9+1 Yuvarlak Masa
Toplantılarının Altıncısı Yapıldı
10 Nisan 2004 Cumartesi günü Tansel Korkmaz'ın moderatörlüğünü üstlendiği
9+1 Yuvarlak Masa Toplantısı İhsan Bilgin, Nevzat Sayın, Can Çinici, Emre
Arolat, Mehmet Kütükçüoğlu ve Şevki Pekin'in katılımıyla gerçekleşti.
Altıncısı yapılan toplantıda Şevki Pekin'in Kocaeli'de 4 Ev ve Can Çinici'nin
Evliyagil Evleri projeleri tartışmaya açıldı.
Projelerin dijital imajlarının ekrana yansıtıldığı toplantıda katılımcı
mimarlar, tasarım sürecini, işveren-mimar ilişkilerinden tasarımcının
konsept ve projeyi algılayış noktalarına kadar oldukça açık bir dille
tartıştılar.
Toplantının ilk bölümünde Şevki Pekin'in Kocaeli'de tasarladığı 4 Ev
projesi tartışıldı. Mimar, bu tasarımın genel konseptini geçmişte yapmış
olduğu projelerden de esinlenerek ve bazen de temel bir takım sistemlere
dayandırarak açıkladı. Genel bakış açısı olarak tek tek evler yerine şehirsel
planlama içinde, kent dokusuna ait ve bütünde bu algıyı yansıtan bir şehircilik
projesi oluşturmanın kaygısından bahsetti. Göztepe E5 kavşağında bir yapı,
Namazgah projesi, Fethiye'de yapı tasarımı ve Değirmendere projelerinden örnekler
sundu ve aslında hepsinin temel konseptinin düzlem alan tasarımı ve bu düzlem
alanda şehir dokusunun bir bütün olarak ele alınması olgusuna dayandığını
açıkladı.
Şevki Pekin, tüm bu konsept anlayışının da ötesinde aslında içgüdülerin
tasarıma ne denli etki ettiğini açıkladı. Tasarımcı İngiliz bir
filozofun "Metafizik, içgüdülerle inandıklarımıza kötü kötü
anlamlar yüklemektir" sözünün tasarımlarında önemli bir payı olduğunu
belirtti. Böylelikle, aslında metafiziğin de kendisi için tasarım sürecinin
bir parçası olduğunu savundu.
Tüm bu analizlerin ışığında mimar tartışılacak olan projeyle ilgili
temel konulara değindi. Dört kardeş için tasarlanan bu konutta temel
konseptin aslında dört tek evin saçak uzantılarıyla ya da aynı malzemenin
sürdürülmesiyle bir bütün oluşturması fikrine dayandığını ifade etti.
Mimar, birisi hariç diğer üç konutun da aynı doğrultuda uzandığını ve
bu evlerin arka alanda bir avluyla ve garaj dokusuyla ilişkilendirildiğini
anlattı. Manzaranın oldukça iyi algılanabildiği ön tarafta ise her konutun
bireysel kullandıkları teraslarının olduğunu ve bunların arkasında ise
oldukça büyük bir yeşil dokunun yer aldığından bahsetti. Tasarımcı, strüktür
olarak bir modül sistem uyguladığını ve belli akslarla uzanan bu modülün
yer yer avlu oluşumuna öne çıkışlar ve geri çekilmelerle olanak sağladığını
aktardı. Şevki Pekin'in konsept olarak şehirsel alanda bir doku oluşturma açıklaması
üzerine Nevzat Sayın bir eleştiride bulundu ve aslında yalnızca dört parçadan
oluşan bir yapı bütününde şehirsel dokudan bahsedilemeyeceğini ifade
etti. Şevki Pekin burada "doku" olarak tanımladığının aslında
"konsept" olduğunu vurguladı. Tartışmanın kent dokusu, şehirsel
konsept gibi konularda yoğunlaşmasıyla diğer katılımcılar da bu kavramlar
üzerinde durdu ve Türkiye'de şehirsel çalışmaların ne denli aslına uygun
yapıldığına ilişkin yorumlarını aktardılar. İzleyiciler arasında tartışmayı
izleyen mimar Alparslan Ataman aslında tek evle bile bir şehirsel doku
yaratmanın mümkün olduğunu çünkü burada yapılanın aslında bir doku
yaratmaktan öte bir dünya yaratmak olduğunu ve bunun her koşulda mümkün
olduğunu belirtti.
Seyirciler arasından söz alan Boran Ekinci, burada her şeyin iyi düşünülmüş
olduğundan ancak kendisine göre eksik kalan tarafın kapalı mekanların
eksikliği olduğundan söz etti. Dört kardeşin birlikte yaşamak adına
kurdukları bu dörtlü düzende aile üyelerinin birlikte vakit geçirmelerini
destekleyecek sosyal ve kapalı mekanlara kendince duyulan ihtiyacı belirtti.
Bu tartışmaların ardından konuşma biraz da mimarın özel yaşantıya müdahale
etme konusuna kaydı ve Şevki Pekin mimarın mekan yaratırken özel yaşantıya
müdahalesinin mümkün olmadığını ve iş verenin ya da genel olarak yapı
kullanıcılarının yapılan binaya göye yaşamlarını düzenlemediklerini
belirterek Boran Ekinci'nin sorusunu yanıtladı.
