzeme olduğunu öğreneceksiniz. Altı kata kadar ahşap yapıların kolayca inşa edildiğini, alçı benzeri kaplama yöntemleri ve özel sıvılarla yanmaz ve çürümez hale getirilebildiğini göreceksiniz, bir yandan kendi enerjinizi üretirken !..

Ve davet...
Şimdilik bazı ipuçları verdiğim, "Enerji - Ekoloji - Ahşap" üçlemesinin detaylarını, bu konuda dünyada ve Türkiye'de olan biteni merak etmeye başladıysanız, "hayatımıza yeniden bakmak" için yapacağımız toplantılara sizleri de bekliyorum.. Ülkemizin yeni gündemini birlikte yaratmaya.. İMF, mahalli seçimler ve Kıbrıs örneği, güncel fakat kısır tartışmaların dışına taşıyalım artık kendimizi. Çünkü ne kazanılan herhangi bir seçim, ne IMF ile sürdürülen pazarlıklar ne de kurtlar sofrasında Kıbrıs sorunu, sağlıklı çözüme ve huzurlu yarınlara kavuşturacaktır bizi.. Gücümüzü ve olanaklarımızı bilerek ulusça üreteceğimiz uzun vadeli ve kalıcı çözümler, çok değil on yıl sonra, bugün manşetlerde tartıştığımız sorunları, çözümü basit, sıradan olaylar kolaylığına dönüştürecektir..

Şimdi ne mi yapabilirsiniz ?.. İsterseniz bulunduğunuz yörede, anlatılan çözümleri hayata geçirirsiniz. Ya da sadece öğrendiklerinizle yetinir, belki ileride uygulamaya geçmek için; "doğa, enerji ve ahşap dostu" ve bu vatanın, artık "bilinçli bir sahibi" olarak kalmayı tercih edersiniz..

"Hayatınıza yeniden bakmak !" sizin bileceğiniz iştir. Yeterince bilgilenene ve "tamam" deyip yola çıkana kadar benim görevim, size her türlü bilgi akışını amatörce sağlamaktır.. Yıllardır çeşitli üniversitelerde ve sivil platformlarda süregelen konferanslarda, çeşitli dergilerdeki makalelerimde, web sitemizde anlatmaya çalıştığım ve müşterek projeler yürüttüğümüz sivil toplum örgütleri ile Bakanlıklar düzeyinde yaptığım da zaten budur !..

Bireysel değil toplumsal çözümlerin etkinliğine ve gereğine inanıyorum. Bu mesajın amacı, öncelikle toplum bilincine yeni bilgiler katmaktır. Bu bilgiler doğrultusunda yeni projelere adım atmak gerekebilir. İşte o zaman, bugüne kadar yaptığı araştırmaların bilgisi, uygulamaların deneyimi ve güçlü teknik donanımıyla emrinizde olacak profesyonel kadroların varlığından da emin olunuz. Yani yeter ki sadece; bu yolda "ben de varım !" deyiniz.. Bu güzel ülke, sahip olduğu doğal zenginliklerin yanında, yetiştirdiği uluslararası değerde uzmanları ve bilgi birikimi ile de övünç kaynağıdır..

Görüşmek üzere, saygı ve sevgilerimle..

Y.Mim. Çelik ERENGEZGİN 21.1.2004
ÇA+BA Tasarım Sanat Uygulama Ltd.Şti.
Ürünlü Köyü BURSA
224-496 10 12
[email protected]
www.erengezgin.net

 

Şubat 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz