Ödüle koşan camlar
Anadolu Cam, tasarımcılarla çalışarak
hem trendleri takip ediyor, hem de adını yurtdışında duyuruyor. Doç. Dr.
Oya Şenocak'ın geçen yıl Almanya'da ödül kazanan bardak tasarımının,
2004 Alman Tasarım Ödülü'ne de aday gösterilmesi vesilesiyle camdan dünyada
bir gezinti yaptık
"Değişim ve trend yakından izlenmeli"
Anadolu Cam
Türkiye'nin cam devi Şişecam, düz cam, kimyasallar, Paşabahçe ve cam
ambalaj olmak üzere dört gruptan oluşuyor. Anadolu Cam, ülkenin cam ambalaj
ihtiyacının yüzde 90'ını karşılıyor. 1968'den beri faaliyette. Yurtiçinde
ve yurtdışında üretimi var. Son yıllarda ambalaj tasarımında yeni
trendleri izliyor, tasarımcılarla çalışıyor. Ve ortaya çıkan ürünler
yaratıcılık konusunda Batılı rakipleriyle yarışıyor. Anadolu Cam'ın
Pazarlama Hizmetleri Müdürü Hüseyin Bekçi ve Kalıp Geliştirme Müdürü
Yusuf Coşkun'la camdan ambalajdaki yeni eğilimleri konuştuk...
Tasarım önerisi şirketlerden mi geliyor? Sistem nasıl işliyor?
Coşkun: Ya standart ya da müşterilerin kendi istedikleri tasarımlarda üretim
yapıyoruz. Ürünü söylüyorlar, ona uygun ambalaj tasarlıyoruz.
Şirket politikası olarak tercihiniz; klasik bir anlayışın
desteklenmesi mi yoksa sürekli bir yenilenme mi?
Bekçi: Ambalajın ürünü koruma, saklama, depolama gibi belli fonksiyonlarının
olması gerekiyor. Ayrıca müşteri ve firmaların gözünde ambalaj, bir farklılaşma
aracı da olmaya başladı. Firma kendini ve ürününü müşteriye tanıtırken
farklı olan bir mesaj vermeye çalışıyor. Bu noktada mesajın aktarılabileceği
en verimli araç da ambalaj. Üstündeki etiket ve görseli. Cam, müşterideki
trendi ve değişimleri yakından izlemek zorunda. Dünyada tek kişilik hane
sayısının artmasıyla, ürünü açar açmaz tüketmek önem kazandı. Artık
ufak boy ürünler tercih ediliyor. Geçtiğimiz kriz döneminde Coca Cola için
20 clt.lik şişe tasarladık; öğrencilerin harçlıkları azaldığından
onlara uygun bir ürün haline getirdik. Ambalajıyla bütünleşmiş bir ürünün
bizde kotarılıp yurtdışına örnek olması da güzel bir şey oldu.
Cam ambalaj gerçekten önemli mi?
Coşkun: Trendler etkili; sağlıklı yaşam bilincinin artması, kentleşme,
kadınların iş hayatına katılımı vb sektöre hareket getirdi. Ambalaj ürüne
artı değer katar. Ürünü şık ambalajından dolayı alıp, hiç açmadan
saklayanlar var. Cam sağlıklı bir malzeme ve de yüzde 100 geri dönüşüm
imkânı var.
Camla oyun oynuyor
Doç. Dr. Oya Şenocak
Ambalaj ürünün kıyafetidir. Cam ambalaj ise sağlık, tazelik, şeffaflık
ve doğayla arkadaşlıktır... Ürünler alıcılarıyla buluşurken en güzel
kıyafetlerini giyer, ellerinden geldiğince kendilerini beğendirmeye çalışırlar.
Camdan ambalajların terzisi Oya Şenocak da hayatını ürün tasarımına adamış
bir usta. Eserleri yurtdışında da ilgiyle karşılanan... Şenocak, cama olan
bağlılığını anlattı.
Camla ilişkiniz nasıl başladı?
Endüstri tasarımı okudum. Doktoram da endüstri tasarımı, gösterge bilim
üzerineydi. 1983'den 1991'e kadar Paşabahçe'de cam ev eşyası grubunda tasarımcı
olarak çalışıyordum. Daha önce seramik sektöründeydim. Paşabahçe'de
part time başlamıştım, günün yarısında plastik şişe çiziyordum. Yurtdışındaki
fuarlara gittim. Tabii teknolojiyi tanıyorsunuz. Bir süre Kanada'da yaşadık,
orda cam okuluna gittim, bilmediğim ne kadar teknik varsa özel dersler aldım.
Döndüğümde camla ilgili bilmediğim bir şey kalmamıştı. Anadolu Cam'dan
çağrıldım; müşteri siparişleri için özel tasarım yapmam istendi. Şişeyle
ilgili çalışmalarım bu şekilde başlamış oldu.
Özgürlük, yaratıcılık ve keyif
Arkadaşlarınız pek sadık kalmamışlar endüstri tasarımına...
Çoğu iç mimariye yöneldi. Ben tasarımda ilerleyeceğim dedim. Hem boşluk
vardı, hem de çok keyifli... Tabii, ben de o tarafa kaymış olsaydım çok
para kazanmış olacaktım.
Bu direnişi nasıl açıklıyorsunuz?
Camı iyi biliyorum. Otomatiğini ve el tekniklerini... Camı Türkiye'de tasarımcı
olarak iyi bilen ve iyi kullanan pek yok. Kanada'dan döndükten sonra evimde
bir fırın yarattım. İyi bildiğim işi yaptım.
Camla aranıza duygusal bir çekim yok yani?
