reklam

14 Haziran 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

İsveç'ten tasarım ışığı


Peter Hallen

Tophane-i Amire ve Ankara İsveç Konsolosluğu, 5-6 Haziran tarihlerinde 'İsveç Tasarımının Dünü, Bugünü ve Yarını' adıyla yaratıcıları konuk etti.

İsveç Başkonsolosluğu ve Mimar Sinan Üniversitesi Tasarım Bölümü'nün düzenlediği 'İsveç Tasarımının Dünü, Bugünü ve Yarını' adlı etkinlik geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. 

İsveç'in Ulusal Günü sebebiyle gerçekleşen organizasyon, Türkiye ve İsveç arasındaki ticari ve fikirsel alışverişi geliştirme amacı taşıyordu. 5 Haziran'da Tophane-i Amire'de gerçekleşen etkinlikte İsveç Büyükelçisi Anne Dismorr, İsveç Başkonsolosu Dr. Ingmar Karlsson, Mimar Sinan Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Önder Küçükerman, Göteborg Rühsska Tasarım Müzesi Müdürü Elsebeth Welander-Berggren ve AHA Sweden Tasarım Derneği Başkanı Peter Hallen gibi önemli isimler vardı. 

Tasarımın önemi, İsveç tasarımları ve İsveç-Türkiye ilişkileri üzerine konuşmaların yapıldığı etkinlikte aynı zamanda Ikea, Absolut Vodka ve Volvo gibi çeşitli İsveç markaları da standlar kurarak davetlilerle buluşma fırsatı yakaladılar. Mimar Sinan Üniversitesi'nden öğrencilerin dört tekerlekli, yeni güvenlik sistemli bebek arabası projesi yarışması da sonuçlandı. Yarışmada ilk 10'a giren projeler de aynı gün sergilendi. İsveç, Türkiye buluşmasının ikinci önemli ayağıysa, 6 Haziran'da Ankara'da İsveç Konsolosluğu'nda düzenlenen resepsiyonla gerçekleşti. Konsolosluğun bahçesinde düzenlenen resepsiyonda bebek arabası yarışmasında ilk üç dereceye giren yeni tasarımcılar ödüllendirildi. Organizasyonu düzenlerken planlanan

'Türkiye'de İsveç havası yaratma' projesi birçok etkinliğin yanı sıra yağan yağmur sayesinde daha da gerçekçi bir görünüm kazandı.

"Aslında sıkıcıyızdır"
İsveç Tasarım Günleri'ne katılan AHA Sweden Tasarım Derneği Başkanı Peter Hallen'le organizasyonun amacı ve İsveç'in tasarımlarında iklim ve doğanın etkisini konuştuk. Hallen'a göre tasarım, fantezi ve düşlerin 'gerçek' olduğu başka bir dünya...
AHA Sweden Tasarım Derneği Başkanı olmanızın dışında tasarımla bire bir nasıl bir bağlantınız var?
Hem mimar, hem tasarımcıyım. İki senedir İsveç'te deneysel endüstrinin gelişimiyle ilgileniyorum. Toplum üzerindeki etkimizi artırmak açısından, yaratıcı insanları bir organizasyon altına toplamaya çalışıyoruz. Yaratıcı insanlar, yaşadıkları toplumun gelişimi konusunda katı ve kararlı oluyorlar. İşte biz de bunun hakkında konuşmak için buradayız, yaşamımızı değiştirmenin bir yolunu bulmak için...
6 Haziran İsveç Ulusal Günü'nde tasarım hakkında görüşlerinizi paylaşmak üzere Türkiye'ye geldiniz. Türkiye ve İsveç arasındaki ilişkilerin gelişimini önemli buluyor musunuz?
Bunun İsveç Ulusal Gününe denk gelmesi durumu daha da anlamlı kılıyor. Türkiye enteresan bir ülke. Türkiye'yle işbirliği yapmak da öyle. Burada çok fazla olanakla karşılaşıyorsunuz. İsveç, pazarı küçük olan ülkelerden biri. O yüzden bu iki ülke arasında bir bağ kurulmasının iki tarafın da ekonomisini olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.
İsveç tasarımlarının yalın, pastel ve kullanışlı ortak bir tarz olduğu görülüyor. Sizce böyle ortak bir yan var mı? İsveç tarzını nasıl tanımlarsınız?
Pek fazla karşılaşılmayan bir bakış açımız var sanırım. Rastlanmamış olduğu için ilginç geliyor insanlara. Aslında sıkıcıyızdır. Bu yüzden başka ülkelerle ilişki kurmak çok önemli. Bu anlamda Türkiye ile içinde bulunduğumuz ilişkide Türkiye'nin de bakışını öğrenmeye çalışıyoruz.
Tasarım neden önemli? Fiyatın ve kullanışlılığın yanında tasarımı bu kadar ön planda tutan ne?
İnsanlar zaten bir şeyler yapma ihtiyacı içinde yaşarlar. İlginç, kullanışlı, değerli ve çekici şeyler yaratmak için de tasarıma ihtiyaç duyarlar. Eskiden etrafımızda daha önce görmediğimiz ürünleri yaratabilecek tasarımcılar bulmak zordu. Aynı zamanda tasarımsızlığın bir kirlenme sorunu olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü, tasarımsızlık orijinal olmayan nesnelerin tekrar tekrar üretilmesi anlamına geliyor.
Tasarımcı kendini nasıl besliyor?
Biz ilaç yapmak için laboratuvarda çalışan insanlarız. İki dünya arasında gidip geliyoruz. Biri içinde yaşadığımız, diğeri çalıştığımız dünya. Sanırım ilk dünyayı biz fantezi ve düşlerimizi oluşturma dünyası olarak kullanıyoruz. Daha önce yapılmamışları yapmaya zorluyoruz kendimizi. Olmayanı gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
İsveç'in iklimi ve doğası tasarımları üzerinde belirleyici mi?
Biz hâlâ büyük şehirlerde bile doğanın insanlarıyız sanırım. Bu bizi biraz utangaç yapıyor. İklimin bizi daha fazla çalışmaya ittiğini de söyleyebilirim. Yaratıcı ve kullanışlı şeyler üretmek önem kazanıyor. Tabii ki kullanışlılık çok önemli ama başka ülkelerde görüntü ve albeni daha önemli de olabilir. Biz fonksiyonel şeyler üretmek zorundayız.
Radikal - Çağ Çalışkur

 

Haziran 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Endüstri ürünleri, moda, sahne dekoru tasarımcıları ve grafikerler tasarım dünyasındaki sorunlarını ve görüşlerini Tasarım forumunda dile getirebilirler.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz