reklam

27 Mayıs 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

"Güneydoğu"dan geliyorum

Turizmin yeni yıldızı Güneydoğu. Tavsiye ediyorum. Çünkü gittim, gezdim, gördüm, yeni döndüm.

7'si Güneydoğu'da, 10 ildeydim. Burası bir tarih, medeniyet, kültür, sanat, tabiat hazinesi.

Antakya, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya ve Kayseri illerimizden söz ediyorum.

Harran'ı, Nusaybin'i, Midyat'ı, Siverek'i, Kahta'yı, Raman'ı ve dağlarını, Hilvan'ı, Tavas'ı görme şansım oldu.

Birecik Barajı'nın suları altında kalan cennet Halfeti'yi, yine sular altındaki bir masal ülkesi Hasankeyf'i, dünya Süryanilerinin merkezi Deyrüzzaferan Manastırı'nı, Malabadi Köprüsü'nü, Cendere Köprüsü'nü, Nemrut Dağı'nı ve dağın tepesindeki Kommagene Krallığı'nın tümülüsü ile buradaki dev tanrı heykellerini, Atatürk Baraj gölü ve etrafını, Erciyes Dağı'nı ve buradaki tesisleri, diğer tarih, sanat ve tabiat güzelliklerini hayranlıkla izledim.

Suriye sınır çizgisi boyunca kilometrelerce süren mayın tarlalarının hala neden temizlenip tarıma kazandırılmadığını hayretle sordum. Yoksa, mayınların yerlerini belli eden ve kaybolduğu söylenen haritalar hala bulunmadı mı?

Ben bu bölgeye yıllar önce iki kez daha geldim. Biri uçakla, diğer karayoluyla gerçekleşen bu gezilerim bu seferki kadar kapsamlı olmamıştı.

Eğer tavsiyeme uyar bölgeye giderseniz, hayalinizdeki Güneydoğu ile gerçekteki Güneydoğu'nun çok farklı olduğunu göreceksiniz. Yerleşim alanlarına bakın. Başta Batman olmak üzere hepsi şehir gibi şehir. Yolları, yapıları, planları çağdaş şehircilik standartlarıyla yarışır durumda. Batı'daki birçok şehirden daha düzenli. Türkiye değişiyor. Doğu - Batı farkı kalmıyor. Bunu görmek mutluluk veriyor.

Güneydoğu turizm açısından henüz keşfedilmiş bir hazine değeri taşıyor. Bölge üst üste yığılmış medeniyetler müzesi gibi. İpek Yolu'ndan gelip geçen tüm toplulukların bıraktığı eserler eşi az bulunur bir kültür birikimi oluşturmuş. Bu önemli bölge yıllardır adeta insanlığın istifadesine kapatılmıştı. Fiilen kapatılmıştı, çünkü terör vardı.

Bugün bazı yollarda, küçük taş karakollarında Türk bayrağı dalgalandıran korucular da olmasa, hiç güvenlik tedbiri görmeyecek, buraların artık tam anlamıyla güvenli olduğunu söyleyebileceğiz. Bu nedenle de, "Terör gitti, turist geldi" demek yanlış olmaz. Bunun için de "Güneydoğu yeniden keşfediliyor" denilebilir. Turizm şirketlerinin üst üste düzenledikleri turlara olan rağbet de bunu gösteriyor.

Her Şey Var... 
Güneydoğu ucuz. Fiyatlar İstanbul'dakinin üçte biri kadar.
Yollar elverişli ve güvenli.
Oteller, ihtiyacı karşılayacak donanımda.
Yiyecekler orijinal.
İnsanlar, misafirperver ve çağdaş.
Yakın gelecekte turist sayısının daha da artacağı düşünülerek konaklama yerleri çoğaltılmalı.

Güneş Farkı 

Nemrut'un zirvesinde
Nemrut Dağı'na çıkıyoruz. Tepeler arasındaki yol minibüsle 2 - 2.5 saat kadar sürüyor. Sonra da yaya olarak, 45 dakika kadar güç bir tırmanış yapıyoruz. Zirvede, Kommagene Kralı'nın anıtmezarı ve dev tanrı heykelleri var.
Güneşin batışını ve doğuşunu seyretmek isteyen onlarca turist de ellerinde şarap şişeleri zirvede birikiyor. Etrafta, belki de dünyanın en güzel manzarası var. Aşağıda gömlekle terlerken, zirvede benim gibi üç kazak da giyseniz üşüyorsunuz.
Buraya teleferik yapmak gerek. Tarihi dokuyu bozmayacak bir de küçük otel inşa edilmeli. Böylece güneşin batışını seyredenler kalıp, doğuşunu da izleyebilirler.

Deyrüzzaferan 

Duvara gömülü papazlar
Süryanilerin haç yeri de sayılan dünyaca meşhur Deyrüzzaferan Manastırı'nı ziyaret ediyoruz. Güneşe tapanların mabedi de burada. Manastır Mardin dışında, çok yüksek olmayan bir tepenin üzerinde inşa edilmiş. Bakımı, dünyanın her yanından akan büyük maddi yardımla sağlanıyor.

Burada ölen dini liderlerin sandalyede oturur vaziyette duvarlara gömüldüğünü görüyoruz. Yer kalmazsa bir ölünün kemikleri duvarın içinde bir kenara toplanıyor, yeni ölü papaz sandalyesiyle onun yerine oturtuluyor. Deyrüzzaferan bir abide ama buranın daha rahat ve kapsamlı gezilebilmesi için manastır yöneticileriyle yetkili makamların uzlaşmasında yarar var.

Modern, Planlı 

Kayseri bir numara
10 ilin en gelişmişi Kayseri. Hilton'un 815 nolu odasının camından bakınca güzel, planlı bir meydan ve geniş yollar görüyorum. Şehri gezince bu çağdaş görüntünün Kayseri'nin her köşesinde var olduğunu da anlıyorum. Erciyes'in eteklerindeki sayfiye semti Hisarcık'taki yazlık villalar İstanbul'dakileri aratmayacak kadar mükemmel. Bunlardan bazıları İstanbul'da yaşayan, sizin de tanıdığınız Kayserililere ait. Talas da, Hisarcık'tan geri kalmayan cennet gibi bir bölge. Anadolu'nun bağrında böyle çağdaş, böyle Avrupai şehirler bulmak gurur veriyor, umut veriyor.
Milliyet - Doğan Heper

 

Mayıs 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31
diğer aylar için tıklayın

Sokakları, caddeleri, binaları, sorunları, keyifleri, artıları ve eksileri ile kentte yaşamak, kentli olmak üzerine söylemek istedikleriniz Kent ve Çevre forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz