reklam

14 Nisan 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

İzmir Kent Müzesi’nde bir öğle vakti

Geçen perşembe günü havaalanından, doğruca İzmir Kent Müzesi ve Arşivi’ne gittim, orada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ile buluştum. Elbette zeytinyağlı ot yedim, avludaki lokantada.

Müzesiz bir kent, kent olma kimliği taşımıyor demektir.

Yemekte Müze’nin ana özelliklerini konuştuk, sonra da müzeyi gezdim.

İtfaiye Binası’ndan müzeye dönüştürülen bu binaya gittiğimde, okullardan müzeyi ziyarete gelen çocukların yaşadıkları kenti tanıma tutkusuna tanık oldum.

Piriştina, müze kitapçığının sunuş yazısında; hemşerilik bilinci üzerine doğru bir gerekçe ileri sürüyor:

‘Kent müzesi ve arşivinin geçmişle yaşanılan zamanı birleştiren özelliklerini düşündüğümüzde, kentli bilinci üretme konusunda oynadıkları rol kendiliğinden anlaşılacaktır. Çünkü kent sakinlerinin yaşadıkları mekána, yani kente, aidiyet bağı oluşturmaları kentli bilincinin varlığıyla yakından ilgilidir.’

Bir kentin tarihini bilmeden yapılanları, bugünün dokusunu anlamaya imkán yoktur. Müze ortak bilinç demektir.

Müzede şimdi bir arşiv oluşturuluyor, İzmir ve Ege bölgesinin Kadı Defteri, mikrofilmlere çekiliyor. Başbakanlık Osmanlı Anşivi’nde bulunan bölge ile belgeler de burada okuyucuya sunulacak.

Ayrıca bu binada İzmir Milli Kütüphanesi de faaliyet gösterecek

Müzenin yaşayabilmesi için, oraya gelen ziyaretçilerin görsel özellik dışında kitapları, kaynakları da bulması gerekir.

Kütüphane bu işlevi yerine getirmektedir. Belgeler, kaynaklar dijital ortamda, okuma salonlarındaki bilgisayarlardan rahatça okunabilir. Kaynaklar, belgeler, eski yazı birçok bilgi, dijital ortama aktarıldığından, yıpranma ihtimali de ortadan kalkmaktadır.

Müze içindeki salonlarda da etkinlikler yapılabiliyor. Kültürel amaçlı söyleşiler, açık oturumlar için de çok amaçlı salonlar yapılmış.

Müze’nin kuruluşu ile kent arşivinin oluşturulması gerçekten İzmir için büyük, başarılı bir iştir.

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi, İzmir Kent Arşivi ve Müzesi yöneticisi Dr. Fikret Yılmaz’ın verdiği bilgiler arasında, benim en çok önemsediğim, bu kuruluşa bağışların başlamasıdır. Çünkü İzmir’de yaşayan ya da İzmir’le, Ege ile ilgili birçok kitap ve belgesi bulunan insanlar şimdi buraya elindekileri güvenle teslim edeceklerdir, etmelidir de. İlk bağış tarihçi Orhan Koloğlu tarafından gerçekleştirilmiş, bunları yenileri izleyecek.

Bir müzenin görsel yanı elbette önde gelir, bu da giriş katında çok iyi biçimde değerlendirilmiş.

Müzelerde benim aradığım, geziden sonra o müze ile ilgili bir kütüphanenin olması, dinleneceğim, çay-kahve içebileceğim, yemek yiyebileceğim bir mekánın varlığıdır.

Belediye’nin hazırladığı Tarihsel ve Kültürel Mirası Koruma ve Yaşatma Çalışmaları Ocak 2002-Aralık 2003 dosyasını incelerken Piriştina’nın kentin dokusunu, özelliğini tarihi bir perspektif içinde korumada ne kadar kararlı olduğunu gördüm.

İzmir’i bir yazıda bitirmek mümkün değil.

Çünkü, tiyatro günlerinin gerçekleştirildiği bir kentin belediyesinin sanata gösterdiği ilginin derecesini düşündüğümde, İzmir başka yazıları da hak ediyor.

Ahmet Piriştina sanata gerçekten önem veriyor, desteğimin, övgümün nedeni de bu.
Hürriyet - Doğan Hızlan

 

Nisan 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü saat 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz