reklam

20 Mayıs 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Kentliler yaşadıkları şehrin siluetinden de sorumludur...

Önce siluet sözcüğünde anlaşalım: Siluet tek başına bir sanat deyimi ya da mimari terim değildir. İzmir gibi büyüyen kentlerin yapılaşmasında komşuluk ve hemşerilik haklarının da bir parçasıdır. Prag'ın kendine özgü bir silueti vardır, Paris'in de, Selanik'in de... Bu kentlerde yaşayanlar kentlerinin siluetlerini korumakta kararlıdırlar. Praglılar, Parisliler, Selanikliler öyle önüne gelenin 'ben bilmem kaç milyon dolarlık yabancı sermaye buldum, arkama yerel basını da aldım, onlara ilan da verdim, paralar da harcadım, bilmem kaç katlı otel yapacağım, 400 kişiye de iş imkanı vereceğim' demelerine kulak asmaz, bizim kentsel kimliğimizin en önemli parçalarından biri de siluetidir derler ve karşı çıkarlar.

İzmir'in kendine has ve görenlerin de çok hoşuna giden bir silueti vardır. En eski zamanlardan beri İzmir'e gelen seyyahlar, hacılar, binlerce yıllık tarihi içinde biriktirdiği kültür varlıklarıyla ve doğanın kendisine sunduğu eşsiz zenginlikleriyle dünyanın en seçkin bölgelerinden birisi olan yurdumuzun en güzel köşesi Batı Anadolu'nun merkezindeki kente hep sevgiyle yaklaşmışlar, döndükten sonra da onu övgü ile selamlamışlardır.

Benim merak ettiğim şudur: Şimdilerde İzmir'de 'Üçüncü İzmir' diye kısaca adlandırılan Liman arkası, eski Salhane-Bayraklı civarı ve Turan'ı yeniden yapılandırılan ve kentteki gökdelenleri bu çevreye toplayan plan dururken şehrin göbeğine plansız programsız gökdelenler dikme girişimlerine kentte yaşayanlar ne diyecektir? Ayrıca önceki seçimde karşı partinin adayını açık açık desteklemenin arkasında bu yatırımlar için fırsat yaratma olmadığına kimi inandırabilirsiniz ki? Sonra da 'hevesimizi kırıyorlar' diye kendinizi acındırmanıza kimi inandırabilirsiniz ki?

Yatırım yapacaklara sorular...

Şimdi başka sorulara yanıt arayalım. Bu sorular son günlerde ortaya çıkan girişimcilere değil, kente büyük yatırım yapmak isteyen herkesedir:

Yapılması planlanan gökdelenler arazi kullanım biçimine uygun şekilde planlanmış mıdır? Gökdelenlerin dikileceği bölgenin alt yapısı, kanal sistemi uygun mudur? O bölgeye taşıyacağı trafik yükünü kaldırabilecek imkan var mıdır? Çevrenin trafik koşulları uygun mudur?

Ortaya konan gereksinim kentin gerçekten eksikliğini hissettiği bir gereksinim midir, yoksa salt karar vericilerin öznel niyetleriyle mi bu yönde karar verilmiştir?

Projenin kent için önceliği var mıdır? Kamuoyunun desteği mi vardır, yoksa muhalefeti mi? Kentliler böyle bir yatırımdan hoşnut olacak mıdır? Hazırlanan proje gereksinimi gidermeye uygun mudur? Proje gerçekçi midir? Mali yönden yapılabilirliği mümkün müdür? Yatırımcı bu kadar büyük bir projeyi kaldırabilecek, sürdürebilecek kadar güçlü müdür?

Proje yürürlükteki yasal çerçeveye uygun mudur? Yapıma, yasal süreçler işletilmeden başlanmış olabilir mi? Yatırım başladıktan sonra, önceden kestirilemeyen doğal ya da teknik sakıncalar ve sorunlara karşı önlemler alınabilir mi ? (unutmayın İstanbul'da 20 katlı bir beton ucube Park Otel inşaatı öylece durmaktadır...)
Akşam - A. Nedim Atilla

 

Mayıs 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

AMV Genç Mimar Ödülü 2004


Son başvuru tarihi:
30.07.2004

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz