Talan ve dalkavukluk demokrasisi
Ülke genelinde AKP'nin birinciliğiyle sonuçlanan 28 Mart 2004 yerel seçimleri
için TV kanallarındaki siyasi yorumcular ''iktidarın onayı'' diyorlar...
Ancak, bu onayın ''hangi beklentilerle'' örtüşerek elde edildiğini
belirtmedikleri için de halkın oylarının aslında neyi yansıttığını açıklayamıyorlar...
Bu seçimlerin en temel özelliği, yerel yönetimler için olmasına rağmen
''genel seçim'' rüzgârı estirilerek yapılmasıydı.
İktidar partisi, kendine özgü ''radikal politikalarına'' daha geniş halk
desteği elde edebilmek uğruna, seçmenleri kentlerini düşünerek değil
adeta ''AKP'yi güçlendirmek'' için oy kullanmaya çağırdı... Bunun için
de 3200 belediyenin neredeyse tamamında AKP adayı ile Başbakan'ın
''birlikte'' çekilmiş (düzenlenmiş) resimleri; ''eğer bizi seçerseniz
devlet desteği tam olacak'' mesajının afişleri gibiydi. Hukuk devletinde ve
demokratik geleneklerde böylesine açık bu ''iktidar dayatması'' nı bu dozda
pek yaşamayan Türkiye için, belediyeleri ''en güvenilir'' kadrolara değil,
''Başbakan'ın istediği'' kişilere teslim etmek, yine öncelikle kentlerimiz
açısından en büyük talihsizlik oldu...
Tablo ortaya çıkmıştı
Buna, ana muhalefet olarak CHP'nin de birçok kentte ''güvenilir partililer''
yerine ''Genel Başkan'ın istediği'' kişileri aday göstermesi eklenince, 28
Mart 2004'ün tablosu seçimden önce bile ortaya çıkmıştı... Halkın işte
böylesi bir ortamda yine de ''kentsel yaşamları'' adına iktidar partisine oy
verdiğini ileri süren yorumcuların ise eksik bıraktıkları gerçek şu: Bir
buçuk yıllık AKP hükümetinin ''kent, imar, çevre ve şehircilik'' adına gündeme
getirdiği yeni yasal düzenlemelerin hemen tamamı ''arazi talanı, orman yağması
ve kaçak yapıların meşrulaştırılması'' amacını taşıyor.
İktidarın kent, çevre ve şehircilik açısından politikaları ve
hedefleri işte bunlar olduğuna göre, AKP'ye ''yerel yönetim'' adına verilen
oyların da beklentileri aynı değil midir? Nitekim, başta İstanbul olmak üzere
AKP'nin ''seçim başarısı'' , elde ettiği büyükkentlerdeki ''oy depolarının''
da genelde hep yasadışı, plansız ve doğal çevreyi işgal ederek imar rantı
ve yapılaşma olanakları elde edilen semtler olması, işte bu beklentilerle
iktidar hedefleri arasındaki ''uyumlu ortaklığın'' en açık göstergesi...
Örgütlü rant ilişkileri
Bütün bu gerçekler ışığında kısaca denilebilir ki iktidar partisinin
aldığı oyların önemli bir bölümü, sanıldığı gibi sadece ''fikirsel''
yakınlık ya da ''ideolojik'' destek değil, çok daha fazla oranda ve üstelik
''örgütlenmiş rant ilişkileri'' ile de yaygınlaşan bir şekilde ''imar,
kent ve çevre yağmasından nemalanma'' beklentilerinin ürünü. Bu nedenle
geleceğin tarihçileri, 28 Mart 2004 yerel seçimlerini yorumlarken belki de önce
böylesi bir demokrasiye ad bulmaya çalışacaklar ve örneğin herkesin
anlaması için de ''talan ve dalkavukluk demokrasisi'' olarak yazacaklar...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|