Olmaz olur mu? Bir bağlılık oluşuyor zamanla. Mağazada geri çekilip bakıyorum
insanlar hangisini alacaklar diye...
Endüstri tasarımı nedir?
Endüstri ile üretilen ürünlerin tasarımı... Bence ürün tasarımı olarak
aldığınızda giydiğiniz kıyafetten aksesuvara, oturduğunuz sandalyeden
masaya kadar olan eşyaların tasarımı.
Bir ihtiyaç mı?
Hem de nasıl! Tarihte bir şekilde karşılanıyormuş zaten, insanlar kendi
ayakkabılarını kendileri yapıyorlarmış. İlk çağlardan beri insanlar
hayatlarını düzene sokacak ürünler tasarlamaya başlamışlar. Ama meslek
olarak da buna ihtiyaç duyulmuş.
Görsellik ve işlevselik arasındaki ilişki?
Gördüğünüz ürünün işlevini belirlemesi gerekiyor. Endüstri tasarımında
ürünün kendini anlatması beklenir. Bir ürün, kendi kullanımını ve imajını
anlatmak zorunda. Görsellik çok önemli, kullanıcıyla ilişki kurması
gerekiyor.
Sizin tercihleriniz?
Yalın, fonksiyonel ve esprili olanlar. Zaten son dönemde de trend bu yönde.
Yaratıcılığı nasıl tanımlarsınız?
Bir şey tasarlarken tüketiciyi ve boşlukları iyi tanımlamalısınız.
Satamazsanız oturursunuz bir köşede. Yaratım, bir birikimin sonucunda oluşuyor.
Kafanızdakini yansıtmanız için tekniği bilmelisiniz.
Ödüllü bir tasarımcısınız!
Aldığım Design Plus, Frankfurt Ambiante fuarında verilen bir ödül. Yaklaşık
5 bin firmanın katıldığı bir fuar. Yaratıcılık, teknolojiye uygunluk,
iyi bir teknoloji, çevreye saygı, iyi bir ürün... aranan özellikler.
2003'de kendimce iyi olduğuna inandığım cam bardak tasarımımla katıldım.
28 ürüne Dizayn Plus ödülü verdiler, ama hepsi farklı; lamba, bardak,
vazo, hatta havlu ve bornoz bile var. Benimkini Frankfurt Uygulamalı Sanatlar Müzesi'ne
aldılar. Alman ekonomi bakanlığı da 2004 Alman Tasarım Ödülleri'ne aday göstermiş.
Peki karar veren siz olsaydınız kendinizi ödüllendirir miydiniz?
Kesinlikle. Belli özellikleri var. İnce, hafif, yalın. İçinde de minik bir
oyunu var. Bardağın içinde bir bubble (kabarcık) var. Yoğun olmayan şeffaf
bir sıvı koyduğunuzda, üst yüzeyde ikinci bir top daha oluşuyor ve oynadığını
görüyorsunuz. Ve bardağı tutan parmağınızı kendinize daha yakın görüyorsunuz.
Tüm bardakları farklı renklerde yapmayı tercih ettim. Küçücük bir yer
renklendirilmiş olmasına rağmen bütün bardak aynı renk görünüyor. Bor
silkat camı. Dayanıklı, ısıdan da etkilenmiyor.
Sürekli üretiyorsunuz. Çalışma anları? Motivasyon?
Tasarlama aşamasında evdeyim. Müzik dinliyorum. Eskizlerle başlıyorum,
duvarlara asıyorum. Bol yiyip, bol içiyorum.
Başkaları için cam bir hobi olabilir mi?
Endüstriye iş yaptığım için o yanını da düşünmek zorundayım. Pek çok
teknik var. Ama evin bir köşesinde de başlanabilir. Camı eritmek, yumuşatıp
form verebilmek için 900 derecelik bir fırına ihtiyaç var. Oksit, boya ve
cam gerekli. Ancak hazır cam alınarak yumuşatılabilir. Pattöver tekniği de
zaten var olan camların parçalanması ile yapılıyor.
Sanat eseri ile seri üretimi yapılacak şey arasındaki fark?
Seri üretim için tasarlarken strese giriyorum. Makinelerle çalışırken üretim
tekniğine kısıtlanıyorsunuz. Daha büyük bir özgürlük, daha büyük bir
keyif. Sanat eserini ise böyle tanımlamak daha doğru.
Kumun Ateşle Oyunu
Doğal camın orijini dünyanın oluşumuna kadar uzanıyor. Necef, sünger ve
oltu taşı doğal camın ilk örneklerinden. M.Ö. 3000-4000 yıllarında Mısır
ve Mezopotamya'da cam yapımına başlanıldığı tahmin ediliyor. Ana maddesi
kum olan cam, soğutma sonucu kristalleşmeden katılaşan inorganik bir ergitme
sonucu oluşuyor. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren cam sanatı hızla gelişti. 15.
yüzyılda Venedik önemli bir cam üretim merkezi oldu. Ancak camın günlük
hayatın vazgeçilmezi olması için binlerce yıl geçmesi gerekti. Çünkü
cam teknolojisindeki gelişme çok yavaş seyretti. M.Ö. 50 yıllarında keşfedilen
camı üfleyerek şişirme ve biçimlendirme tekniği, çok pahalı bir malzeme
olan camın vazo, kase, kap gibi çeşitli formlarda daha çok kişiye ulaşmasını
sağladı. Camcılık bugün yüksek teknolojik özellikleri olan bir sanayi dalı...
Cam tasarımı ise varoluşunu cam sanayinin gelişimine borçlu.
Radikal - ÇAĞ
ÇALIŞKUR
|