Emre Arolat, aslında Şevki Pekin'in burada dört kardeş için özel bir
durum yansıtmadığını kendisinin her projesinde vurgulanan konseptin burada
da sürdürüldüğünü ifade etti. Ancak her birinin de kendi içinde çok başarılı
projeler olduğunu da sözlerine ekledi. İzleyiciler arasından bir mimar Değirmendere
Meydanı'ndaki düzenleme hakkında nasıl bir içgüdüyle haraket ettiğini
tasarımcıya sordu ve politik bir bakış açısıyla konuya yaklaşımını sürdürerek
tasarımcıya Değirmendere'deki son seçim sonuçlarını hatırlattı ve
kazanan partinin seçimleri bu meydanın yıkılması vaadiyle kazandığını
vurguladı. Şevki Pekin ise aslında projenin maddi sıkıntılar nedeniyle
beklenen sonucu veremediğini, tüm bunlara karşın yine de eski düzenlemeye göre
daha iyi sonuçlarla karşılaşıldığını aktardı.
İkinci bölümde Can Çinici'nin Evliyagil evleri tartışmaya açıldı. Çinici,
bir ekip çalışmasıyla yürüttükleri ve halen uygulama aşamasında olan
proje tanıtımına işveren hakkında bir takım verilerle başladı. İşverenin
kendisinin eski bir dostu olduğunu ve bu yüzden sıkıntısız bir tasarım süreci
başlattıklarını anlatan Can Çinici, biraz ürküten ama yine de temelde sıkıntısız
bir parselde tasarım yaptıklarını anlattı. İşverenin kendilerinden
Ankara'nın kent tipi yerleşim dokusunda Amerikan evleri konseptinde konut
istediğini ifade etti. Beş parsellik bir arazide dört ayrı kişi için ayrı
evler istendiğini fakat sonradan yaşanan ekonomik sıkıntılar doğrultusunda
konut sayısının üçe indirgendiğini ifade etti. Ayrık düzende yerleştirilen
tek evlerin kompozisyonundan oluşan ilk önerinin işveren tarafından beğenilmemesi
üzerine konsept olarak bir sistem arayışına girdiklerini belirtti. İşverenin
tüm isteklerini yerine getirmelerine rağmen temelde varolan bu sistemi korumanın
projelerinin kilit noktası olduğunu da vurguladı. Can Çinici projede temel
alınan unsuru "kontrol" olarak tanımladı.
İhsan Bilgin'in "Peki buradaki sistem nedir ?" sorusu üzerine
tasarımcı sistem üzerine açıklamalar getirerek üç ayrı evin yürüme aksıyla
bağlandığını ve birbiriyle aynı yönlenmenin varolduğunu, bu dizilimde
yapılardan ikisinin tek aile için tasarlanırken ortadaki evin iki kişi için
tasarlandığını anlattı. İstek dahilinde tek aile için tasarlanan iki yapının
da galerili olarak planlanmış olduğunu belirtti. Yerleşim planı izlendiğinde
orta aksta bir sirkülasyon açıklığının ,ve bu açıklığın iki doğrultulu
uzantısında da yaşama ve servis alanları açıklıklarının yer aldığını
anlattı. Tartışmanın bu kısmında söz alan Nevzat Sayın burada bahsedilen
üçlü bant konusunu irdeledi. Arka hacimdeki servis bandı ve ön taraftaki yaşama
bandını doğru bulduğunu ancak orta akstaki tamamen boş devam eden bandın
hangi düşünceyle bırakıldığının açıklamasını tasarımcıya sordu.
Çinici ise bunun bir boşluk değil giriş ve çıkışların engellenmediği
bir açıklık olduğunu ifade etti.
Görünüş analizlerine geçildiğinde bu iki farklı konut tipi için farklı
görünüşlerin çıkması konusu irdelendi. Çinici aslında bu projede yükseklikler
konusunda bir problem yaşadıklarını bunun konut konusunda daha önceden
fazla deneyimleri olmamasından kaynaklandığını söyledi. Kat yüksekliklerinin
iki tipte farklı şekillerde yorumlanmış olması ve betonarme kolonlar arasındaki
aksların yer yer farklılıklar göstermesi diğer katılımcılar tarafından
eleştirildi.
Mehmet Kütükçüoğlu ise genel olarak projeyi beğendiğini ancak çatının
tüm konsepte aykırı bir çıkış yaptığını ifade etti. Bunun dışında
yapı formunun basitliğini ve bu basitliğin mimari yolla bu kadar iyi bir şekilde
ifade edilmiş olmasını da çok iyi bulduğunu belirtti.
Çinici görünüş analizlerinin ardından hizmetli için tasarlamış olduğu
yapıdan bahsetti. Parselin kenar uzantısında konumlandırılan hizmetli binasının
gerek yapıldığı malzemenin kesintisizliği açısından gerekse formun
basitliği açısından kendisine göre oldukça iyi çözümlenmiş olduğundan
bahsetti. Alparslan Ataman da bu yapıyı oldukça beğendiğini hatta iyi çözülmüşlüğüyle
ve basitliğindeki başarısıyla asıl yapı bloklarını gölgede bıraktığını
sözlerine akledi. Can Çinici ise, konut bloklarındaki bu karmaşık gibi görünen
düzenin aslında programın sıkışıklığından kaynaklandığını açıkladı.
Toplantı moderatör Tansel Korkmaz'ın bir sonraki toplantı saatini ve
projelerini tanıtacak tasarımcıları açıklamasıyla sona erdi. Yedincisinin
24 Nisanda gerçekleştirileceğini ve toplantıda İhsan Bilgin ve Nevzat Sayın'ın
projelerinin konuşulacağını belirtti.
Arkitera - Elif Aksüt
|