reklam

13 Nisan 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

9+1 Yuvarlak Masa Toplantılarının Altıncısı Yapıldı

10 Nisan 2004 Cumartesi günü Tansel Korkmaz'ın moderatörlüğünü üstlendiği 9+1 Yuvarlak Masa Toplantısı İhsan Bilgin, Nevzat Sayın, Can Çinici, Emre Arolat, Mehmet Kütükçüoğlu ve Şevki Pekin'in katılımıyla gerçekleşti. Altıncısı yapılan toplantıda Şevki Pekin'in Kocaeli'de 4 Ev ve Can Çinici'nin Evliyagil Evleri projeleri tartışmaya açıldı.

Projelerin dijital imajlarının ekrana yansıtıldığı toplantıda katılımcı mimarlar, tasarım sürecini, işveren-mimar ilişkilerinden tasarımcının konsept ve projeyi algılayış noktalarına kadar oldukça açık bir dille tartıştılar.

Toplantının ilk bölümünde Şevki Pekin'in Kocaeli'de tasarladığı 4 Ev projesi tartışıldı. Mimar, bu tasarımın genel konseptini geçmişte yapmış olduğu projelerden de esinlenerek ve bazen de temel bir takım sistemlere dayandırarak açıkladı. Genel bakış açısı olarak tek tek evler yerine şehirsel planlama içinde, kent dokusuna ait ve bütünde bu algıyı yansıtan bir şehircilik projesi oluşturmanın kaygısından bahsetti. Göztepe E5 kavşağında bir yapı, Namazgah projesi, Fethiye'de yapı tasarımı ve Değirmendere projelerinden örnekler sundu ve aslında hepsinin temel konseptinin düzlem alan tasarımı ve bu düzlem alanda şehir dokusunun bir bütün olarak ele alınması olgusuna dayandığını açıkladı.

Şevki Pekin, tüm bu konsept anlayışının da ötesinde aslında içgüdülerin tasarıma ne denli etki ettiğini açıkladı. Tasarımcı İngiliz bir filozofun "Metafizik, içgüdülerle inandıklarımıza kötü kötü anlamlar yüklemektir" sözünün tasarımlarında önemli bir payı olduğunu belirtti. Böylelikle, aslında metafiziğin de kendisi için tasarım sürecinin bir parçası olduğunu savundu.

Tüm bu analizlerin ışığında mimar tartışılacak olan projeyle ilgili temel konulara değindi. Dört kardeş için tasarlanan bu konutta temel konseptin aslında dört tek evin saçak uzantılarıyla ya da aynı malzemenin sürdürülmesiyle bir bütün oluşturması fikrine dayandığını ifade etti. Mimar, birisi hariç diğer üç konutun da aynı doğrultuda uzandığını ve bu evlerin arka alanda bir avluyla ve garaj dokusuyla ilişkilendirildiğini anlattı. Manzaranın oldukça iyi algılanabildiği ön tarafta ise her konutun bireysel kullandıkları teraslarının olduğunu ve bunların arkasında ise oldukça büyük bir yeşil dokunun yer aldığından bahsetti. Tasarımcı, strüktür olarak bir modül sistem uyguladığını ve belli akslarla uzanan bu modülün yer yer avlu oluşumuna öne çıkışlar ve geri çekilmelerle olanak sağladığını aktardı. Şevki Pekin'in konsept olarak şehirsel alanda bir doku oluşturma açıklaması üzerine Nevzat Sayın bir eleştiride bulundu ve aslında yalnızca dört parçadan oluşan bir yapı bütününde şehirsel dokudan bahsedilemeyeceğini ifade etti. Şevki Pekin burada "doku" olarak tanımladığının aslında "konsept" olduğunu vurguladı. Tartışmanın kent dokusu, şehirsel konsept gibi konularda yoğunlaşmasıyla diğer katılımcılar da bu kavramlar üzerinde durdu ve Türkiye'de şehirsel çalışmaların ne denli aslına uygun yapıldığına ilişkin yorumlarını aktardılar. İzleyiciler arasında tartışmayı izleyen mimar Alparslan Ataman aslında tek evle bile bir şehirsel doku yaratmanın mümkün olduğunu çünkü burada yapılanın aslında bir doku yaratmaktan öte bir dünya yaratmak olduğunu ve bunun her koşulda mümkün olduğunu belirtti.

Seyirciler arasından söz alan Boran Ekinci, burada her şeyin iyi düşünülmüş olduğundan ancak kendisine göre eksik kalan tarafın kapalı mekanların eksikliği olduğundan söz etti. Dört kardeşin birlikte yaşamak adına kurdukları bu dörtlü düzende aile üyelerinin birlikte vakit geçirmelerini destekleyecek sosyal ve kapalı mekanlara kendince duyulan ihtiyacı belirtti. Bu tartışmaların ardından konuşma biraz da mimarın özel yaşantıya müdahale etme konusuna kaydı ve Şevki Pekin mimarın mekan yaratırken özel yaşantıya müdahalesinin mümkün olmadığını ve iş verenin ya da genel olarak yapı kullanıcılarının yapılan binaya göye yaşamlarını düzenlemediklerini belirterek Boran Ekinci'nin sorusunu yanıtladı.

