reklam

14 Nisan 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Mimar, sultana gönlünü kaptırmış

Semerkant'ta kalıntıların ismi farklı olsa da mimari özellikleri aynı. Kentin tarihi yerlerini gezerken hep aynı yeri geziyormuş sanırsınız. Registan Meydanı'nın karşısında bulunan Bibi Hanım Türbesi ve Medresesi, Özbeklere göre aşkın gücünü temsil ediyor.

Registan Meydanı'nın tam karşısında Timur'un eşi adına yapılmış Bibi Hanım Türbesi ile medresesi bulunuyor. Aslında Semerkant'taki kalıntıların ismi farklı olsa da mimari özelliği ve süslemeleri birbirinin aynı. Sanki hep aynı yeri geziyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Timur, Yıldırım Beyazıt 'la savaşmak için Ankara üzerine yürüdüğünde eşi Bibi Hanım , büyük bir medrese yapılması için kolları sıvamış. Amacı, eşine Ankara seferi dönüşünde sürpriz yapmakmış. O nedenle Timur seferden dönmeden medreseyi bitirecek eli çabuk bir mimar arayışına girmiş. Sonunda medreseyi Bibi Hanım'ın istediği zamanda tamamlayacağına dair söz veren bir mimar bulunmuş. 

İlk zamanlar medrese inşaatı hızla sürerken birdenbire mimarın işi yavaştan aldığını fark eden Bibi Hanım bunun nedenini aramaya koyulmuş. Birileri Bibi Hanım'ın kulağına, ''Bu mimar size âşık. O nedenle sizi daha uzun süre görmek için işi ağırdan alıyor'' diye fısıldamışlar. Bibi Hanım mimarı çağırarak işin neden yavaş gittiğini sormuş. Mimar da Bibi Hanım'ın kulağına fısıldananları doğrulamış. Bunun üzerine Bibi Hanım, haremdeki güzel kızları toplayarak mimardan istediğini seçmesini ancak karşılığında da işini söz verdiği tarihte bitirmesini istemiş. 

Mimar, ''Benim istediğim sizsiniz. Yanağınızdan bir kez öpersem söz verdiğim gibi medreseyi çabucak bitiririm'' demiş. Bibi Hanım, mimarı ikna etmek için çareler aramaya başlamış. Yumurtaları farklı renge boyatarak mimarın yanına varmış. ''Bak mimarbaşı, bunların hepsinin rengi farklı ama içi aynı. İşte kadınlar da böyledir. Dışarıdan farklı görünseler de sonuçta kadın kadındır. Gel inat etme de bu kadınlardan birini seç, ben de vereyim'' demiş. Ancak mimar kolay pes edecek biri değil. O da bir tasa şarap diğer tasa da su doldurarak Bibi Hanım'a uzatmış. ''Bakın bunların ikisi de sıvı, ama birini içince sermest olursunuz, diğerinde hiçbir şey olmaz'' diyen mimar ille de Bibi Hanım diye tutturmuş. Bibi Hanım sonuçta mimarın kendisini öpmesine izin vermiş ancak bir koşulla.. Bibi Hanım yanağının üzerindeki elini öpmesine izin verebileceğini, mimarın bununla yetinmesini istemiş. 

Mimar da çaresiz bu teklifi kabul ederek Bibi Hanım'ın yanağının üzerindeki elini öperek işe koyulmuş ve medreseyi bitirmiş. Ancak Timur seferden dönünce birileri hükümdarın kulağına olup biteni fısıldamış. Öfkeden kuduran Emir Timur, mimarın katlini istemiş. Bunu haber alan mimar, medresenin yüksek kulelerinden birine çıkarak kendisini boşluğa bırakmış. Söylenceye göre mimar aşağı düşüp ölmemiş, zira bir kuş gibi kanatlanarak uçup gitmiş. Özbekler bu söylenceyle aşkın gücünü ifade ediyorlar.
Cumhuriyet 

 

Nisan 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü saat 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz