Çelikte Çin fırsatı
kaçıyor
Çin'in artan çelik talebiyle doğan ihracat gelirini
yükseltme fırsatı tersine döndü. İhracat için ithalatlarını artıran Türk
firmalar, fiyatlar düşünce maliyetin altına satışla karşı karşıya kaldı.
Çin ekonomisindeki hızlı büyüme sadece makroekonomik değil sektörel
bazda da dengeleri altüst ediyor. Tekstil bu gelişmeden en fazla etkilenen
sektör olarak başı çekiyor. Tekstilciler ihracat yaptıkları pazarları
ucuz işgücü nedeniyle Çin'e kaptırma korkusu yaşıyor. Bir diğer sektör
demir-çelik ise yılın ilk çeyreğinde ekonomisi yüzde 9.7 oranında büyüyen
Çin'de artan iç talep ve yatırım nedeniyle doğan demir-çelik ihtiyacını
karşılama telaşı içinde.
Çin'de son bir yılda hem ülkede gerçekleştirilen büyük yatırımlar,
hem de Pekin Olimpiyatlarının altyapı yatırımları nedeniyle demir-çelik
talebi patladı. Böyle bakıldığında 'Türkiye'nin demir-çelik ihracatı ve
geliri artacak' dedirten bu durum sektör yetkililerinin ifadesiyle 'Gelişmelerin
iyi okunamaması' nedeniyle tersine döndü.
15 dolar zararına satış
Çin'in demir-çelik talebi nedeniyle ürün fiyatları arttı. Örneğin
1999 yılında tonu 80 dolar olan hurdanın (eritilip yeni demir haline
getirilerek iç ve dış pazara veriliyor) fiyatı 2003 yılının haziran ayında
320 dolara kadar çıktı. Türkiye'deki demir-çelik üreticileri Çin'den
gelen talebi karşılamak için yurtdışından yüksek fiyatlarla hammadde yani
hurda ithal ettiler. Çin tarafından teklif edilen fiyatların bir daha
bulunamayacağı düşünülerek kısa vadeli örneğin iki aylık anlaşmalar
yapıldı. Ancak son bir ayda hem hammadde, hem de mamul madde fiyatlarında
30-40 dolarlık bir düşüş oldu. Bunun nedeni ise Çin'in yerli üreticileri
fiyatları artırmamaları konusunda sıkıştırması etkili oldu. Hammadde
fiyatındaki artışa rağmen hepsi devlet şirketi olan üreticilerin fiyatları
az artırması nedeniyle ithal demir-çelik fiyatları pahalı hale geldi. Bunun
üzerine Çin'deki yatırımcı, talebi kıstı. Talebin kısılmasını sağlamak
için Çin, Pekin Olimpiyat Oyunlarındaki projelerde demir-çelik miktarını
azalttı ve betonarmeye döndü. Bir de bankaların şirketlere verdiği
krediler baskı yapılarak azaltıldı. Bugün hurdanın tonunun 265 dolarlık
maliyetine karşılık ihracat 250 dolar fiyatla yapılabiliyor.
Demir-çelik fiyatlarının yükselmesinin bir diğer nedeni de 2005 yılında
dünya denizciliğinde uygulanacak iki yeni kural. Bunlardan birincisi 15 yaşla
ilgili sınır. Dünyada 2005 yılından itibaren önemli limanlar 15 yaşın üzerinde
gemileri almayacak. Ayrıca denizyolu taşımacılığında otoritelerin kendi
karasularında çift cidarlı gemilerle taşımacılık yapılmasını
istiyorlar. Bunun nedeni çift cidarlı gemilerin kaza durumunda çevre
kirlenmesinin minimum düzeyde kalacak şekilde inşa edilmesi. Bu gelişme Çin
tersanelerinde gemi inşasını patlattı. Çin'de tersaneler 3-4 yıllık
siparişle dolu ve bu nedenle de büyük miktarda demir-çelik ithalatı yapılıyor.
Bu da fiyatları yükseltiyor.
İhracat artışı yüzde 1.13
Bu gelişmeler nedeniyle Türkiye'nin demir-çelik ihracatındaki artış Çin
faktörüne rağmen yılın ilk çeyreğinde yüzde 1.13 gibi düşük bir
oranda kaldı. İhracatın 2004 yılında ise yüzde 6 artışla 11 milyon tonu
aşması bekleniyor.
Demir-Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, ABD'nin ardından
AB ve Çin'in ithalata karşı uyguladıkları koruma tedbirlerinin yürürlükten
kaldırmalarıyla sektörde dünya çapında canlanma yaşandığını söyledi.
Dünya pazarında büyük dalgalanmalara yol açan yüksek oranlı Çin
talebinin bu yıl ürün temininde sıkıntı yaratabileceğini belirten Yayan,
şu açıklamayı yaptı:
'Girdi ve nihai ürün fiyatlarındaki dalgalanmanın 2004 yılının ikinci yarısından
itibaren daha istikrarlı bir zemine oturması bekleniyor. Ancak dünya pazarındaki
canlanma yerel sorunları da beraberinde getiriyor. Bunların başında da özellikle
Bağımsız Devletler Topluluğu'ndan gelen düşük kaliteli ürünler geliyor.
Ayrıca Avrupalı üreticilerin Türkiye'ye yönelik damping girişimleri de
rahatsızlık yaratan bir diğer konu" dedi.
İhracatın yıldızı Uzakdoğu
2003 yılında dünya ham çelik üretimi yüzde 6.7 oranında artarak 945
milyon tona çıktı. Çin'in bu dönemde dünya üretimindeki payı artarak yüzde
23.2'ye çıktı ve böylece 220.1 milyon tonluk üretimi ile dünya çelik üretiminde
ilk sırayı aldı.
Türkiye, 18.3 milyon tonluk üretimi ile dünya pazarında yüzde 1.9 paya
sahip. Bu oranla 63 ülke arasında 13. sırada bulunan Türkiye, AB ülkeleri
arasında ise dördüncü. Türkiye 2002 yılına kadar en fazla AB'ye bu yıldan
sonra Ortadoğu ve Körfez ülkelerine mal vermeye başladı. Ortadoğu ve Körfez
ülkelerini son dönemde Uzakdoğu ve Asya ülkeleri izliyor.
Radikal - Sibel Ünlü
|