reklam

07 Haziran 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Dünya Çevre Günü ve Haftası özel etkinliklerle kutlanıyor

01 - 08 Haziran 2004 tarihleri arasında kutlanan Dünya Çevre Günü ve Haftası, özel kuruluşların ve kamu kurumlarının organize ettiği çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Öte yandan İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur da Çevre Günü ve Haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Mesajında insan ve tabiat dengesine değinen Çodur, insanların çevreyi hoyratça kirlettiğine dikkat çekti. Gelişme ve kalkınma uğruna yeryüzü kaynaklarının dikkatsizce tüketildiğini kaydeden İSKİ Genel Müdürü mesajına şöyle devam etti;

"Hava kirliliği, nesli tükenen canlılar, asit yağmurları, kaybedilen verimli topraklar, hızla kirlenen denizler, sera etkisi, nükleer savaş, çölleşme terimlerinin geçmediği bir gazete okumak neredeyse imkansız. Bütün bu "ürkütücü" olaylara ait "ürkütücü" rakamlar sıralamak da mümkün. Bugün Amerika'nın ücra bir kasabasında kullanılan buzdolabından çıkan klorofolorokarbon gazının birikerek oluşturduğu sera etkisi, uzaklarda küçük bir adada yaşayan yoksul bir balıkçının hayatını tehdit ediyor. Çünkü bugün adını ekosistem verdiğimiz tabiatın düzeni, zincirleme olaylarla birbirini etkiliyor. Yani hiçbirimizin, hiçbir ülkenin "bana ne !" deme lüksü yok.

Sanayi devriminin ardından insanoğlu hiç beklemediği bedeller ödemekle yüz yüze geldi. Bugün yaşanılan kirlilik o kadar büyük ki her geçen gün bir türün daha nesli tükeniyor, ekolojik denge geri dönülemez bir biçimde bozuluyor ve bütün olumsuzluk uzun -çok da uzun değil - vadede tüm insanlığı tehdit ediyor.

Dünya iklimi üzerinde her şeyden daha fazla etkili olan, binlerce canlının yaşam alanı, yeryüzünün büyük bir kısmını kaplayan, hayatın kaynağı suyun çevriminin baş aktörü olan denizler ve okyanuslar hızla kirleniyor. Küresel anlamda çevre bilincini geliştirmek, duyarlılığı artırmak, çevre bilinciyle ilgili politik ilgi ve aksiyonu artırmak gayesiyle kurulan Birleşmiş Milletler Çevre Programı bu yıl Dünya Çevre Günü ana temasını Denizler ve Okyanuslar olarak belirledi.

Bugün deniz ve okyanuslardaki 150 bölge, canlı varlıkların hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan oksijenin azlığı nedeniyle ölü olarak nitelendiriliyor. Çünkü tarım alanında kullanılan ilaçlar, sorumsuzca denizlere bırakılan atıklar, kontrolsüz sanayi, petrol ürünleri ve daha pek çok sebeple denizler kirleniyor. Denizlerdeki oksijen oranı her geçen gün daha da azalıyor.

Yakın bir zamana kadar İstanbul'umuzun denizleri de dünya denizlerinin yaşadığı kirlilik yaşanıyordu. Deniz şehri İstanbul'da denize girmek imkansızdı. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul'un atıksularının neredeyse tamamı arıtılmadan doğrudan Marmara Denizi'ne, su kaynaklarına, derelere, Haliç'e ve İstanbul Boğazı'na bırakılıyordu. Tarihçilerin güzelliklerini anlatmakla bitiremediği Haliç için umutlar tükenmiş, toprakla doldurulması teklif edilmeye başlanmıştı. 1994 yılında İstanbul'da düşük kapasiteyle çalışan sadece iki adet atıksu arıtma tesisi mevcuttu. Geçen yüzyıl deniz hamamlarıyla meşhur İstanbul kıyıları "Denize Girmek Yasaktır" tabelalarıyla dolmuştu. Denizlerdeki oksijen oranının azlığı nedeniyle Marmara Denizi'nde balık türü, canlı yaşamı azalmıştı.

İSKİ 1994 yılından itibaren İstanbul'un kronikleşmiş çevre sorunlarını sona erdirmek için dünya çapında yeni projeler üretti. Denizleri, su kaynaklarını, dereleri atık su tehdidinden kurtarmak için binlerce kilometre uzunluğunda toplayıcı kollektörler, tüneller, arıtma tesisleri ve deniz deşarjı hatları inşa etti.

Yaptığımız bu yatırımlar meyvesini verdi ve bugün artık İstanbul'da 50'ye yakın noktadan denize girilebiliyor.

Bütün bunlarla yetinmeyerek İSKİ olarak denizlere bir damla dahi arıtılmamış atıksu bırakmamak için sürekli yeni atıksu projeleri geliştiriyoruz. Ülkemizin en büyük çevre koruma projelerini gerçekleştirerek İstanbul'un denizleri ve su kaynaklarını atıksu tehdidinden kurtardığımız gibi her yıl bütçemizden en büyük payı atıksu yatırımlarına ayırıyoruz. On yıl içerisinde hizmete aldığımız 9 atıksu arıtma tesisine yenilerini eklemek için projeler hazırlıyoruz. Paşabahçe Atıksu Arıtma Tesisi, Ambarlı ve Ataköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesislerini inşa edeceğiz. Halen ön arıtma tesisi olarak istifade ettiğimiz Büyükçekmece ve Baltalimanı Atıksu arıtma tesislerini geliştirip ileri biyolojik tesisler hüviyetine kavuşturacağız. İnşaatı devam eden ve planladığımız projelerimiz gerçekleştiğinde İstanbul'un denizleri, dereleri, su kaynakları, Küçükçekmece Gölü gibi doğal güzellikleri atıksu tehdidinden kurtulacak ve İstanbul'un denize kıyısı olan her noktasından denize girilebilecektir.

İstanbul için yaptığımız bütün bu çabaların iki farklı yansıması var. Birincisi İstanbul'un insanlık tarihinin ortak mirası olması nedeniyle yapılan çalışmalar çok önemli ve değerlidir. İkincisi ise İSKİ'nin çevre koruma yatırımlarının hızla kirlenen, doğal kaynakları tükenen yeryüzünün korunması faaliyetleri içerisinde taşıdığı büyük anlamdır. İSKİ'nin İstanbul'da gerçekleştirdiği çevre koruma projelerinin bütün ülkemizde yayılması, halk ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabalarıyla toplumda genel çevre bilinicinin oluşturulması, çevrenin korunması ile ilgili faaliyetlerin kalıcı ve sürekli hale getirilmesi; sadece ülkemizin doğal kaynaklarının korunmasının da ötesinde dünyanın ekolojik dengesinin korunmasına da hizmet edecek ve çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalara katkıda bulunacaktır."
İBB 

 

Haziran 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Sokakları, caddeleri, binaları, sorunları, keyifleri, artıları ve eksileri ile kentte yaşamak, kentli olmak üzerine söylemek istedikleriniz Kent ve Çevre forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz