reklam

21 Nisan 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

İsauria antik kenti kaçak kazı cenneti

Roma İmparatorluğu’nun en büyük eyaletlerinden İsauria’nın SİT alanı içinde bulunan aynı isimli başkenti, önlem alınamadığı için kaçak kazı yapanların hedefi oluyor.

Roma döneminde yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı İsauriapolis, imparatorluğun zayıflamasıyla birlikte, kendi vatandaşlarının ve bazı istilacı kavimlerin saldırıları sonucu tahrip oldu. Tarihi Kral Yolu’nun geçtiği vadiye hakim tepedeki tarihi yapılar, su kemerleri, tapınaklar ve içinde değerli eşyalar bulunan soylulara ait lahitler tamamen yağmalandı.

Yaşadığı büyük tahribata karşın yakın tarihe kadar kale duvarları ve kiliselerin büyük bölümü ayakta olan, bir kısmı da doğal nedenlerle toprak altında kalan tarihi İsauria antik kentinin bulunduğu bölge, SİT alanı ilan edilmesine karşın define avcılarından korunamadı.

Konya Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcısı Arkeolog Sırrı Özenir, bugüne kadar hiç bir resmi kazı çalışması yapılmayan İsaura kentinin, Roma Dönemi’nin Anadolu’daki en önemli yerleşim alanlarından biri olduğunu, teknik eleman ve ödenek sıkıntısı ile çeşitli mevzuat engelleri nedeniyle kentin bugüne kadar gün ışığına çıkarılamadığını söyledi.

Kazı çalışmasının yüksek maliyet gerektiren bir iş olduğunu vurgulayan Özenir, “Tarihi eserler yönünden çok zengin olan İsauria’nın, kazı çalışmaları konusunda ihmal edilmesinin bir başka nedeni ise mevcut turistik bölgelere uzak olmasıdır. Ayrıca, kazı çalışması yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu’nun izni dışında, gönüllü bir üniversitenin ya da güçlü bir sponsorun bulunması gerekiyor” diye konuştu.

Bozkır Kaymakamı Hasan Gözen ise paha biçilemez eserleri barındıran tarihi Zengibar Kalesi ve çevresinin yıllarca ihmal edildiğini, çevresinde bulunan 3 köy halkının, evlerini yaparken, buradan götürdükleri tarihi taş parçalarını da kullandıklarını söyledi.

Tarih, dinamitle patlatılmış
Bölgenin SİT alanı olmasına karşın, yakın tarihte eşi görülmemiş tahribatlara uğradığını ve çeşitli nedenlerle bu kötü gidişin önüne geçilemediğini vurgulayan Gözen, “Özellikle mezarlık bölümü, definecilerin yaptıkları kaçak kazılar nedeniyle köstebek yuvası haline geldi. Tarihi kente, son çare olarak bir bekçinin görevlendirilmesi için yaptığımız girişimler sonuçsuz kaldı. İşin daha acı tarafı, bir kısmı halen ayakta olan tarihi kale duvarlarının, yakın tarihte, defineciler tarafından (içinde altın var) diye dinamitle patlatılarak yıkılmış olması” ifadesini kullandı.

Ele geçirilenler tekrar gömülüyor
Geçtiğimiz günlerde, 3 kişinin, jandarma ekiplerine tarihi kentte buldukları lahiti 300 bin dolara satmaya çalışırken yakalandıklarını anımsatan Gözen, “Bu kişilerin elinden kurtarılan lahit ve yaklaşık bir yıl önce bulunan aslan başı heykeli, bölgede resmi kazı çalışması yapılmaması nedeniyle ilgili müze yetkilileri tarafından kabul edilmedi. Bu eserler halen toprağa gömülü olarak duruyor. Aslan başı heykeli belki de define avcıları tarafından çoktan çıkarılıp götürülmüştür. Bu tarihi eserlerin kurtarılması için elimizdeki yetkiler ölçüsünde çabalıyoruz. Ancak, bu ve benzeri nedenler yüzünden elimiz kolumuz bağlanmış durumda...” diye konuştu.

Gözen, bölgede bulunan heykel ve kabartmalardan bir kısmının da Bozkır’a bağlı belde belediyelerinin bahçelerini süslediğini sözlerine ekledi.
NTVMSNBC

 

Nisan 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü saat 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz