Mimar, sultana gönlünü kaptırmış
Semerkant'ta kalıntıların ismi farklı
olsa da mimari özellikleri aynı. Kentin tarihi yerlerini gezerken hep aynı
yeri geziyormuş sanırsınız. Registan Meydanı'nın karşısında bulunan
Bibi Hanım Türbesi ve Medresesi, Özbeklere göre aşkın gücünü temsil
ediyor.
Registan Meydanı'nın tam karşısında Timur'un eşi adına yapılmış
Bibi Hanım Türbesi ile medresesi bulunuyor. Aslında Semerkant'taki kalıntıların
ismi farklı olsa da mimari özelliği ve süslemeleri birbirinin aynı. Sanki
hep aynı yeri geziyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Timur, Yıldırım Beyazıt
'la savaşmak için Ankara üzerine yürüdüğünde eşi Bibi Hanım , büyük
bir medrese yapılması için kolları sıvamış. Amacı, eşine Ankara seferi
dönüşünde sürpriz yapmakmış. O nedenle Timur seferden dönmeden medreseyi
bitirecek eli çabuk bir mimar arayışına girmiş. Sonunda medreseyi Bibi Hanım'ın
istediği zamanda tamamlayacağına dair söz veren bir mimar bulunmuş.
İlk zamanlar medrese inşaatı hızla sürerken birdenbire mimarın işi
yavaştan aldığını fark eden Bibi Hanım bunun nedenini aramaya koyulmuş.
Birileri Bibi Hanım'ın kulağına, ''Bu mimar size âşık. O nedenle sizi
daha uzun süre görmek için işi ağırdan alıyor'' diye fısıldamışlar.
Bibi Hanım mimarı çağırarak işin neden yavaş gittiğini sormuş. Mimar da
Bibi Hanım'ın kulağına fısıldananları doğrulamış. Bunun üzerine Bibi
Hanım, haremdeki güzel kızları toplayarak mimardan istediğini seçmesini
ancak karşılığında da işini söz verdiği tarihte bitirmesini istemiş.
Mimar, ''Benim istediğim sizsiniz. Yanağınızdan bir kez öpersem söz
verdiğim gibi medreseyi çabucak bitiririm'' demiş. Bibi Hanım, mimarı ikna
etmek için çareler aramaya başlamış. Yumurtaları farklı renge boyatarak
mimarın yanına varmış. ''Bak mimarbaşı, bunların hepsinin rengi farklı
ama içi aynı. İşte kadınlar da böyledir. Dışarıdan farklı görünseler
de sonuçta kadın kadındır. Gel inat etme de bu kadınlardan birini seç, ben
de vereyim'' demiş. Ancak mimar kolay pes edecek biri değil. O da bir tasa şarap
diğer tasa da su doldurarak Bibi Hanım'a uzatmış. ''Bakın bunların ikisi
de sıvı, ama birini içince sermest olursunuz, diğerinde hiçbir şey olmaz''
diyen mimar ille de Bibi Hanım diye tutturmuş. Bibi Hanım sonuçta mimarın
kendisini öpmesine izin vermiş ancak bir koşulla.. Bibi Hanım yanağının
üzerindeki elini öpmesine izin verebileceğini, mimarın bununla yetinmesini
istemiş.
Mimar da çaresiz bu teklifi kabul ederek Bibi Hanım'ın yanağının üzerindeki
elini öperek işe koyulmuş ve medreseyi bitirmiş. Ancak Timur seferden dönünce
birileri hükümdarın kulağına olup biteni fısıldamış. Öfkeden kuduran
Emir Timur, mimarın katlini istemiş. Bunu haber alan mimar, medresenin yüksek
kulelerinden birine çıkarak kendisini boşluğa bırakmış. Söylenceye göre
mimar aşağı düşüp ölmemiş, zira bir kuş gibi kanatlanarak uçup gitmiş.
Özbekler bu söylenceyle aşkın gücünü ifade ediyorlar.
Cumhuriyet
|