reklam

06 Mayıs 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Gecekondular ve 2004 Yerel Seçimleri

28 Mart 2004 yerel seçimleri sonuçları büyük tartışmalara yol açtı. Sanırım ilk kez bir seçim bu kadar sessiz sedasız bir kampanyayla biterken, yine ilk kez günlerce tartışma yaratan sonuçlar getirdi. Tartışmanın en yoğunlaştığı siyasi parti ise hiç kuşkusuz CHP oldu.

Hâlâ basınımızda ve televizyonlarda CHP tartışılmaktadır. Öyle görülüyor ki bu tartışma uzun müddet daha devam edecektir.

28 Mart 2004 seçimlerinin bize göre en önemli olgusu, büyük şehirlerimizi çevreleyen gecekondularda yaşayan vatandaşlarımızın kullandıkları oyların, artık seçim sonuçlarını direkt olarak etkilemesidir.

Bundan sonra bir büyükşehir mevcut belediye başkanı seçim başlamadan seçimin lehine bittiğini rahatlıkla ilan edebilme olanağına sahiptir. Örneğin bir büyükşehirde 350.000 gecekondu varsa ve siz bu gecekonduların yalnızca 100.000'ine ekmek, kömür, gıda, vs., tencere, top dağıtarak her seçime 4X100.000 = 400.000 oy farkıyla başlayabilme şansına sahip olmaktasınız. Tabiidir ki bu rakamın Ankara bazında 600.000'lere yükseltilebileceği bir kehanet olmamalıdır. Şimdi, insaf ile düşünülürse böyle bir seçimin adaletinden, demokrasimize ne tür bir katkısı olduğundan söz etmek olanaklı olabilir mi? Mevcut belediye başkanı bu gerçeği gördükten ve bildikten, gecekondulardaki vatandaşlarımız bu ilişkiyi yaşadıktan sonra hangi güç bu kısır döngüyü bu al-ver ilişkisini kırıp seçimi kendi lehine çevirebilecektir? İstediğiniz kadar açlığa mahkûm edilmiş insanlara neler yapacağınızı, projelerinizi, Ankara vizyonunuzu anlatınız; vatandaşımız elle tutulur, yenilebilir-yutulabilir olguları mutlaka size yeğ tutacaktır.

Bu aslında korkunç bir gerçektir ve kanımca süratle önlem alınması gereken, bir çirkin, olumsuz, antidemokrat ve her şeyden önemlisi ahlak anlayışını körelten ve seçim adaletine de aykırı bir sonuçtur. Oligarşik bir tutumdur. Şimdi bazı bilgileri sunarak konu üzerindeki görüşlerimizi aktarmaya devam edelim.

Gecekondu ne demektir?
3290 sayılı kanun ile bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 sayılı (af) kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin 3366 sayılı kanun uyarınca bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bazı maddeler eklenmesine dair yönetmeliğin; ''Tanımlar ve Kısaltmalar'' bölümünde; Gecekondu: İmar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalmaksızın, kendisine ait olmayan arsa veya araziler üzerinde yapılan yapılar olarak tanımlanmaktadır. Dikkat edilirse yönetmelik tanımına göre gecekonduyu kaçak yapılardan ayıran en büyük özellik yapanın, önce kendisine ait olmayan bir arsa veya araziye yapısını yapmasıdır. Elbette bu arsa veya araziler de belediye mücavir alanlarında bulunan Hazine arazileri olmaktadır. Anadolumuzun çeşitli yörelerinden büyükşehirlere göç eden vatandaşlarımız, şehir merkezi etrafına halka halka yerleşerek gecekondularla şehri kuşatmaktadırlar.

Belediyelerimiz daha sonra bu yörelere su, kanalizasyon, yol, elektrik vs. gibi hizmetleri getirmekte bu yapılara elektrik bağlanarak İmar Yasası'na aykırı bir biçimde yasal olmayan bir yerleşim yasalmış gibi muameleye tâbi tutulmaktadır.

Gecekondular sosyo-ekonomik bir olgudur. Elbette birçok yönden araştırmaya konu olabilirler. Ancak biz yazımızda yalnızca imar afları ile gecekondu ilişkisini dile getirmek istemindeyiz. Çünkü artık herkesin bildiği bir gerçektir ki gecekondulaşmanın en büyük etkeni hiç kuşkusuz çıkarılan imar affı yasalarıdır. Her af daima yeni gecekondulaşmayı, her yerel seçim de bir af beklentisini getirmiştir. Aflar, insanlarımızı yasaların nasılsa uygulanmayacağı gerçeğinden hareketle daha çok yasal olmayan kolaycı çözümlere itmektedir.

Bugüne kadar çıkarılan af yasalarına bir göz atacak olursak, 1960 sonrası şehirleşme hareketlerinin artması sonucu gecekondulaşmanın başladığı varsayımıyla 1960 sonrasında çeşitli tarihlerde yedi af yasası çıkarılmıştır. Hiç kuşkusuz bu yasaların en geniş kapsamlısı 24.02.1984 yılında çıkarılan 2981 sayılı, halk arasında gecekondu affı olarak nitelendirilen af yasasıdır.

İmar affı yasalarına baktığımızda bu af yasalarının hiç birisinin altında ne CHP'nin ne de SHP'nin imzası bulunmaktadır. Burada çıkan sonuç şudur; sağ partiler en geniş şekli ile gecekonduları, kaçak yapıları affa tâbi tutarken CHP ve SHP bu olayı bir sosyo-ekonomik sorun olarak kabul ederek ''kent yenileme'' projeleri üreterek bu ucubeleşmenin bir parça olsun kaldırılmasına yardımcı olacak projeleri üretme yolunu seçmişlerdir. Ancak gecekonduya, kaçak yapılaşmaya izin veren bir anlayış ve hele onu ''af'' eden bir sağ siyasal anlayış dizisi ortada dururken, sizin projeleriniz hiçbir şekilde ciddiye alınmayacaktır.

Sayın Murat Karayalçın 'ın Dikmen Vadisi Projesi, sosyal demokrat belediyeciliğin SHP döneminde en güzel, en somut bir abide örneğidir. Yine genel müdürlüğüm döneminde Ankara Mamak'ta o zamanki belediye başkanı Sayın Dr. İsmail Değerli ile birlikte başlattığmız kentsel yenileme projesi de bu açıdan çok önemli sayılacak bir adımdır. Şimdi yine Ankara'yı ele alacak olursak, Ankara'da 350.000 gecekondunun var olduğu söyleniyor. Söyleniyor diyorum çünkü bu sayım maalesef yapılmamış, yapılamamış veya yönetimlerin bugüne kadar araştırmak işine gelmemiştir. Bu olgu böyle mi sürmelidir? Yalnızca protokol yolu kenarlarında bulunan ve de yabancı konuklara ayıp oluyor gerekçesi ile bu gecekondular mı temizlenecektir? Sorunla ilgili önerilerimizi şu şekilde sıralayabiliriz:

1. İster Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ister Başbakanlık'a bağlı bir birim oluşturularak yalnız Ankara değil tüm Türkiye'deki gecekondular saptanmalıdır. 2. Daha geliştirilerek Dikmen Vadisi veya Mamak uygulaması bir yasa haline getirilmelidir. 3. Belediyeler her yıl uygulama programlarına belirli miktarlarda tasfiye bölgesini alarak beş yıllık programlarla gecekondu bölgelerini zorunlu olarak tasfiye etmelidirler. Aksi halde yeni aflar, göz yummalar yeni gecekonduları doğuracak şehre verilmesi gereken hizmetler top, şeker, makarna, kömür, vs. olarak haksız ve gereksiz bir biçimde oya dönüştürülmeye devam edilecektir. Büyükşehirlerimizde yaşanan köy-kent ikilemi gittikçe büyüyecek ve en önemlisi şehre suç işleyerek (başkasının arazisini işgal ederek) adımını atan vatandaşlarımızın oy kullanma hakları da tartışmalı hale gelebilecektir.
Cumhuriyet - M.Durukal Çulha 

 

Mayıs 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

AMV Genç Mimar Ödülü 2004


Son başvuru tarihi:
30.07.2004

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz