reklam

26 Nisan 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Fırtına, Zap, 3. köprü

Hakkâri Belediyesi'nin öncülüğünde Zap Suyu üzerindeki 'Gençlik Köprüsü' yeniden inşa edilecek.

Zap'a köprü, 1968 kuşağının sembolüydü, Milliyet'in de desteğiyle Güneydoğu'nun en uç noktasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının başlattığı kampanya güçlü bir toplumsal - çevreci harekete dönüşmüştü. İstanbul'da birinci köprü tartışması başlamıştı. Zap olayı, aynı zamanda 'Köprüye hayır!' sloganının hayata geçirilmesiydi. Üniversite gençliği, Hakkari'ye gidip Zap köprüsünün yapımında çalıştılar.

İlginçtir. Zap'taki 'Gençlik Köprüsü'nün yenilenmesi girişimiyle Boğaz'a yapılacak 3.köprünün güzergahıyla ilgili tartışmalar yine çakıştı. Aradan geçen 35 yıl sonunda, İstanbul 15 milyona yaklaşan nüfusuyla yönetilemez bir kent haline geldi ve trafikteki çözümsüzlüğün sonucu olarak 'köprü köprüyü doğurdu!' Sıra, Beykoz ve Sarıyer çevresindeki İstanbul'un son ormanlık alanlarının da yeni bir köprü uğruna katledilmesine geldi.

3. köprü, Boğaz'ın Karadeniz'e en yakın yeri olan Anadolu ve Rumeli kavakları arasında inşa edilecekmiş!

Hükümet yetkilileri, yer seçiminde 'kamulaştırma maliyeti'nin etkili olduğunu savunuyor. Haklılar! Türkiye'de doğayı katletmenin, ormanları yağmalamanın bedeli yok. AKP iktidarı, ormanlara göz dikti. 2 / B diye anılan sözde orman vasfını kaybetmiş alanların satışını anayasal engeller nedeniyle gerçekleştiremediler. Şimdi Beykoz çevresine 'üçüncü köprü' yemini atarak yeşil alanları kamulaştırmak istiyorlar.

İstanbul aynı tuzağa ikinci köprü yapımı sırasında da düşürülmüştü. 10 yıl öncesine dek Anadolu yakasının en yeşil alanlarından biri olan Fatih Köprüsü'ne bitişik Kavacık, kaçak yapı cenneti oldu ve tümüyle betonlaştı.
Beykoz - Sarıyer arasına köprü bağlantısı yapılırsa, çevre yollarıyla katledilecek yeşil alan, Şile'den Avrupa yakasına kadar uzanacak.
Boğaz'ı şimdi tanker trafiğinden daha büyük tehdit bekliyor.
Zap köprüsünün 'nostaljik' anlamı kadar, günümüze ilişkin mesajı da önemli. Çevreci hareketin 'Fırtına Vadisi'nde verdiği mücadele de örnek oluşturmalı. Rio Sözleşmesi'ne göre dünyada korumaya alınan 200 ekolojik bölgeden biri olan Rize'nin Çamlıhemşin ilçesindeki Fırtına Deresi az daha enerji santralının kurbanı olacaktı.

Çevreciler, hukukçular, gazeteciler yıllarca uğraştılar. Danıştay nihayet son noktayı koydu: Santralın Fırtına Deresi'ne yapılamayacağı yargı kararıyla kesinleşti.

Santral yapılsaydı, Fırtına Deresi'yle birlikte, Kafkasya ılıman kuşak yağmur ormanlarının bir kısmı ve nehirdeki denizalası balıkları yok olacaktı.
Aynı tehlike İstanbul'u bekliyor.
Beykoz yeşil kalmalı. Kavaklar'daki balıkçılar yaşamalı.
Üçüncü köprüye hayır!
Milliyet - Derya Sazak

 

Nisan 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü saat 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz