Gökkafes'in
hikâyesi
Çıkan Kısmın Özeti: "Sen, Benim Zenginim'in İstanbul'un orta
yerine bir kazık çakarak, daha da zenginleşmesi için İstanbul
Belediyesi'nin koskoca ilçelerinin sınırlarıyla oynayabilir misin
Farecik?"
"Emrin olur, başağbicim. Buralarda zenginler rantını doğrultsun
diye yapılmayacak fedakârlık ve cefakârlık, tabiatıyla, yoktur beybaşbakanım."
1984'te 'esrarengiz' bir şekilde tapu kaydından uçurulmuş bulunan tapu şerhinin
tapuya işlenmesi için (yani son kertede binanın yapı izninin iptal edilmesi
için), Beyoğlu Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü Gönül Tüfekçi'nin 97 yılında
açtığı dava,
Gökkafes'in tekerine çomak sokmuştur.
Nepotizmlerde çare tükenmez! Mesut Yılmaz, dönemin İstanbul Valisi Kutlu
Aktaş'ı arar.
İlçe sınırlarıyla oynanması istenmektedir!..
Fatih ve Şişli Kadastro Müdürlükleriyle, Şişli ve Beyoğlu Belediyesi
görevlilerinden oluşan 6 kişilik komisyon yerinde yaptıkları tespiti
tutanakla belgeler. Ortak bir karar ifade etmeyen tutanaktaki MUĞLAK İFADELER
dikkat çekicidir.
24 Mart 1998'de Vali Kutlu Aktaş imzasıyla konunun 'her iki ilçe
temsilcileri tarafından İHTİLAFSIZ olarak imza altına alındığı' Beyoğlu
ve Şişli Kaymakamlıkları'na gereği için bildirilir. Sınır değişikliği
tutanağını hazırlayan Kadastro Müdürü, bu olaydan hemen sonre emekli
olur. (Zaten bu hikâyede, Gökkafes'e hizmetin hemen ardından emekliye ayrılan
devlet görevlilerinden geçilmemekte, soğuk sulardan içilmemektedir.)
Yani İstanbul'un koskoca iki ilçesinin sınırlarıyla oynanmış; Gökkafes,
Beyoğlu sınırlarından ANAP'ın şanlı hırsızı Gülay Aslıtürk'ten
bayrağı devralmış bulunan Cüneyt Akgün'ün Merhametli Şişli'sinin sınırlarına
geçirilmiştir. Alkışlar,
Sınır Tanımayan Tacirlere'dir!
Beyoğlu Belediyesi -başarıyla- devreden çıkarılmıştır. Ancak şerh
davasında taraf olan İTÜ, Hazine ve Büyükşehir Belediyesi davayı sürdürür.
Pek çok aşamadan geçen dava (en nihayet!) 9 Mart 2004 günü, Yargıtay 1.
Hukuk Dairesi tarafından, Şişli 1. Asliye Hukuk Hâkimliği'nin 26 Haziran
tarihinde verdiği kararla ONAYLANARAK bitirilir.
BU NE ANLAMA GELMEKTEDİR? Öncelikle şerh, 'irtifak hakkının' sahipleri
İTÜ, Büyükşehir Belediyesi ya da Hazine tarafından tapuya tekrar yazdırılabilecektir.
Ardından, bu taraflardan herhangi biri Şişli Belediyesi'ne gidip binanın
kullanma ve inşaat ruhsatlarının iptalini isteyebilecektir. Bunlar iptal
edildiği anda, Gökkafes (İmar Yasası'nın 39. maddesine göre) ruhsatsız
olduğundan YIKILABİLECEKTİR. Yani hiç yapılmamış olması gereken bir
hilkattan (burada binanın saygıdeğer mimarı Doruk Pamir'i kutlamayı da
mimarlık 'eteği' açısından borç biliriz), İstanbul (en nihayet!) kurtarılabilecektir.
BU NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
E, bu kadar kanunsuz bir binanın kanunsuzlukları bitmemektedir. İTÜ'nün üstünde
HAKKI olan arsada 134 metre yüksekliğinde çakılmış bulunan Gökkafes; yok
geçiş hakkım yol gaspım, yok daha önce düşünüp adam gibi inşa etmediğim
yangın merdivenimi arsana indiririm, yok odur da, budur da neyi nerden kerperim
diye diye İTÜ'yle bir sürü mevzudan davalı vaziyettedir.
Bu bitmiyor da/gaspların sonu gelmiyor davalarının takibi için İTÜ'yle
görüşmeye giden Sabah gazetesinden Cengiz Erdinç, şerh davasının sonuçlanmış
olduğunu (çokça da tesadüfen) öğrenir. Oturur masasına, konuyla ilgili şahane
bir haber yazar. Sabah gazetesi de, bu konuyu manşete taşır.
Yıllarca oto ve motomoto sansürleriyle medyanın çipil gözlerinden kaçırılmış
Gökkafes faciasının en nihayet manşete çıkarılmış olmasına mı
sevineyim, zamanında başıma (telefonumun dinlenmesi, takip ettirilmem vs.
vs.) nice dertler açmış bulunan Gökkafes Davası'nda yazdıklarımın haklı
çıkmış olmasına mı göneneyim, şehrimizin bu hukuksuzluk abidesinden
kurtulması ihtimalinin doğmuş olmasına mı çıldırayım, bu şahane haberi
Londra'da otel odasında Rahmi Saltuk'un telefonuyla almış olmama mı mutlanayım;
ne edeyim, ne edeyim diyordum ki!
Kendimi Mimarlar Odası'nın konuyla ilgili basın toplantısında buldum.
Mimarlar Odası'nın duyurusuyla bitiriyorum:
GÖKKAFES'İN HUKUKSUZLUĞU YÜKSEK YARGI KARARIYLA BİR KEZ DAHA BELİRLENDİ.
İRTİFAK HAKKI SAHİPLERİ'Nİ (HAZİNE, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
VE İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ) YARGITAY'IN KARARI DOĞRULTUSUNDA 'UTANÇ
ABİDESİ'NİN YIKIMI İÇİN GEREKLİ İŞLEMLERİ YAPMAYA ÇAĞIRIYORUZ.
İstanbullular! Ben de sizleri şehrinizi bu hukuksuzluk anıtından, siluet
bozan'dan kurtarmak için bir şeyler yapmaya (yapılabilecek nice şeyler var)
davet ediyorum.
Radikal - Perihan Maden
|