reklam

15 Mart 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Ödüle koşan camlar

Anadolu Cam, tasarımcılarla çalışarak hem trendleri takip ediyor, hem de adını yurtdışında duyuruyor. Doç. Dr. Oya Şenocak'ın geçen yıl Almanya'da ödül kazanan bardak tasarımının, 2004 Alman Tasarım Ödülü'ne de aday gösterilmesi vesilesiyle camdan dünyada bir gezinti yaptık

"Değişim ve trend yakından izlenmeli"

Anadolu Cam
Türkiye'nin cam devi Şişecam, düz cam, kimyasallar, Paşabahçe ve cam ambalaj olmak üzere dört gruptan oluşuyor. Anadolu Cam, ülkenin cam ambalaj ihtiyacının yüzde 90'ını karşılıyor. 1968'den beri faaliyette. Yurtiçinde ve yurtdışında üretimi var. Son yıllarda ambalaj tasarımında yeni trendleri izliyor, tasarımcılarla çalışıyor. Ve ortaya çıkan ürünler yaratıcılık konusunda Batılı rakipleriyle yarışıyor. Anadolu Cam'ın Pazarlama Hizmetleri Müdürü Hüseyin Bekçi ve Kalıp Geliştirme Müdürü Yusuf Coşkun'la camdan ambalajdaki yeni eğilimleri konuştuk...

Tasarım önerisi şirketlerden mi geliyor? Sistem nasıl işliyor?
Coşkun: Ya standart ya da müşterilerin kendi istedikleri tasarımlarda üretim yapıyoruz. Ürünü söylüyorlar, ona uygun ambalaj tasarlıyoruz.

Şirket politikası olarak tercihiniz; klasik bir anlayışın desteklenmesi mi yoksa sürekli bir yenilenme mi?
Bekçi: Ambalajın ürünü koruma, saklama, depolama gibi belli fonksiyonlarının olması gerekiyor. Ayrıca müşteri ve firmaların gözünde ambalaj, bir farklılaşma aracı da olmaya başladı. Firma kendini ve ürününü müşteriye tanıtırken farklı olan bir mesaj vermeye çalışıyor. Bu noktada mesajın aktarılabileceği en verimli araç da ambalaj. Üstündeki etiket ve görseli. Cam, müşterideki trendi ve değişimleri yakından izlemek zorunda. Dünyada tek kişilik hane sayısının artmasıyla, ürünü açar açmaz tüketmek önem kazandı. Artık ufak boy ürünler tercih ediliyor. Geçtiğimiz kriz döneminde Coca Cola için 20 clt.lik şişe tasarladık; öğrencilerin harçlıkları azaldığından onlara uygun bir ürün haline getirdik. Ambalajıyla bütünleşmiş bir ürünün bizde kotarılıp yurtdışına örnek olması da güzel bir şey oldu.

Cam ambalaj gerçekten önemli mi?
Coşkun: Trendler etkili; sağlıklı yaşam bilincinin artması, kentleşme, kadınların iş hayatına katılımı vb sektöre hareket getirdi. Ambalaj ürüne artı değer katar. Ürünü şık ambalajından dolayı alıp, hiç açmadan saklayanlar var. Cam sağlıklı bir malzeme ve de yüzde 100 geri dönüşüm imkânı var.

Camla oyun oynuyor

Doç. Dr. Oya Şenocak
Ambalaj ürünün kıyafetidir. Cam ambalaj ise sağlık, tazelik, şeffaflık ve doğayla arkadaşlıktır... Ürünler alıcılarıyla buluşurken en güzel kıyafetlerini giyer, ellerinden geldiğince kendilerini beğendirmeye çalışırlar. Camdan ambalajların terzisi Oya Şenocak da hayatını ürün tasarımına adamış bir usta. Eserleri yurtdışında da ilgiyle karşılanan... Şenocak, cama olan bağlılığını anlattı.

Camla ilişkiniz nasıl başladı?
Endüstri tasarımı okudum. Doktoram da endüstri tasarımı, gösterge bilim üzerineydi. 1983'den 1991'e kadar Paşabahçe'de cam ev eşyası grubunda tasarımcı olarak çalışıyordum. Daha önce seramik sektöründeydim. Paşabahçe'de part time başlamıştım, günün yarısında plastik şişe çiziyordum. Yurtdışındaki fuarlara gittim. Tabii teknolojiyi tanıyorsunuz. Bir süre Kanada'da yaşadık, orda cam okuluna gittim, bilmediğim ne kadar teknik varsa özel dersler aldım. Döndüğümde camla ilgili bilmediğim bir şey kalmamıştı. Anadolu Cam'dan çağrıldım; müşteri siparişleri için özel tasarım yapmam istendi. Şişeyle ilgili çalışmalarım bu şekilde başlamış oldu.

Özgürlük, yaratıcılık ve keyif

Arkadaşlarınız pek sadık kalmamışlar endüstri tasarımına...
Çoğu iç mimariye yöneldi. Ben tasarımda ilerleyeceğim dedim. Hem boşluk vardı, hem de çok keyifli... Tabii, ben de o tarafa kaymış olsaydım çok para kazanmış olacaktım.

Bu direnişi nasıl açıklıyorsunuz?
Camı iyi biliyorum. Otomatiğini ve el tekniklerini... Camı Türkiye'de tasarımcı olarak iyi bilen ve iyi kullanan pek yok. Kanada'dan döndükten sonra evimde bir fırın yarattım. İyi bildiğim işi yaptım.

