Anadolu'daki Kafkasya
Geçen hafta Kars Kalkınma Vakfı 'nın
Ankara'da düzenlediği bir toplantıdaydık... Kendini son yıllarda ''Doğunun
Uygar Kenti'' olarak duyuran bu ''serhat şehrinin'' , başkentimizde yaşayan
ve hemen tümü ''önemli mevkilerde'' görev yapan hemşerileriyle beraber
olduk...
17 Şubat 2004 Salı günü Sheraton Oteli'nde düzenlenen yemekli toplantının
adı ''Kars Deyince...'' ydi... Kars'taki tarihi evlerinin özenli
restorasyonuyla da tanıdığımız Vakıf Başkanı Tuncer Güvensoy , bu
deyimin gerekçesini şöyle özetledi;
''Kars deyince ne anlıyorsak, kentin ve hepimizin kimliğine bakışımızı
da gösterir... Tüm kentlerimiz hızla birbirine benzerken, Kars neden hâlâ
yine ve sadece kendine benziyor?.. İşte bu sorunun yanıtı da Kars'ı çok
farklı yapan asıl zenginlik kaynağı, yani tarihi mimarisi, eski fakat planlı
kent dokusu, bunlarla örtüşen kentli yaşam kültürü... Ancak bunları
koruyarak ve sürdürerek Kars'ı yurt ve dünya gündemine taşıyabiliriz. Bu
toplantımızın amacı da aynı görevi, elbirliğiyle nasıl yapacağımızı
konuşmak...''
Güvensoy'un bu sözlerini, aralarında Kars Valisi Nevzat Turhan , Belediye
Başkanı Naif Alibeyoğlu , Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necati
Kaya , Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Kapıcı , Ticaret Odası Başkanı Ali Güvensoy
ile ünlü halk âşıkları Murat Çobanoğlu ve Şeref Taşlıova 'nın da
bulunduğu Kars temsilcileriyle birlikte, MGK'nin önceki Genel Sekreteri E.
Orgeneral Tuncer Kılınç , Kars, Iğdır ve Ardahan milletvekilleri, eski
bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler ve üst düzey bürokratlar,
akademisyenler, doktor, mimar, mühendis ve her daldan meslek sahipleri, aydınlar,
sanatçılar, işadamları.. hep birlikte ''onaylarcasına'' alkışladılar...
Bakû, Tiflis, Kars...
Yine Karslı paşalardan E. Hava Tümgeneral Yaşar Demirbulak 'ın yönettiği
konuşmalarda da SBF Dekanı Prof. Dr. Celal Göle , özellikle üniversitenin
misyonu üzerinde durarak, Kars'ın yarınlarını daha aydınlık kılacak en
önemli zenginliğinin tarihi ve kültürel mirası olduğunu söyledi...
''Bizim'' bu toplantıya ''mimarlık'' alanındaki katkılarımız için hazırladığımız
sunumdaki ana tema ise; ''Kars'ın Kafkasya kimliği ile bir Anadolu kenti olmasının
yarattığı duygu ve mekân zenginliği'' ydi...
Azerbaycan'ın başkenti Bakû'dan, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'ten ve
Kars'tan art arda gösterdiğimiz tarihi kent dokusu ve yöresel mimari örneklere
ait fotoğraflar da şu gerçeği en ''objektif'' şekilde gözler önüne
serdi;
''Kars, Anadolu'daki Kafkasya'dır... Üstelik, şiiriyle, müziğiyle, yaşama
kültürleriyle ve hatta gelenekleriyle, Kafkas hümanizmasını da Anadolu aydınlanmasıyla
buluşturmanın birikimlerini taşımaktadır...''
İşte bu buluşmanın, ''bilim ve kültür alanında'' yeni ve çağdaş bir
ivmeyle geleceğe yelken açması için de öteden beri önerdiğimiz kimi çabaların
Kafkas Üniversitesi tarafından yaşama geçirilmeye başlandığını Rektör
Prof. Dr. Necati Kaya anlattı.
Müzikler ve diller
Bunlardan en anlamlı ikisi; ''Kafkas Müzikleri Konservatuvarı'' ile ''Kafkas
Dilleri Enstitüsü'' nün kurulması...
Konservatuvarla birlikte Kars'ın halk âşıkları ve Gürcülerin,
Azerilerin, Ermenilerin müzik alanındaki çok yönlü sanatçıları,
Kafkasya'nın insan sevgisiyle yetiştirecekleri her ülkeden öğrencileri,
''dost türkülerin'' ve ''sevdalı şarkıların'' kuşaktan kuşağa gönüldaşları
kılacaklar... Enstitüde de yine aynı kültür coğrafyasının tüm
dillerinde yaşayan ortak dilekler ve düşünceler, yeniden ve hep birlikte
paylaşılacak.
Nitekim Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu da bu sürecin ilk büyük
kucaklaşmasını yaşatacak, eylül ayındaki ''Kafkas Kültürleri Festivali''
nin müjdesini verdi ve ekledi; ''Kars, Kafkasya'nın Davos'u olmalı, Türkiye'nin
Kafkasya'da istikrar için üstlendiği tarihsel komşuluk görevi için de bu sürecin
merkezi yine Kars olmalı...''
Vali Nevzat Turhan 'ın üzerinde durduğu konu ise Kars'ın başta Ani antik
kenti olmak üzere il düzeyindeki kültürel dokusuydu... Kars'taki kentsel
koruma çalışmalarına en büyük desteği veren ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr.
Metin Sözen de yöre insanının artık ''mağduriyet'' yerine ''gurur ve
zenginlik'' söylemiyle tanışabilmesi için, bu büyük coğrafyayı bile aşıp
taşan böylesi bir dokunun artık daha fazla yıpratılmaması gerektiğini anımsattı...
"Taht''a kurulan kent
Bugünkü Kars'ın, gerçekten Anadolu'da hiçbir kentte bulunmayan, ''hem
tarihi, hem de planlanmış caddeleri'' ve bunların etrafında sıralanan
''Kafkasya taş yapıları'' , 19. yüzyılın 2. yarısında, kentin ''Tahtdüzü''
denen kesiminde kuruldu.
Yani Kars, bir anlamda yeniden ''taht'' a kuruldu ve daha doğarken bile
''durmuş, oturmuş'' bir kent olarak yaşamaya başladı...
Bu nedenle, Tuncer Güvensoy da tüm toplantı boyunca, ünlü kent gezgini
J. Hergeshimer 'in şu sözlerini yansıdan eksik etmedi;
''Öyle yerler vardır ki,
taht kurarlar gönüllerde;
Sadece varlıklarıyla bile,
önceden görülen hiçbir yerin
kurmadığı kadar kocaman bir taht;
Ya da sonradan görüleceklerin...''
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|