9+1
Yuvarlak Masa Toplantılarının Yedincisi Yapıldı
8 Mayıs 2004 Cumartesi günü Tansel Korkmaz'ın moderatörlüğünü üstlendiği
9+1 Yuvarlak Masa Toplantısı İhsan Bilgin, Nevzat Sayın, Can Çinici, Emre
Arolat, Mehmet Kütükçüoğlu ve Han Tümertekin'in katılımıyla gerçekleşti.
Yedincisi yapılan toplantıda İhsan Bilgin'in Moda Sarı Konut projesi, Nevzat
Sayın'ın ise Yeniköy Özen Evi ve Beykoz Evi projeleri tartışmaya açıldı.
Temel konseptin "mimari müdahale" olduğu toplantıda ilk sırayı
İhsan Bilgin aldı.
Mimar ele aldığı Sarı Konut renovasyonunda, Sarı ailesinin spesifik ihtiyaçlarını,
kendi yorumuyla değerlendirdiğini belirtti. Tasarımcı 50'li yıllardan bu
yana gitgide şekillenen ve ağırlığını koymaya başlayan modernizm akımının
sıradan yapılarından biri olarak değerlendirdi bu projeyi. Her ne kadar
Moda'daki bu konutta yüzleşilen gerçek "kötü" de olsa, hakikati
reddetmenin yanlışlığı üzerinde durarak mevcut kötünün içinden iyi
sonuçların çıkarılabileceğini ve bunun önemini ifade etti.
Bilgin, Moda'da yer alan, Fenerbahçe Koyu'na yönelen bu konutta, trafiğin
akıcı oluşu, gürültünün hissedilmemesi ve manzaranın muntazamlığı
gibi olumlu verilerinden yola çıktığını ifade ederek, biçimsiz çekirdek
çözümleri, geniş ama kullanışsız mekanları, akslardan şaşarak devam
eden kiriş doğrultuları gibi olumsuz donelerin tasarımında kendisini
radikal değişimlere ittiğini vurguladı.
İhsan Bilgin, renovasyonunda iç duvarları belirli akslarda topladığını,
çatı katında ve yaşama bölümlerinde metre karelerle oynayarak hacimler
arası bir denge kurmaya çalıştığını anlattı. Üst katı yatak odası
katı olarak evin diğer bölümlerinden ayrı tuttuğunu söyleyen Bilgin, yaşama
bölümünden açtığı bir yırtıkla katlar arası ilişkiyi şeffaflaştırdığını
da sözlerine ekledi. Neredeyse salonun orta aksında yer alan merdivenin seçiminde
de olabildiğince şeffaf çözümlere gittiğini belirten Bilgin, galeri yırtığında
yükselen bu şeffaf merdivenin sirkülasyondan öte mekanda bir oturma öğesi
olarak anlam kazandığını aktardı.
Nevzat Sayın'ın söz almasıyla tartışmada ikinci oturuma geçildi. Sayın,
tanıtacağı iki projede de benzerliklerin olduğunu ifade ederek, Yeniköy
evinin belli bir birikime sahip olduğunu tahmin ettiği bir inşaat mühendisi
tarafından tasarlandığını söyledi. Renovasyona başlamadan önce "sıradan"ın
içinde yatan dinamikleri ve tasarımcının bu "sıradan"a ne derece
müdahale edebileceğini irdelediğini aktaran mimar, tasarımı doğrultusunda
ortaya çıkan Özen Evi'nin kendisin de yaşayabileceği bir mekana dönüştüğünü
vurguladı.
Genel hatlarına ve ilk tasarımcının özellikle vurgulamaya çalıştığı
ilkelere saygı gösterdiğini ve korumaya çalıştığını anlatan Sayın,
renovasyonunda manzaraya yönelimi temel konsept olarak kabullendiğini
belirtti. Tasarımcı, evin her bölümünde manzarayla bütünleştiğini ve
artık sonu hiç gelmiyormuş gibi algılanan manzaranın adeta evin bir parçası
haline geldiğini vurguladı. Sayın, bölme duvarları mümkün olduğunca az
oranda kullanmaya çalıştığını vurgulayarak bu tasarımın bu güne kadar
ki "en şeffaf" projesi olduğunu belirtti.
Konuşmasının ikinci kısmında Nevzat Sayın, Beykoz'da gerçekleştirdiği
renovasyon projesini tanıttı. Beykoz'da bir toplu konut bünyesinde yer alan
bu projesinde mevcut durumun Özen Evi'ne nazaran çok daha kötü olduğunu
aktararak, evin taşıyıcı sisteminden ince detaylarına kadar son derece
radikal değişimlere gittiğini vurguladı. İşverenin çok büyük yönlendirmelerde
bulunmadığını belirten Sayın, ev sahibinin antika tutkusu nedeniyle bir
antikacı dostuyla birlikte çalıştığını aktardı. Mimar, temel konsepti,
sabit mobilyaların binaya tutucu bir şekilde bağlılığı ve hareketli öğelerin
ise binayla kopuk ilişkisi şeklinde ifade ederek konuşmasını görsellerle
destekledi.
Proje tanıtımlarının ardından diğer katılımcıların ve izleyicilerin
sorularıyla devam eden toplantıda Kütükçüoğlu, mimarlarımızın Türk
binalarından neredeyse nefret edercesine yetiştirildiğini, oysa ki yabancı
mimarların bizim binalarımızı oldukça iyi bulduğunu vurguladı. İhsan
Bilgin bu görüşe katılmadığını belirterek, çoğu günümüz binasında
bir takım modernleşme kaygılarının yanlış örnekleriyle karşılaşıldığını
aktardı.
Han Tümertekin, tartışmayı mimarın iç mimar veya benzer meslek dallarından
destek alması konusuna getirdi. Kendisinin de bazı projelerde iç mimarla
birlikte çalışarak daha iyi sonuçlar aldığını açıkladı. Tümertekin'in
Sayın'a Beykoz Evi'nde bir antikacıyla çalışmasını nasıl değerlendirdiğini
sorması üzerine Nevzat Sayın meslek grupları arasındaki dayanışmanın her
zaman için verimli olacağını ifade etti.
Seyirciler arasında tartışmayı izleyen Alpaslan Ataman, her üç projeyi
de çok başarılı bulduğunu ancak Sayın'ın projesinde antikaların tasarımın
bir parçasın haline gelişini garip bulduğunu belirtti. Beykoz evinde Nevzat
Sayın'ın yarattığı etkinin modernist bir etki olduğunu vurgulayarak
buradaki antikaları tuhaf hatta tasarımı zedeleyici unsurlar olarak
nitelendirdi.
Seyirciler arasından bir başka izleyici her üç projede de galerilerin
kullanılışını çok iyi bulduğunu, zannedilenin tersine mekanda zenginliğin
metre kare ile değil metre küp ile arttığını ifade etti.
Alparslan Ataman, tartışmanın temel konsepti olan "mimari müdahale"
konusunun önemine değinerek, günümüz mimarlık okullarında öğrencilere
bir uygulama projesi olarak öğretilmesi önerisinde bulundu.
Tansel Korkmaz'ın bir sonraki toplantı tarihini açıklamasıyla tartışma
sona erdi.
Arkitera - Elif Aksüt
|