"Güneydoğu"dan
geliyorum
Turizmin yeni yıldızı Güneydoğu. Tavsiye
ediyorum. Çünkü gittim, gezdim, gördüm, yeni döndüm.
7'si Güneydoğu'da, 10 ildeydim. Burası bir tarih,
medeniyet, kültür, sanat, tabiat hazinesi.
Antakya, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin,
Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya ve Kayseri illerimizden söz ediyorum.
Harran'ı, Nusaybin'i, Midyat'ı, Siverek'i, Kahta'yı,
Raman'ı ve dağlarını, Hilvan'ı, Tavas'ı görme şansım oldu.
Birecik Barajı'nın suları altında kalan cennet
Halfeti'yi, yine sular altındaki bir masal ülkesi Hasankeyf'i, dünya Süryanilerinin
merkezi Deyrüzzaferan Manastırı'nı, Malabadi Köprüsü'nü, Cendere Köprüsü'nü,
Nemrut Dağı'nı ve dağın tepesindeki Kommagene Krallığı'nın tümülüsü
ile buradaki dev tanrı heykellerini, Atatürk Baraj gölü ve etrafını,
Erciyes Dağı'nı ve buradaki tesisleri, diğer tarih, sanat ve tabiat güzelliklerini
hayranlıkla izledim.
Suriye sınır çizgisi boyunca kilometrelerce süren
mayın tarlalarının hala neden temizlenip tarıma kazandırılmadığını
hayretle sordum. Yoksa, mayınların yerlerini belli eden ve kaybolduğu söylenen
haritalar hala bulunmadı mı?
Ben bu bölgeye yıllar önce iki kez daha geldim.
Biri uçakla, diğer karayoluyla gerçekleşen bu gezilerim bu seferki kadar
kapsamlı olmamıştı.
Eğer tavsiyeme uyar bölgeye giderseniz,
hayalinizdeki Güneydoğu ile gerçekteki Güneydoğu'nun çok farklı olduğunu
göreceksiniz. Yerleşim alanlarına bakın. Başta Batman olmak üzere hepsi şehir
gibi şehir. Yolları, yapıları, planları çağdaş şehircilik standartlarıyla
yarışır durumda. Batı'daki birçok şehirden daha düzenli. Türkiye değişiyor.
Doğu - Batı farkı kalmıyor. Bunu görmek mutluluk veriyor.
Güneydoğu turizm açısından henüz keşfedilmiş
bir hazine değeri taşıyor. Bölge üst üste yığılmış medeniyetler müzesi
gibi. İpek Yolu'ndan gelip geçen tüm toplulukların bıraktığı eserler eşi
az bulunur bir kültür birikimi oluşturmuş. Bu önemli bölge yıllardır
adeta insanlığın istifadesine kapatılmıştı. Fiilen kapatılmıştı, çünkü
terör vardı.
Bugün bazı yollarda, küçük taş karakollarında Türk
bayrağı dalgalandıran korucular da olmasa, hiç güvenlik tedbiri görmeyecek,
buraların artık tam anlamıyla güvenli olduğunu söyleyebileceğiz. Bu
nedenle de, "Terör gitti, turist geldi" demek yanlış olmaz. Bunun için
de "Güneydoğu yeniden keşfediliyor" denilebilir. Turizm şirketlerinin
üst üste düzenledikleri turlara olan rağbet de bunu gösteriyor.
Her Şey Var...
Güneydoğu ucuz. Fiyatlar İstanbul'dakinin üçte biri kadar.
Yollar elverişli ve güvenli.
Oteller, ihtiyacı karşılayacak donanımda.
Yiyecekler orijinal.
İnsanlar, misafirperver ve çağdaş.
Yakın gelecekte turist sayısının daha da artacağı düşünülerek
konaklama yerleri çoğaltılmalı.
Güneş Farkı
Nemrut'un zirvesinde
Nemrut Dağı'na çıkıyoruz. Tepeler arasındaki yol minibüsle 2 - 2.5
saat kadar sürüyor. Sonra da yaya olarak, 45 dakika kadar güç bir tırmanış
yapıyoruz. Zirvede, Kommagene Kralı'nın anıtmezarı ve dev tanrı heykelleri
var.
Güneşin batışını ve doğuşunu seyretmek isteyen onlarca turist de
ellerinde şarap şişeleri zirvede birikiyor. Etrafta, belki de dünyanın en güzel
manzarası var. Aşağıda gömlekle terlerken, zirvede benim gibi üç kazak da
giyseniz üşüyorsunuz.
Buraya teleferik yapmak gerek. Tarihi dokuyu bozmayacak bir de küçük otel inşa
edilmeli. Böylece güneşin batışını seyredenler kalıp, doğuşunu da
izleyebilirler.
Deyrüzzaferan
Duvara gömülü papazlar
Süryanilerin haç yeri de sayılan dünyaca meşhur Deyrüzzaferan Manastırı'nı
ziyaret ediyoruz. Güneşe tapanların mabedi de burada. Manastır Mardin dışında,
çok yüksek olmayan bir tepenin üzerinde inşa edilmiş. Bakımı, dünyanın
her yanından akan büyük maddi yardımla sağlanıyor.
Burada ölen dini liderlerin sandalyede oturur vaziyette duvarlara gömüldüğünü
görüyoruz. Yer kalmazsa bir ölünün kemikleri duvarın içinde bir kenara
toplanıyor, yeni ölü papaz sandalyesiyle onun yerine oturtuluyor. Deyrüzzaferan
bir abide ama buranın daha rahat ve kapsamlı gezilebilmesi için manastır yöneticileriyle
yetkili makamların uzlaşmasında yarar var.
Modern, Planlı
Kayseri bir numara
10 ilin en gelişmişi Kayseri. Hilton'un 815 nolu odasının camından bakınca
güzel, planlı bir meydan ve geniş yollar görüyorum. Şehri gezince bu çağdaş
görüntünün Kayseri'nin her köşesinde var olduğunu da anlıyorum.
Erciyes'in eteklerindeki sayfiye semti Hisarcık'taki yazlık villalar İstanbul'dakileri
aratmayacak kadar mükemmel. Bunlardan bazıları İstanbul'da yaşayan, sizin
de tanıdığınız Kayserililere ait. Talas da, Hisarcık'tan geri kalmayan
cennet gibi bir bölge. Anadolu'nun bağrında böyle çağdaş, böyle Avrupai
şehirler bulmak gurur veriyor, umut veriyor.
Milliyet - Doğan Heper
|