Emre Arolat, aslında Şevki Pekin'in burada dört kardeş için özel bir durum yansıtmadığını kendisinin her projesinde vurgulanan konseptin burada da sürdürüldüğünü ifade etti. Ancak her birinin de kendi içinde çok başarılı projeler olduğunu da sözlerine ekledi. İzleyiciler arasından bir mimar Değirmendere Meydanı'ndaki düzenleme hakkında nasıl bir içgüdüyle haraket ettiğini tasarımcıya sordu ve politik bir bakış açısıyla konuya yaklaşımını sürdürerek tasarımcıya Değirmendere'deki son seçim sonuçlarını hatırlattı ve kazanan partinin seçimleri bu meydanın yıkılması vaadiyle kazandığını vurguladı. Şevki Pekin ise aslında projenin maddi sıkıntılar nedeniyle beklenen sonucu veremediğini, tüm bunlara karşın yine de eski düzenlemeye göre daha iyi sonuçlarla karşılaşıldığını aktardı.

İkinci bölümde Can Çinici'nin Evliyagil evleri tartışmaya açıldı. Çinici, bir ekip çalışmasıyla yürüttükleri ve halen uygulama aşamasında olan proje tanıtımına işveren hakkında bir takım verilerle başladı. İşverenin kendisinin eski bir dostu olduğunu ve bu yüzden sıkıntısız bir tasarım süreci başlattıklarını anlatan Can Çinici, biraz ürküten ama yine de temelde sıkıntısız bir parselde tasarım yaptıklarını anlattı. İşverenin kendilerinden Ankara'nın kent tipi yerleşim dokusunda Amerikan evleri konseptinde konut istediğini ifade etti. Beş parsellik bir arazide dört ayrı kişi için ayrı evler istendiğini fakat sonradan yaşanan ekonomik sıkıntılar doğrultusunda konut sayısının üçe indirgendiğini ifade etti. Ayrık düzende yerleştirilen tek evlerin kompozisyonundan oluşan ilk önerinin işveren tarafından beğenilmemesi üzerine konsept olarak bir sistem arayışına girdiklerini belirtti. İşverenin tüm isteklerini yerine getirmelerine rağmen temelde varolan bu sistemi korumanın projelerinin kilit noktası olduğunu da vurguladı. Can Çinici projede temel alınan unsuru "kontrol" olarak tanımladı.

İhsan Bilgin'in "Peki buradaki sistem nedir ?" sorusu üzerine tasarımcı sistem üzerine açıklamalar getirerek üç ayrı evin yürüme aksıyla bağlandığını ve birbiriyle aynı yönlenmenin varolduğunu, bu dizilimde yapılardan ikisinin tek aile için tasarlanırken ortadaki evin iki kişi için tasarlandığını anlattı. İstek dahilinde tek aile için tasarlanan iki yapının da galerili olarak planlanmış olduğunu belirtti. Yerleşim planı izlendiğinde orta aksta bir sirkülasyon açıklığının ,ve bu açıklığın iki doğrultulu uzantısında da yaşama ve servis alanları açıklıklarının yer aldığını anlattı. Tartışmanın bu kısmında söz alan Nevzat Sayın burada bahsedilen üçlü bant konusunu irdeledi. Arka hacimdeki servis bandı ve ön taraftaki yaşama bandını doğru bulduğunu ancak orta akstaki tamamen boş devam eden bandın hangi düşünceyle bırakıldığının açıklamasını tasarımcıya sordu. Çinici ise bunun bir boşluk değil giriş ve çıkışların engellenmediği bir açıklık olduğunu ifade etti.

Görünüş analizlerine geçildiğinde bu iki farklı konut tipi için farklı görünüşlerin çıkması konusu irdelendi. Çinici aslında bu projede yükseklikler konusunda bir problem yaşadıklarını bunun konut konusunda daha önceden fazla deneyimleri olmamasından kaynaklandığını söyledi. Kat yüksekliklerinin iki tipte farklı şekillerde yorumlanmış olması ve betonarme kolonlar arasındaki aksların yer yer farklılıklar göstermesi diğer katılımcılar tarafından eleştirildi.

Mehmet Kütükçüoğlu ise genel olarak projeyi beğendiğini ancak çatının tüm konsepte aykırı bir çıkış yaptığını ifade etti. Bunun dışında yapı formunun basitliğini ve bu basitliğin mimari yolla bu kadar iyi bir şekilde ifade edilmiş olmasını da çok iyi bulduğunu belirtti.

Çinici görünüş analizlerinin ardından hizmetli için tasarlamış olduğu yapıdan bahsetti. Parselin kenar uzantısında konumlandırılan hizmetli binasının gerek yapıldığı malzemenin kesintisizliği açısından gerekse formun basitliği açısından kendisine göre oldukça iyi çözümlenmiş olduğundan bahsetti. Alparslan Ataman da bu yapıyı oldukça beğendiğini hatta iyi çözülmüşlüğüyle ve basitliğindeki başarısıyla asıl yapı bloklarını gölgede bıraktığını sözlerine akledi. Can Çinici ise, konut bloklarındaki bu karmaşık gibi görünen düzenin aslında programın sıkışıklığından kaynaklandığını açıkladı.

Toplantı moderatör Tansel Korkmaz'ın bir sonraki toplantı saatini ve projelerini tanıtacak tasarımcıları açıklamasıyla sona erdi. Yedincisinin 24 Nisanda gerçekleştirileceğini ve toplantıda İhsan Bilgin ve Nevzat Sayın'ın projelerinin konuşulacağını belirtti.
Arkitera - Elif Aksüt

 

Nisan 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET "Çağdaş Hollanda Mimarlığı" Konferans serisinin davetlisi olarak, Francine Houben 
13 Nisan 2004 Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz