Beyaz Şeyler
Fotoğraf:Tony Cenicola/The New York Times
Lapland, Finlandiya'da kışın yapacak çok şey
yoktur. Donmuş Bothnia Körfezi'nin kuzey sınırında bir liman kenti olan
Kemi'de turistlerin buz kalıpları üzerinde uyuyabildiği bir oteli de içinde
barındıran bir Kar Kalesi vardır. Donmuş Ounasjoki Nehri'nin 90 mil
kuzeyinde, yaşlı hayırseverin Kuzey Kutbu'ndaki saklanma yerine mektup
postalayabileceğiniz Noel Baba Köyü (Santa Claus Village) sınırında ise;
Rovaniemi bulunur.
"Yazın balık tutarız ve sevişiriz," diyor bir Laplandli.
"Kışın, daha az balık tutarız."
Ama "The Snow Show" adlı alışılmadık bir açık hava
aktivitesi; Kemi ve Rovaniemi'yi, sıfırın altında sıcaklığa rağmen
maceraperest sanatsever turistlerin rotalarına dahil etti. Şubat ayının başında,
donmuş yeryüzünden gizemli, çok renkli kar ve buzdan heykeller yükselmeye
başladı. Daha sonra, dekorları kadar doğal ve geçici olan bu sanat
eserleri, eriyecek ve nisan ayı başında gitmiş olacaklar.
4 hafta boyunca ise dimdik ayaktalar. Her türlü şekilde ve boyuttalar, bazıları
soyut, bazıları figuratif ama ortak noktaları malzemeleri. Kardan yapılmış
olanları geometrik formları yüzünden özellikle ilginç çünkü uzaktan bakıldığında
biraraya toplanmış kar; beyaz beton kadar olağan görünüyor. Ne mutlu ki; işlerin
çoğunda malzeme olarak buz kullanılmış, böylece dışarıya zahmetsiz şeffaf
bir güzellik yayılıyor.
Sonuç çok başarılı olmasa da, pekçok heykelle ilgili canlı, neredeyse
naïf bir taraf var.
Bunun bir nedeni; her sanatçının bir iş ortaya koymak için tanınmış
bir mimarla birleşmesiydi. Bir diğer neden ise; pekçok katılımcının aşina
olmadıkları bir konuya el atmış olmasıydı. Aslında, üzerinde buzdan
denizkızı olan büfe masaları ve Kemi'deki Kar Kalesi'nin yuvarlak formları
dışında kar ve buzla yapılmış sanat yok denebilir.
Sanat kısa ömürlü olsa da, gösteriyi düzenleyenler daha kalıcı sonuçlar
peşindeler. Fin hükümeti gösteriye bir Arktik Kuşak'ın sınırında kış
turizmini canlandırma yolu olarak bakıyor. Etkinliğin masraflarını karşılayabilmek
için hükümet ve ticari sponsorlar aşağı yukarı $1 milyon ödediler. Şimdi
en az 25.000 biletli ziyaretçinin katılımını bekliyorlar. (bir bölgeyi
ziyaret $6.25, tüm bölgeleri ziyaret $10 tutuyor.)
Öte yandan fikir sahibi ve küratör New York'lu sanat simsari Lance Fung;
daha orijinal bir miras isterdi. Şimdiden, gösterinin kar ve buzla neler yapılabileceğini
teknik ve artistik yönden kanıtladığı görüşünde. Ayrıca; mimar ve
sanatçıların, içlerinden pekçoğuna yabancı bir malzeme ve çevre şartlarında
birlikte çalışabileceklerini ispat etmeyi umuyor.
Yine de, Kemi'deki dokuz ve Rovaniemi'deki sekiz işi gerçek bir sanat
sergisi olarak kabul etmek biraz hayalgücü gerektiriyor. Konstrüksiyon
malzemesi tabi ki alışılmadık, ama aynı zamanda formlar da mesajı
belirsizleştiriyor. Ve en azından iki işte, strüktürler enstalasyondan
ziyade binayı çağrıştıracak kadar büyük. En iyi ihtimalle, donmuş bir
heykel bahçesinde bir grup çalışmasının sonucunu anımsatıyorlar.
Ama bu işleri geleneksel sanattan ayıran birşey daha var. İşleri sanatçılar
ve mimarlar tasarladı, ama onları inşa eden; Sappo Makinen adında suskun bir
Fin buz mühendisi, 120 uluslararası gönüllü öğrenci ve yerel inşaatçılar
oldu. Aslına bakarsanız, katılımcı sanatçı ve mimarların yarısı hayal
ettiğini göremedi. Ve 10-11 Şubat'taki açılışa katılanların pek çoğu
işlerini ilk defa görüyorlardı.
Yine de genel olarak sonuçtan memnundular. Sadece İngiliz sanatçı Anish
Kapoor tatsız bir deneyim yaşadı. Londra çıkışlı Future Systems firmasıyla
birlikte yarattığı "Kırmızı Balina"sı ahududu şerbeti renginde
büyük, delikli bir strüktürdü. 13 cm kalınlığındaki buzdan
"deri"sine delikler açılmıştı böylece geceleri içinde ışıklar
parlıyordu. Teoride bu böyleydi. İş tamamlandıktan saatler sonra, içerdeki
ışıkların yaydığı ısı yüzünden zayıflayarak içeriye doğru çöktü.
Küratörden çok amigoya benzeyen 41 yaşındaki Fung için en büyük hata;
favori konusu olan 'bunun yeni bir malzeme olduğu kadar insan dinamikleri üzerinde
de bir deney olduğu' noktasını tekrarlamak oldu.
Snowshow ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
Kaynak:The New York Times - Alan Riding
Çeviren: Ezgi Kocahan - Arkitera
|