Camla aranıza duygusal bir çekim yok yani?
Olmaz olur mu? Bir bağlılık oluşuyor zamanla. Mağazada geri çekilip bakıyorum insanlar hangisini alacaklar diye...

Endüstri tasarımı nedir?
Endüstri ile üretilen ürünlerin tasarımı... Bence ürün tasarımı olarak aldığınızda giydiğiniz kıyafetten aksesuvara, oturduğunuz sandalyeden masaya kadar olan eşyaların tasarımı.

Bir ihtiyaç mı?
Hem de nasıl! Tarihte bir şekilde karşılanıyormuş zaten, insanlar kendi ayakkabılarını kendileri yapıyorlarmış. İlk çağlardan beri insanlar hayatlarını düzene sokacak ürünler tasarlamaya başlamışlar. Ama meslek olarak da buna ihtiyaç duyulmuş.

Görsellik ve işlevselik arasındaki ilişki?
Gördüğünüz ürünün işlevini belirlemesi gerekiyor. Endüstri tasarımında ürünün kendini anlatması beklenir. Bir ürün, kendi kullanımını ve imajını anlatmak zorunda. Görsellik çok önemli, kullanıcıyla ilişki kurması gerekiyor.

Sizin tercihleriniz?
Yalın, fonksiyonel ve esprili olanlar. Zaten son dönemde de trend bu yönde.

Yaratıcılığı nasıl tanımlarsınız?
Bir şey tasarlarken tüketiciyi ve boşlukları iyi tanımlamalısınız. Satamazsanız oturursunuz bir köşede. Yaratım, bir birikimin sonucunda oluşuyor. Kafanızdakini yansıtmanız için tekniği bilmelisiniz.

Ödüllü bir tasarımcısınız!
Aldığım Design Plus, Frankfurt Ambiante fuarında verilen bir ödül. Yaklaşık 5 bin firmanın katıldığı bir fuar. Yaratıcılık, teknolojiye uygunluk, iyi bir teknoloji, çevreye saygı, iyi bir ürün... aranan özellikler. 2003'de kendimce iyi olduğuna inandığım cam bardak tasarımımla katıldım. 28 ürüne Dizayn Plus ödülü verdiler, ama hepsi farklı; lamba, bardak, vazo, hatta havlu ve bornoz bile var. Benimkini Frankfurt Uygulamalı Sanatlar Müzesi'ne aldılar. Alman ekonomi bakanlığı da 2004 Alman Tasarım Ödülleri'ne aday göstermiş.

Peki karar veren siz olsaydınız kendinizi ödüllendirir miydiniz?
Kesinlikle. Belli özellikleri var. İnce, hafif, yalın. İçinde de minik bir oyunu var. Bardağın içinde bir bubble (kabarcık) var. Yoğun olmayan şeffaf bir sıvı koyduğunuzda, üst yüzeyde ikinci bir top daha oluşuyor ve oynadığını görüyorsunuz. Ve bardağı tutan parmağınızı kendinize daha yakın görüyorsunuz. Tüm bardakları farklı renklerde yapmayı tercih ettim. Küçücük bir yer renklendirilmiş olmasına rağmen bütün bardak aynı renk görünüyor. Bor silkat camı. Dayanıklı, ısıdan da etkilenmiyor.

Sürekli üretiyorsunuz. Çalışma anları? Motivasyon?
Tasarlama aşamasında evdeyim. Müzik dinliyorum. Eskizlerle başlıyorum, duvarlara asıyorum. Bol yiyip, bol içiyorum.

Başkaları için cam bir hobi olabilir mi?
Endüstriye iş yaptığım için o yanını da düşünmek zorundayım. Pek çok teknik var. Ama evin bir köşesinde de başlanabilir. Camı eritmek, yumuşatıp form verebilmek için 900 derecelik bir fırına ihtiyaç var. Oksit, boya ve cam gerekli. Ancak hazır cam alınarak yumuşatılabilir. Pattöver tekniği de zaten var olan camların parçalanması ile yapılıyor.

Sanat eseri ile seri üretimi yapılacak şey arasındaki fark?
Seri üretim için tasarlarken strese giriyorum. Makinelerle çalışırken üretim tekniğine kısıtlanıyorsunuz. Daha büyük bir özgürlük, daha büyük bir keyif. Sanat eserini ise böyle tanımlamak daha doğru.

Kumun Ateşle Oyunu
Doğal camın orijini dünyanın oluşumuna kadar uzanıyor. Necef, sünger ve oltu taşı doğal camın ilk örneklerinden. M.Ö. 3000-4000 yıllarında Mısır ve Mezopotamya'da cam yapımına başlanıldığı tahmin ediliyor. Ana maddesi kum olan cam, soğutma sonucu kristalleşmeden katılaşan inorganik bir ergitme sonucu oluşuyor. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren cam sanatı hızla gelişti. 15. yüzyılda Venedik önemli bir cam üretim merkezi oldu. Ancak camın günlük hayatın vazgeçilmezi olması için binlerce yıl geçmesi gerekti. Çünkü cam teknolojisindeki gelişme çok yavaş seyretti. M.Ö. 50 yıllarında keşfedilen camı üfleyerek şişirme ve biçimlendirme tekniği, çok pahalı bir malzeme olan camın vazo, kase, kap gibi çeşitli formlarda daha çok kişiye ulaşmasını sağladı. Camcılık bugün yüksek teknolojik özellikleri olan bir sanayi dalı... Cam tasarımı ise varoluşunu cam sanayinin gelişimine borçlu.
Radikal - ÇAĞ ÇALIŞKUR

 

Mart 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ERTELENDİ!!

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz