reklam

14 Mayıs 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

9+1 Yuvarlak Masa Toplantılarının Yedincisi Yapıldı

8 Mayıs 2004 Cumartesi günü Tansel Korkmaz'ın moderatörlüğünü üstlendiği 9+1 Yuvarlak Masa Toplantısı İhsan Bilgin, Nevzat Sayın, Can Çinici, Emre Arolat, Mehmet Kütükçüoğlu ve Han Tümertekin'in katılımıyla gerçekleşti. Yedincisi yapılan toplantıda İhsan Bilgin'in Moda Sarı Konut projesi, Nevzat Sayın'ın ise Yeniköy Özen Evi ve Beykoz Evi projeleri tartışmaya açıldı.

Temel konseptin "mimari müdahale" olduğu toplantıda ilk sırayı İhsan Bilgin aldı.
Mimar ele aldığı Sarı Konut renovasyonunda, Sarı ailesinin spesifik ihtiyaçlarını, kendi yorumuyla değerlendirdiğini belirtti. Tasarımcı 50'li yıllardan bu yana gitgide şekillenen ve ağırlığını koymaya başlayan modernizm akımının sıradan yapılarından biri olarak değerlendirdi bu projeyi. Her ne kadar Moda'daki bu konutta yüzleşilen gerçek "kötü" de olsa, hakikati reddetmenin yanlışlığı üzerinde durarak mevcut kötünün içinden iyi sonuçların çıkarılabileceğini ve bunun önemini ifade etti.

Bilgin, Moda'da yer alan, Fenerbahçe Koyu'na yönelen bu konutta, trafiğin akıcı oluşu, gürültünün hissedilmemesi ve manzaranın muntazamlığı gibi olumlu verilerinden yola çıktığını ifade ederek, biçimsiz çekirdek çözümleri, geniş ama kullanışsız mekanları, akslardan şaşarak devam eden kiriş doğrultuları gibi olumsuz donelerin tasarımında kendisini radikal değişimlere ittiğini vurguladı.

İhsan Bilgin, renovasyonunda iç duvarları belirli akslarda topladığını, çatı katında ve yaşama bölümlerinde metre karelerle oynayarak hacimler arası bir denge kurmaya çalıştığını anlattı. Üst katı yatak odası katı olarak evin diğer bölümlerinden ayrı tuttuğunu söyleyen Bilgin, yaşama bölümünden açtığı bir yırtıkla katlar arası ilişkiyi şeffaflaştırdığını da sözlerine ekledi. Neredeyse salonun orta aksında yer alan merdivenin seçiminde de olabildiğince şeffaf çözümlere gittiğini belirten Bilgin, galeri yırtığında yükselen bu şeffaf merdivenin sirkülasyondan öte mekanda bir oturma öğesi olarak anlam kazandığını aktardı.

Nevzat Sayın'ın söz almasıyla tartışmada ikinci oturuma geçildi. Sayın, tanıtacağı iki projede de benzerliklerin olduğunu ifade ederek, Yeniköy evinin belli bir birikime sahip olduğunu tahmin ettiği bir inşaat mühendisi tarafından tasarlandığını söyledi. Renovasyona başlamadan önce "sıradan"ın içinde yatan dinamikleri ve tasarımcının bu "sıradan"a ne derece müdahale edebileceğini irdelediğini aktaran mimar, tasarımı doğrultusunda ortaya çıkan Özen Evi'nin kendisin de yaşayabileceği bir mekana dönüştüğünü vurguladı.

Genel hatlarına ve ilk tasarımcının özellikle vurgulamaya çalıştığı ilkelere saygı gösterdiğini ve korumaya çalıştığını anlatan Sayın, renovasyonunda manzaraya yönelimi temel konsept olarak kabullendiğini belirtti. Tasarımcı, evin her bölümünde manzarayla bütünleştiğini ve artık sonu hiç gelmiyormuş gibi algılanan manzaranın adeta evin bir parçası haline geldiğini vurguladı. Sayın, bölme duvarları mümkün olduğunca az oranda kullanmaya çalıştığını vurgulayarak bu tasarımın bu güne kadar ki "en şeffaf" projesi olduğunu belirtti.

Konuşmasının ikinci kısmında Nevzat Sayın, Beykoz'da gerçekleştirdiği renovasyon projesini tanıttı. Beykoz'da bir toplu konut bünyesinde yer alan bu projesinde mevcut durumun Özen Evi'ne nazaran çok daha kötü olduğunu aktararak, evin taşıyıcı sisteminden ince detaylarına kadar son derece radikal değişimlere gittiğini vurguladı. İşverenin çok büyük yönlendirmelerde bulunmadığını belirten Sayın, ev sahibinin antika tutkusu nedeniyle bir antikacı dostuyla birlikte çalıştığını aktardı. Mimar, temel konsepti, sabit mobilyaların binaya tutucu bir şekilde bağlılığı ve hareketli öğelerin ise binayla kopuk ilişkisi şeklinde ifade ederek konuşmasını görsellerle destekledi.

Proje tanıtımlarının ardından diğer katılımcıların ve izleyicilerin sorularıyla devam eden toplantıda Kütükçüoğlu, mimarlarımızın Türk binalarından neredeyse nefret edercesine yetiştirildiğini, oysa ki yabancı mimarların bizim binalarımızı oldukça iyi bulduğunu vurguladı. İhsan Bilgin bu görüşe katılmadığını belirterek, çoğu günümüz binasında bir takım modernleşme kaygılarının yanlış örnekleriyle karşılaşıldığını aktardı.

Han Tümertekin, tartışmayı mimarın iç mimar veya benzer meslek dallarından destek alması konusuna getirdi. Kendisinin de bazı projelerde iç mimarla birlikte çalışarak daha iyi sonuçlar aldığını açıkladı. Tümertekin'in Sayın'a Beykoz Evi'nde bir antikacıyla çalışmasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Nevzat Sayın meslek grupları arasındaki dayanışmanın her zaman için verimli olacağını ifade etti.

Seyirciler arasında tartışmayı izleyen Alpaslan Ataman, her üç projeyi de çok başarılı bulduğunu ancak Sayın'ın projesinde antikaların tasarımın bir parçasın haline gelişini garip bulduğunu belirtti. Beykoz evinde Nevzat Sayın'ın yarattığı etkinin modernist bir etki olduğunu vurgulayarak buradaki antikaları tuhaf hatta tasarımı zedeleyici unsurlar olarak nitelendirdi.

Seyirciler arasından bir başka izleyici her üç projede de galerilerin kullanılışını çok iyi bulduğunu, zannedilenin tersine mekanda zenginliğin metre kare ile değil metre küp ile arttığını ifade etti.

Alparslan Ataman, tartışmanın temel konsepti olan "mimari müdahale" konusunun önemine değinerek, günümüz mimarlık okullarında öğrencilere bir uygulama projesi olarak öğretilmesi önerisinde bulundu.

Tansel Korkmaz'ın bir sonraki toplantı tarihini açıklamasıyla tartışma sona erdi.
Arkitera - Elif Aksüt

 

Mayıs 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31
diğer aylar için tıklayın

Binaların tasarımlarını, fonksiyonlarını, kent ölçeğindeki konumlarını, mimari ve şehircilik açısından değerleri Bina Eleştirisi forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz