Yarın çok geç
olabilir
Depreme hazırlanan İstanbul'daki en ciddi çalışma olan Deprem Master
Planı, 'zaman ve maddi kaynak' açısından eleştirilere uğruyor. Başbakan
Yardımcısı Şahin'in "Bütün önlemlerin birinci derecede sorumlusu
olduğumuzun şuurundayız" açıklamasına karşın, 9 aylık süreçte
planla ilgili istenilen adımlar atılmadı.
17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri korkunç bilançosuyla belleklerimizdeki
yerini koruyor. Türkiye'nin metropol kenti İstanbul ise her an yaşanacak olası
şiddetli bir deprem gerçeğine alışmaya çalışıyor. 1999 yılından bu
yana depreme hazırlanan kentte yapılan en ciddi çalışmayı, 4 büyük üniversite
ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca yürütülen ''İstanbul Deprem
Master Planı'' oluşturuyor. ''Zaman ve maddi kaynak'' açısından eleştirilen
planın yasal düzenlemeleri 9 aydır TBMM'de bekletiliyor.
Planın temelinde 7.5 büyüklüğündeki bir depremin getireceği yıkımı
öngören senaryo yatıyor. Senaryoya göre yaklaşık 5-6 bin binada tamamen göçme
ve 40-50 bin civarında can kaybı tahmin ediliyor. Plan da bu can kaybını önlemek
için öncelikle yıkılabilecek binaların tespitini hedefliyor. Pilot bölge
olarak ise Zeytinburnu seçildi. İlçede 18 bin bina bulunuyor ve binaların
kontrolünün 2004 yılının sonuna kadar bitirilmesi planlanıyor.
Zeytinburnu'ndaki çalışmalar, eğer gerekli kaynak sağlanırsa diğer ilçelere
de yaygınlaştırılacak.
10 yılda 10 milyar dolar
İşte bu noktada da master planı ''havada'' kalıyor... Çünkü yetkililere göre
plan ''10 yılda, 10 milyar dolarla'' hayata geçirilecek. Planla yaklaşık 800
bin binanın yüzde 40'ının elden geçirilmesi planlanıyor. Bu durumu eleştiren
Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği fakültesi öğretim üyesi
Semih Tezcan 'ın görüşleri ve önerileri dikkat çekiyor: ''Akılcı yaklaşım,
bina göçer mi göçmez mi sorusuna cevap vermektir. Yoksa hangi binayı ele
alsanız bugün yönetmeliğe göre güçsüz çıkar. İstanbul'da yaklaşık
800 bin bina var. 800 bin binanın içinden 40-50 bin binayı eğer fişlerseniz;
bunlardan yıkılacak ve yıkıldığı zaman can kaybı olacak binaları çıkarırsanız
geri kalanlarına el bile dokunmanıza gerek yok.''
Plana mali kaynak için Dünya Bankası ve Avrupa Birliği fonları düşünülüyor.
Bu konuda başvurular bile yapıldı. Asıl can alıcı konu, değişmesi
gereken yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması. Plan ''18 Ağustos
2003'' tarihinde tanıtıldı. Tanıtım törenine hükümeti temsilen katılan
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ''İstanbul ve
deprem bağlamında alınması gereken bütün önlemlerin birinci derecede
sorumlusu olduğumuzun şuurundayız'' açıklamasıyla yetkililere söz verdi.
Şahin, o dönemde parlamentoda, Master Plan'da öngörülen yasal düzenlemeleri
yapacak iradenin fazlasıyla bulunduğunu belirtti. Ancak 9 aylık süreçte hâlâ
istenilen adımlar atılmadı.
Tüm tarafları içeren bir idari yapının da önerildiği planda, kısa
vadede il düzeyinde Afet Hazırlık ve Müdahale Konseyi, Başbakanlık'a bağlı
afetlerden sorumlu müsteşar bulunması ve Merkez Afet Hazırlık ve Müdahale
Konseyi kurulması öneriliyor. İşte bu konuda hukuki altyapıda revizyon yapılması
ve afet yönetimiyle ilgili olarak yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk alanının
gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konudaki görev de Meclis'e düşüyor. Ancak
Deprem Master Planı halen TBMM'de yasal düzenlemelerin yapılmasını
bekliyor.
Cumhuriyet - Aykut Küçükkaya
|