reklam

22 Haziran 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

TOKİ'nin 'imar darbesi'...

İmar planlarının yapılması, değiştirilmesi ve onaylanmasında ''çok sayıda kurumun yetkili olması'' öteden beri eleştiriliyor. Özellikle kent toprakları üzerindeki farklı beklentiler yüzünden çevre ve kültür değerlerini, toplumsal hakları ve gelecek kuşakları ''birlikte'' gözetecek bir ''planlama bütünselliği'' sağlanamıyor...

Her biri ayrı ayrı imar yetkileriyle donatılmış kurumlar, hele bir de ''yatırımları için'' bu hakkı elde etmişlerse, ister istemez sadece kendi çıkarlarını gözetiyorlar. Böyle olunca da kentlerin dengeli ve uyumlu gelişmesi için öngörülen genel planlama hedefleri kâğıt üzerinde kalıyor. Bunun yerini, farklı kurumların istemlerine göre şekillenen ''yapılaşma kargaşası'' alıyor...

Bu kaosa son verilmesi için meslek kuruluşları ve üniversiteler yıllardır toplantı üstüne toplantı düzenleyip sayısız bilimsel çalışmayla çözüm önerileri geliştiredursunlar, hükümet yeni bir yasayla daha aynı konuda Toplu Konut İdaresi 'ni (TOKİ) de yetkili kıldı.

Kendi planını onaylayacak
Mayıs ayının ilk günlerinde TBMM'den geçen yasaya göre TOKİ, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı ya da toplu konut alanı olarak belirlenen arazilere ait imar planlarını ''kendisi yapıp kendisi onaylayabilecek'' .

Gerçi, bu yetkisini kullanırken ''çevre ve imar koşullarını gözetmesi'' de öngörülüyor ama bunun aynı zamanda ''genel planlama bütünselliği'' içinde sağlanması için hiçbir güvence yok.

Çünkü, yasada bu planların belediyelerce de onaylanması koşulu olmasına rağmen son karar yine TOKİ'ye ait. Eğer bu planlar belediye meclislerinde ''üç ay içinde'' uygun görülmezse, TOKİ Başkanlığı'na ''resen yürürlüğe koyma'' yetkisi de veriliyor.

Aynı yasada yine TOKİ'ye konut sektöründeki ''özel şirketlere ortaklık'' hakkı da tanındığı için, böylesi bir yetkinin kentlerdeki şehircilik dengeleri yerine bu firmaların özel çıkarlarını koruyacak şekilde kullanılmasının da önü açılmış oluyor.

'Uzmanlığın' vefasızlığı
İmar kararlarının, ''planlama hiyerarşisini'' gözetecek şekilde ve farklı beklentileri kamunun genel çıkarlarına uygun dengelerle ele alabilecek tek bir kurum tarafından üretilmesi gereği, hemen tüm uzmanların ortak düşüncesi.

Bu kurumların ise ''bilimsel ve demokratik denetim organlarıyla desteklenmiş yerel yönetimler'' olması gerektiği, çağdaş dünyanın evrensel ilkesi...

Ne var ki ülkemizde belediyelere verilen imar yetkileri için bu anlamda bir denetim düzeni hâlâ olmadığı gibi, farklı kurumların kentlere istedikleri gibi müdahale etmelerine de olanak sağlanıyor.

TOKİ'nin ise öncelikle işte bu anlayışa karşı çıkan teknik ve bilimsel cephede yer alması gerekirken, herhangi bir ''imar hakkı düşkünü'' kurum gibi davranıp planlama bütünselliğini bozanlar arasına katılması düşündürücü değil midir?

Oysa TOKİ, amacı gereği mesken, inşaat ve yerleşim konularında uzman bir kurum ve buna uygun da teknik kadrolarla donatılmış. Aynı uzmanlığın ve aynı teknik kadroların savunması gereken mimarlık ve şehircilik ilkelerini ''imar özgürlüğü elde etme'' uğruna terk etmesi, bence bu yasadan daha vahim bir durum...

Evet.. TOKİ'ye de tanınan bu tek taraflı ve güçlü yetkiyle kentlerdeki hemen tüm dengeleri altüst eden yapılaşma kargaşasına yenileri eklenecek. Böylece belki TOKİ ile yeni ortakları kazançlı çıkacaklar ama kaybeden yine kent, toplum ve gelecek kuşaklar olacak.
Cumhuriyet - Oktay Ekinci 

 

Haziran 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Binaların tasarımlarını, fonksiyonlarını, kent ölçeğindeki konumlarını, mimari ve şehircilik açısından değerleri Bina Eleştirisi forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz